Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Merkel’in siyasi hayatında kritik yıl! | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, görevinde 13. yılına girişi siyasi hayatı açısından kritik bir dönem olabilir. Zira bu noktada, siyasi analistleri siyasi gelecek tahminlerine iten çok sayıda objektif faktör ve siyasi gösterge mevcuttur. Berlin Humboldt Üniversitesi’nde Siyaset Bilimci Herfried Münkler, Die Welt gazetesine verdiği röportajda “Merkelizm”’in sona ereceğini belirtti. Münkler, önümüzdeki 4 yıl boyunca Merkel’in iktidarda kalma ihtimaline karşı olumsuz ifadeler kullanırken, Almanya’nın siyasi hayatında bir geçiş dönemi yaşanacağını açıkladı.

Münkler, değerlendirmesinde yalnız değildi. En son yapılan anketler de Almanların Merkel’e daha fazla dayanamayacağını ortaya koydu. Bu durum, 1998 yılında başbakanlık yarışında Gerhard Schröder’in Helmut Kohl’a karşı galip geldiği eski atmosferi andırıyor.

Seifi Enstitüsü ve Die Welt gazetesi tarafından yürütülen kamuoyu anketi, Almanların yüzde 46’sının Merkel’in gitmesini veya istifa etmesini istediğini gösterdi. Ankete katılanların çoğu, sağcı Almanya İçin Alternatif Partisi’ne mensup. Yeni hükümet kurma müzakerelerinin duraksamasıyla Merkel’in istifası, Almanya’nın krizden kurtulması için siyasi süreçteki birçok tarafın talebi haline geldi. Parlamenter Liberaller Bloğu Başkan Yardımcısı Michael Twerer, Hristiyan Demokrat Parti’ye eski yüzlerin yeni yüzlerle değiştirme çağrısı yaptı. Twerer, yaptığı açıklamada “Angela Merkel’in yerine Jens Spahn… Bu durum, bize tam anlamıyla uyuyor” dedi. Liberal politikacılar, yüzlerin değişmesinin Hristiyanlar ve Yeşiller ile kapsamlı bir hükümet anlaşmasına zemin hazırlayacağını öngörüyor.

“Spahn’ın adaylığı, muhafazakarların “ilkeleri” ile uyuşmuyor”

37 yaşındaki Jens Spahn’ın adaylığı, muhafazakar partide ilk kez yaşandı. Eşcinsel olan Spahn, kendisi gibi eşcinsel biriyle evli ve bu durum, özellikle Bavyera taraflarındaki radikal muhafazakarların “ilkeleri” ile uyuşmuyor. Sosyal Demokrat Partisi lideri Andrea Nahles, muhafazakarlardaki varlığın değiştirilmesinin, iki taraf arasındaki kapsamlı koalisyon görüşmelerini kolaylaştıracağına inanıyor.

Nahles, Hristiyan koalisyonundaki varlığın değişmesinin, popülist sağcı yükselişine yol açan faktörleri yok edeceğini düşünüyor. Hür Demokratik Parti Genel Başkan Yardımcısı Wolfgang Kubicki de Nahles ile aynı görüşleri paylaşırken, Merkel’in merkezden muhafazakarların sağcı merkezine sürüklenmesinin, radikal sağcıların yükselişinin sebebi olarak görüyor.
Hristiyan Sosyal Birliği lideri Horst Seehofer, Başbakan Merkel’e Sosyalistlerle kapsamlı bir koalisyon kurması hususunda gelecek Paskalya Bayramı’nın sonuna kadar (1 Nisan) mühlet verdi. Seçimlerin başarısız olması durumunda da yeni bir seçim tehdidinde bulundu.

Bütçe çağrısı, Sosyalistler tarafından reddedildi

Sosyal Birlik, sopalarını kapsamlı bir koalisyon müzakerelerinin çarklarına koymaya devam ediyor. Söz konusu parti, askeri bütçeyi ikiye katlama çağrısı yaparken, durumun karışıklığını da arttırdı. Bütçe çağrısı, Merkel tarafından kısmen, Sosyalistler tarafından ise tamamen reddedildi. Diğer taraftan ABD Başkanı Donald Trump da Almanya’nın askeri ödeneklerini gayri safi milli hasılanın yüzde 1,2’si yerine yüzde 2’ye çıkartmasını talep etti. Sosyal Birliğin bu rakamı yüzde 2,4’e yükseltme çağrısı ise sosyal, akademik ve sağlık ödeneklerinin arttırılması konusunda desteklenen Sosyalist programlarla çelişiyor.

Öte yandan Avrupa Birliği’nin (AB) durumu, Almanya’nın iç faktörlerinden ziyade Merkel’in geleceği konusunda daha az etkili gibi görünüyor.

Diğer taraftan bu yıl İtalya seçimlerinde de popülist sağcıların yükselişinin beklenmesi sebebiyle portre, pek iyi görünmüyor. Zira böyle bir olasılık, Budapeşte ve Prag’dan Avusturya ve Hollanda’ya kadar mültecilere yönelik Avrupa politikasını reddeden sağcılarla olan anlaşmazlığın derinleşmesi anlamına geliyor.

Almanların yüzde 73’ü eşit ücret talep ediyor

Yapılan bir ankete göre, Almanların yüzde 47’si, Merkel’in önümüzdeki koalisyon hükümeti liderliğinden çıkarılması gerektiğini düşünüyor. Ayrıca Merkel’in gelecek 4 yıl boyunca konumunda devam etmesine dair yüzde 53 oranında bir memnuniyet görülürken, yüzde 47’lik kısım, Başbakan Merkel’in 2021’de tekrar başbakanlığa aday olmaması önerisinde bulundu. 2002 Almanya’sını ve Almanlarını kapsayan anket, toplumsal durumun Merkel ve büyük partilerin konumunda belirleyici faktör olduğunu ortaya koydu. Öyle ki yüzde 73’lük bir kısım, zenginler ve yoksullar arasındaki toplumsal farlılıkların kötüye gittiğini düşünürken, ankete katılanların yüzde 65’i, durumu “adaletsiz” olarak nitelendirdi. Almanların yüzde 73’ü eşit ücret, sağlık sigortası ve yaşlı bakımı talep ediyor. Yüzde 61’lik kısım ise, Almanya’da emeklilik sisteminin çöktüğünü belirtirken, yaşlılar ve emeklilere dair yoksulluk çözümü bekliyor.