Halep’in 80 kilometre kuzeydoğusundaki Menbiç’te yaşam neredeyse tamamen normale dönmüş durumda. Şehir pazarında esnaf satış yapabilmek için müşterileri tezgâhına çağırıyor, şehir halkı da bayram ihtiyacını karşılamak için alışveriş yapıyor. Şarku’l Avsat’ın şehirdeki gözlemleri, ABD ve Türkiye’nin bu ayın başlarında Menbiç’te yol haritasına yönelik yaptıkları açıklamanın ardından halkta endişeli bir bekleyiş başladığı yönünde…
Kuyumcu ve döviz bürosu sahibi 48 yaşındaki Velid, Amerikan-Türk yol haritasının ardından bu ayın başından beri şehirdeki alışveriş hareketliliğine yönelik şunları söyledi:
“Şehir sakinleri arasında beklenti ve ihtiyatlı bir bekleyiş hali hakim. İnsanlar yeni bir savaştan korkuyor. Bu mantıklı bir düşünce çünkü Türkiye’nin yol haritası ve rejim güçlerinin sadece birkaç kilometre uzakta oluşu nedeniyle herkes önümüzdeki günleri bekliyor.”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo yaptığı görüşme sonrasında ABD ve Türkiye’nin bu ayın başında Menbiç’in kaderi hakkında bir yol haritası çizeceklerini açıkladı. Taraflar arasında imzalanan anlaşmaya göre YPG’ 30 gün içinde çekilecek, iki ülke 45 gün boyunca şehirde ortak devriye gezecek ve anlaşma tarihinden 2 ay sonra yerel yönetim kurulacak.
47 yaşındaki çiftçi Adnan el-Hamud, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Menbiç’in 17 kilometre kuzey batısındaki Mahsenli köyündeki topraklarının 2016 yılında Türk kuvvetlerine bağlı Fırat Kalkanı Harekâtı birlikleri ve Washington liderliğindeki uluslararası koalisyon tarafından desteklenen Menbiç Askeri Konsey Kuvvetleri arasında paylaşıldığını söyledi.
Menbiç’in kuzeybatısındaki Sayur Çayı Vadisi 2 yıl önce her iki tarafın kontrol bölgeleri arasında temas noktası oldu. Adnan’ın ortasından nehrin geçtiği 100 dönümlük tarlasında karşılıklı gerilimler yaşandı. Adnan, topraklarının günlük olarak teftiş edilerek izlendiğini belirtti:
“Savaşın yarattığı yeni duruma alıştık. Tek korktuğum şey şu anki durumun yıllar boyu aynı şekilde sürmesi. Umarım hayat normale döner ve topraklarım ile köyüm arasında herhangi bir kısıtlama olmadan yürürüm.”
Menbiç şehri ve kırsalı 7 yıl önce Suriye’de aktif olan iç ve dış etkenlerin arenasına dönüştü.
ABD ordusu ve Fransız ordusu askerleri, Menbiç Askeri Konseyi Kuvvetleri ve müttefiki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 2. taraf olarak Türkiye destekli Fırat Kalkanı ve 3. taraf olarak Esed’e bağlı rejim kuvvetleri ile Rus kuvvetlerini ayırmakla görevlendirildi.
ABD ve Fransız askerleri, Sayur Çayı’nın doğu kıyısı boyunca temas noktalarında ortak devriye geziyor. Adnan köydeki hayatı şu sözlerle anlatıyor:
“Hayatımız kapalı bir kamp gibi. Batıda bir askeri üs ve üzerinde dalgalanan bir Türk bayrağı görürsünüz. Doğuda ise ABD üssü ve Fransız askerleri var. Daha önce Türkmen komşularımızın yardımıyla Türklerin bazı konuştuklarını anlıyorduk. İngilizceyi nasıl öğreneceğimi düşündüm ama bugün nehrin her iki tarafında konuşlandırılan bütün bu askerleri anlamak için tüm dilleri öğrenmemiz gerekiyor.”
Menbiç şehir merkezi ve kırsalı 2 yıldan bu yana Menbiç Askeri Konseyi, SDG’nin, 35 kilometre uzağındaki Meskene ve Hafsa rejimin, nehrin batısı ise Türklerin kontrolü altında. Menbiç Askeri Konseyi, Türk ordusunu dağıtmayı reddederek, 6 Haziran’da Uluslararası İttifak’tan Ankara ve Washington’ın vardığı anlaşmanın detaylarına dair açıklama beklediklerine dair duyuruda bulundu. Açıklamaya göre şehir, Uluslararası Koalisyon güçleri ile birlikte Arap ve Kürt bölgelerinden oluşan sivil kurumların ve askeri güçlerin bulunduğu tam bir istikrara sahne oldu.
32 yaşındaki Deham, “2 yıldan bu yana Askeri Meclis halkın sorunu durumunda. 2 yıldır güvenlik ve istikrarı yaşadık. Ne Türk birliklerinin ne de rejimin bölgeye girmesi istenmiyor” diye konuştu.
23 yaşındaki Hiba, üniversiteye giden yolların kontrol altında tutulmasından dolayı 2. senesinde okulunu dondurmak zorunda kaldığını belirtti:
“Menbiç 2 yıl önce kuşatıldı ve DEAŞ kanunları nedeniyle kadınların sokağa çıkması yasaklandı. Bugün rejim Halep’e gitmek isteyenleri kontrol ve teftiş ediyor. Kardeşimi orduya çağırıyor. Sorgulanmaktan ve tacize uğramaktan korkuyorum. Diğer tüm Suriyeliler gibi bu askeri durumun sona ermesi için kapsamlı bir çözüm bekliyoruz.”
Menbiç’teki yerel yetkililere göre şehrin nüfusu diğer bölgelerden aldığı göç ile yaklaşık 600 bine ulaştı. Şehir ve çevresinde çoğunlukla Sünni Arapların yanı sıra Kürtler, Türkmenler, Çerkezler ve Ermeniler yaşıyor.