Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Macron ve Netanyahu arasında İran’a dair ‘sağırlar diyaloğu’ | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Fransa Cumhurbaşkanının geçtiğimiz yılın bahar döneminde Elysee Sarayı’na gelmesinden bu yana gerçekleştirdiği üçüncü görüşmede, İsrail Başbakanı “İran nükleer meselesine yoğunlaşıp Filistin konusunu kenara itmeye ve yerleşimler, Kudüs ve Gazze’deki olaylara ilişkin Fransa-İsrail anlaşmazlıklarının üstünü örtmeye” çabaladı. Öyle ki söz konusu mevzular, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından kınama konusu oldu. Ancak anlaşmazlıklar, Netanyahu’nun Elysee Sarayı yakınlarındaki “Büyük Saray”’da Fransa- İsrail kültür sezonunun açılış gecesine katılımını engellemedi.

Fransa Başbakanı Edouard Philippe, 31 Mayıs-1 Haziran’da İsrail’e yapacağı ziyareti iptal etmiş ve gerekçe olarak da “başbakanlık ajandasının yoğunluğunu” öne sürmüştü. Fransız kaynaklar ise gerçek sebeplerin, Gazze’deki mevcut durum ve ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasıyla son haftalarda İsrail ordusu tarafından öldürülenlerin sayısındaki artış olduğunu açıkladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 5 Haziran’da ziyareti sırasında başkent Paris ve Fransa’nın diğer büyük şehirlerinin birçoğunda protesto edildi. Aynı şekilde 3 ana medya kuruluşu, ortak bir bildiri yayınlayarak, aralarında yardım personelleri, kadınlar, çocuklar ve gazeteciler de dahil olmak üzere 100’den fazla kişinin ölümünü, yaklaşık 8 bin kişinin de yaralanmasını kınadı. Bildiride, gözaltındaki tüm gazetecilerin serbest bırakılması ve baskınlara son verilmesi çağrısı yapıldı. Bugün ise Netanyahu, Tahran ile imzalanan nükleer anlaşma çerçevesinde Avrupa turunun bir parçası olarak Londra’ya gitmek üzere Fransa ziyaretini sonlandıracak.

Kaynakların aktardığına göre Netanyahu’un amacı, Paris’in İran nükleer anlaşmasına dair tavrını değiştirmek ve Fransa’yı geçtiğimiz ay anlaşmayı veto eden ABD Başkanı Donald Trump’ın safına katılmak yönünde ikna etmekti. Ancak görünen o ki İsrail Başbakan’ın çabası işe yaramadı. Düzenlenen ortak basın açıklamasında Macron, gördüğü eksikliklere rağmen Paris’in nükleer anlaşmaya bağlılığını yineledi, ayrıca 2025 yılı sonrasında bu anlaşmanın, İran’ın balistik füze programı ve bölgedeki varlığı konuları bağlamında üzerinde tekrar çalışılması gerektiğini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanını anlaşmadan çekilmeye zorlama girişimlerinin başarısız sonuçlanacağını farkında olan Netanyahu, ikna için farklı bir “taktik” kullandı. Zira İsrail Başbakanı, Macron’a bu yönde herhangi bir çağrıda bulunmadan anlaşmanın ekonomik sebeplerden dolayı iptal edileceğini söyledi. Binyamin Netanyahu, Peugeot Citroen otomobil firmasına dikkat çekerek, Fransız ve Avrupalı şirketlerin İran piyasasından geri çekilmeye başladığına atıfta bulundu.

Macron ve Netanyahu arasındaki İran nükleer meselesi üzerinde yaşananlar, “sağırlar diyaloğu” gibiydi. Netanyahu anlaşmayı reddederken, anlaşmanın yıllar sonra İran’a onlarca nükleer bomba üretme izni vereceğini vurguladı. Fakat taraflar İran’ın bölgesel politikası, balistik füze programı ve Suriye’deki durumun geleceğine dair ortak bir anlayış sergiledi.

Binyamin Netanyahu, İran’ın nükleer silahlara sahip olduğu görüşünde ısrar ederken, “Sadece İsrail ve bölge için değil Avrupa ve tüm dünya açısından en büyük tehdidi oluşturacak” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Tahran’ın “Ortadoğu’yu kontrol etmek için kullandığı paranın çoğunu bir imparatorluk inşa etmeye” sağlayan anlaşmayı kınadığını ifade etti. İsrail Başbakanı, geçtiğimiz Pazartesi günü Berlin’de başvurduğu gerekçeyi kullanarak, “İran’ın Suriye’de bir Şii ordusu kurduğunu, sadece İsrail’e saldırmakla kalmayıp aynı zamanda bölgede dini bir savaş çıkartıp milyonlarca insanı Avrupa’ya göç etmeye zorlamak üzere Sünnileri de Şiileştirmeye çalıştığını vurguladı.

Netanyahu’nun ifadeleri, ‘barış arayan milletlerin İran’a karşı olması gerektiği, Avrupa ülkelerinin İran tehditleriyle uğraştığı, zira Dini Lider Ali Hamaney’in “İsrail’i yok etme” tehdidinde bulunduğu’ şeklinde özetlenebilir.

Netanyahu, İsrail’in özellikle “İran’ın orada yeri yok” dediği Suriye’deki planlarını bozmak için çabaladığına da dikkati çekti.

Tahran’ın uranyum zenginleştirme yeteneklerini artırma kararı da Macron ve Netanyahu arasındaki tartışma konularından biriydi. Bu durumun nükleer anlaşmayı ihlal etmediği ifade edilirken, Tahran’ın anlaşmadan çekildiği anlamına da gelmediği belirtildi. Söz konusu durumun “gerginliği tırmanabileceği” ihtimaline karşı ise Macron, İran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesini arttırmasına ilişkin bütün taraflara çatışmaya yol açabilecek eylemlere karşı uyarıda bulundu.

Fransa Cumhurbaşkanı ayrıca, “bölgesel tarafların” katılımıyla tüm konuları içerecek “tamamlayıcı bir anlaşma” istediğini ifade ederken, anlaşmanın İran halkının çıkarlarına da hizmet edeceğini vurguladı. Macron, İran liderliğine de ‘mevcut anlaşmayı tamamlayıcı meselelere dair görüşmelere başlamayı da kabul etme’ çağrısında bulundu.

Basın açıklamasında görüldüğü üzere balistik füze programlarını ve nükleer meselelere değinmeyi reddeden Macron’un çağrısı, iki gün boyunca Hamaney’in sarf ettiği ifadelere bir yanıt niteliğinde.

Ancak Netanyahu, kendisi açısından İran ile olası bir yeni anlaşmanın, imzalanması halinde, İran’ın bölgedeki planlarını durdurmanın yanı sıra “nükleer silahlara sahip teokratik bir diktatörlüğü” sonlandırma ve eski hataların tekrarından kaçınma gerekliliğine vurgu yaptı. Bugün Londra ile Avrupa turunu bitirecek olan Netanyahu, İran’a karşı “daha fazla önlem almanın zamanı gelmiştir” dedi.

Öte yandan İran politikasından ayrıştırılamayan Suriye meselesine dair ise Macron, Suriye’de çözüme ulaşmak için “ortak eyleme yönelme” çağrısı yaptı. Macron, İran güçlerinin ve destek verdiği milislerin Suriye’nin güneyinden çekilmesi ve tüm Suriyeliler için yurt içinde ve dışında seçim düzenlenmesi çağrısında da bulundu.