İran’a yönelik ambargonun ne kadar ciddi olduğunu göstermek adına Malezya’da İran Mahan Havayolları ile çalışan bir turizm acentesi kara listeye alındı. ABD Hazine Bakanlığı, söz konusu şirketi uluslararası yasaklılar listesine koydu ve onunla çalışan diğerlerinin uğrayacağı cezayı duyurdu.
Mahan Havayolları’nda ne var? Senelerdir şüpheli şirketler arasında sayılıyor ve on sene önce de kara listede yer alıyordu. Tahran’ın nükleer programına ilişkin ABD-İran müzakerelerinin başlamasından sonra ise şirkete yönelik baskı azalmıştı. Hatta daha önce İngiltere’ye iade etmesi istenen uçaklarından birini elinde tutabilmişti. Üstelik bunu şirketin, uçağı alıcının kimliğini gizlemek için sahte faturalarla aldığı ortaya çıktıktan sonra başarmıştı. Yaptırımların geri gelmesi ile ambargo yürürlüğe girdi ve Amerikalı güvenlik ve mali yetkilileri, şirketlere ve dünya çapında Mahan Air ile çalışan hükümetlere yönelik uyarısını yineledi.
Şirket, İran’daki sivil birçok benzeri gibi Devrim Muhafızları’nın (DMO) savaşçılarını, silahlarını ve gizli faaliyetlerini taşımak için 20 yıldan daha fazla bir süredir faydalandığı bir kanaldan başkaca bir şey değil. Takipten kaçınmak ve kamufle olmak için bir hayır kuruluşunun mülkiyetinde özel bir havayolu şirketi olarak kuruldu. Zamanla onun, DMO’nun bir parçası olduğu ve birçok hizmeti bulunan büyük bir güç haline geldiği yani devlet içinde devlet olduğu ortaya çıktı. DMO, petrol rafinerilerine, bankalara ve fabrikalara sahip. Bu haliyle İran sistemine dâhil olan diğer güçleri ve kurumları, genişlemesi noktasında endişelendirdi. Mahan da onun, silah taşımacılığında ve Suriye’de savaşmak üzere bölgenin dört bir yanından binlerce savaşçı getirilmesinde kayda değer bir etkinliğe sahip kurumlarından biridir. Bir sivil taşımacılık şirketi olarak onun silah ve silahlı birini taşıması yasaktır ve bu, 40 uçağı aşan şirketler filosu dâhilinde çalışan bir gruba sahip Airbus gibi taraflarla imzalanan anlaşmalara da aykırıdır.
Malezyalı seyahat acentesinin durumu küçük bir adım gibi gözükebilir ancak havacılık sektöründe çalışanların tümü için bir uyarı niteliğindedir. Yani ister yedek parça alımı ister Ortadoğu’dan uzakta Malezya gibi bölgelerde bile olsa yolcu taşımacılığı şeklinde olsun bu İranlı şirkete hizmet sağlaması durumunda onlar da aynı yaptırıma maruz kalacaklar.
Kanaatimce İran’a karşı mali ve ekonomik ambargolar işletmek, onun bazı şeyleri anlamasını ve geri adım atmasını hızlandıracak ve sonunda Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun 12 şartını kabul ettiğini duyuracak. Bakan Pompeo, Mayıs ayında ülkesinin izlediği politikaya şu sözlerle açıklık getirmişti: “İran’ın önünde iki seçenek olacak: Ya içeriye yönelip ekonomisini korumaya çalışmak ya da servetini dışarıdaki savaşlarda çarçur etmek”. Bu ikisini aynı anda gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını da sözlerine eklemişti.
En önemli ambargo silahı, rejimi ticari faaliyetlerinde doları kullanmaktan men etmektir. Zira bu durum, petrolünü satması ya da dış ihtiyaçlarını alması konusunda İran’ı zora sokacaktır. İkinci silahsa, küresel pazarda İran petrol alıcılarını takip edip almamaları için onlara baskı uygulamak. Ki bu silaha, sigortacılığı reddetmek, taşımacı ortaklıkları durdurmak ve petrol tüccarına dolar kullanımını yasaklamak da dâhil.
İranlı arkadaşlarımın mevcut durumun daha önceki ambargo zamanlarında şahit olunmayan bir dereceye varmasından yakınır olduklarını işittim. O kadar ki tam anlamıyla bir yasaklamadan ötürü birkaç bin doları İran’daki şahsi hesaplarına havale edemez haldeler. Şu an İran’a karşı kansız bir savaşa tanık oluyoruz. Ama bu öyle bir savaş ki ülkenin önemli bölgelerinde içme suyu bile temin etmekten aciz hale gelen rejim için daha acı ve tehlikeli.