Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Şam’da Fransa Büyükelçiliği’ni açmayacağını ve Suriye yönetimiyle güvenlik işbirliği başlatmayı planlamadığını duyurdu.

Macron, Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Elysee Sarayı’nda yaptığı ortak basın toplantısında “Paris, konjonktür değişikliğine rağmen Esed’in suçlarını ve sivillere kimyasal silah kullandığını asla unutmayacak. Kendisi halen yönetimde ve iktidarda” dedi. Macron bu konumu, siyasi gerçekçilik ya da pragmatizm olarak tanımladı. Fransa lideri, açıklamasında “Bu yaklaşım son yıllarda yaşanan her şeyi unutacağımız veya Esed’in sorumluluklarını göz ardı edeceğimiz anlamına gelmez” ifadesini kullandı.

Macron, Fransa’nın Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden oluşan iletişim grubunun etkinleştirilmesi yönelik diplomatik girişimi sürdüreceği vaadinde bulundu. Hükümetinin diplomatik girişimleri etkinleştireceğini ve Esed ile çalışacağını söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Suriye’nin toprak bütünlüğüne, dini ve siyasi çoğulculuğu koruyan siyasi bir çözüme ihtiyaç olduğunu yineledi.

Fransa Cumhurbaşkanı bu açıklamayı, Fransa tarafından Şam rejimi ile diyaloga girme hazırlığında olunmasına rağmen Paris ve Şam arasında daha önce benzeri görülmemiş karşılıklı suçlamaların ardından yaptı. Esed’in Fransa’ya yönelik iki temel suçlaması var. Bunlardan ilki Paris’in savaşın başından bu yana Suriye’deki terörü desteklediği ve eline Suriyelilerin kanı bulaştığı iddiası. Şam’a göre Fransa, bu nedenle barış hakkında konuşma yetkisine ve Suriye’nin temel konularına müdahale etme hakkına sahip değil. Esed’in ikinci suçlaması ise Fransa’nın rejime ilişkin değişmeyen tavrı ile ilgili. Esed “Fransızların şimdiye kadar köklü bir değişime gittiği görülmüyor” diyerek daha fazla değişim talep ettiğini belirtti. Batı’daki birçok kaynağa göre; Suriye hükümeti ve özellikle istihbarat servisleri, Şam ve Batı başkentleri arasındaki diplomatik ilişkilerin düzelmesi ve elçiliklerin açılması gibi güvenlik sorunlarında işbirliği içindeydi. Fransız kaynakların Şark’ul Avsat’a yaptığı açıklamalarda Paris’in iki konu için de hazır olmadığı ve Esed’in istediğini elde edemeyeceği belirtildi.

Öz konusu eleştiriler, terör örgütleriyle veya aşırılık yanlısı hareketler ile bağlantısı bulunmayan Suriyeli muhalifleri desteklediğini inkâr etmeyen Fransa’nın öfkesine neden oldu. Paris, mevcut rejimin her türlü muhalifi terörist olarak görmesini reddetti. Zira savaş sürecinde rejimin kalması ya da terör örgütleri arasında 3. bir yol daha bulunuyordu. Bu da farklı bir siyasi sistemin arandığı ılımlı muhalefeti temsile ediyor. Bu oluşumu temsil edenler ise Suriye Ulusal Koalisyonu ve Yüksek Müzakere Heyeti’ydi. Bunun yolu da Rus girişimleri ve ortakları, Türkiye ve İran ile sınırlı değil, Cenevre ve uluslararası gözetimden de geçiyordu. Fransa’nın cevabı ilk kez, özellikle de İran’ın nükleer silahları ve Suriye’deki savaş konuları hakkında bir dizi görüşme yapmak üzere Washington’a giden Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’den geldi. Drian,“Esed, Rusya ve İran’a bağlı olduğu sürece siyasi bir tavır sergileyecek durumda değil” dedi. Esed’i hedef göstererek “Günlerini halkını kesmekle geçirmeye devam ettikçe daha da kaybolacaksın” ifadesini kullandı.

Macron Salı günü yaptığı açıklamada Esed’in suçlamalarının kabul edilemez olduğunu söyleyerek Fransa’nın başından beri DEAŞ ve terör örgütleri üzerinde yoğunlaştığını belirtti. Ayrıca uluslararası koalisyonun Suriye’de şubat ayı sonuna kadar terörü tamamen yenilgiye uğratacağına dair güvence verdi. Macron, Fransa’nın diplomatik çizgisindeki eğilimi ‘istikrar sağlayabilecek bir barış inşa etmek için tüm tarafların müzakere masasında olması gerekir’ sözleri ile doğruladı. Macron’a göre eğer görüşmede Esed ve temsilcisinin de olması gerekiyorsa, bütün muhalefet gruplarının da aynı masaya oturması gerekiyor.