Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

“Tahran rejimini yıkmak, her zamankinden daha kolay” | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Paris/Şarku’l Avsat

Tahran muhalefeti olarak bilinen İran Direnişi Ulusal Konseyi’nin dün Paris’te düzenlediği konferanstan birkaç saat önce, İran Dini Lideri Ali Hamaney, ABD’nin İran’a yönelik ekonomik baskısının, İranlıları, kendi hükümetlerine karşı kışkırttığını söyledi. Açıklamasında ABD Başkanı Donald Trump’a gönderme yapan Hamaney, ABD’yi Tahran’daki hükümetin altını oymaya çalışmakla suçlayarak, “Halk ile rejim arasında bölünme yaratmak için ekonomik baskı uyguluyorlar… Daha önce 6 ABD başkanı da bunun için çabaladı, ancak başarılı olamadı” ifadelerini kullandı. İran Direnişi Ulusal Konseyi ise yaşananlardan Tahran yönetimini sorumlu tutarken tüm dünyaya önemli çağrıda bulundu.

İran’da halk protestoları sürerken İran Direnişi Ulusal Konseyi (İUDK) Fransa’nın başkenti Paris’te yıllık konferanslarını gerçekleştirdi. İUDK Başkanı Meryem Recavi konuşmasında, İran sokaklarında düzenlenen hareketliliğin gerçekliğine dayanan mesajlar verdi. Dünyanın dört bir yanında katılımların olduğu konferansta Recavi, İran’da sosyal, ekonomik ve politik değişim taleplerindeki artışa vurgu yaptı.

Paris’in kuzeybatısındaki Auvers-sur-Oise’da yaşayan Meryem Recavi, konuşması sırasında, ‘İran rejiminin yıkılmasının kaçınılmaz ve zaferin kesin olduğunu, İran’ın özgürleşeceğini’ vurguladı. İUDK Başkanı Recavi, İran halkının, ayaklanmaların yaşandığı şehirlerle, rejimi yıkma araçlarını ele geçirdiğini ifade etti.

Konferansa çok sayıda yetkili katıldı

İran muhalefeti tarafından düzenlenen konferans, Farsça, İngilizce ve Fransızca olarak ‘İran özgürleşiyor’ başlığı altında gerçekleşti. Konferansa, milletvekilleri, belediye başkanları, Fransa, ABD, İngiltere ve Körfez ülkelerinden eski bakanlar, uzmanlar ve medya temsilcileri ile bir çok ülkeden heyetler katıldı.

İran rejiminin zayıflamasının nedenleri neler?

Meryem Recavi konuşmasında, İran rejiminin zayıflığına dair ‘göstergelere’ değindi. Recavi, bu göstergelerin ilkinin, gençlerin korkusuz ve tereddütsüz bir şekilde ayaklaması, ikincisinin, rejimin baskısına rağmen tüm çalışma alanlarından protestolara katılımın olması, üçüncüsünün ise, işsizlik, hayat pahalılığı ve yoksulluk gibi sosyal ve ekonomik gerilimlerin artması, mollaların da buna bir çare bulamaması olduğunu söyledi. Recavi, ekonomik sıkıntıya maruz kalan rejimin içindeki ihtilafların çoğaldığını kaydetti. Dördüncü göstergeye değinen İUDK Başkanı, bunun da rejimin, ABD ile ilişkilerde uyguladığı yatıştırma politikasındaki en önemli desteği kaybetmesi olduğunu belirtti. Ekonomik ve mali yaptırımların yeniden uygulanmasıyla rejim ve onun koruyucularının etrafındaki uluslararası kalkanın düştüğünü ifade eden Recavi, beşinci ve son göstergenin, ezilenler ve hor görülenler ile İUDK arasındaki bağ olduğuna işaret etti.

“İran rejimi düşmek üzere”

İUDK Başkanı Recavi’nin İran’da yaşananlardan çıkardığı sonuca göre, İran rejimi düşmek üzere. İntifadanın kaleleri ve İUDK’nin, intifada stratejisinin öncüleri olduğunu vurgulayan Recavi, bu kaleler ve konseyin ayaklanmanın yaşandığı şehirlerde rejimin düşmesi için çalıştıklarını söyledi.

Son haftalarda İran şehirlerinde tanık olunan olaylara değinen İUDK Başkanı, ‘Direniş Lideri’ olarak nitelendirdiği Mesud Recavi’nin, “İran devam ederse, dünya bizimle olacak ve yanımızda duracaktır” ifadesini aktardı. Konuşmasında, “Organize bir hareket ve lider olacak bir örgüt’ ihtiyacına vurgu yapan Meryem Recavi, başkanlık ettiği konseye atıfta bulundu. Dini hegemonyanın yıkılması için İUDK’ne ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Recavi, hukukun üstünlüğünü bütünüyle reddeden bir cumhuriyet çağrısında bulunan tüm güçlerle işbirliğine karşı çıkılması gerektiğini yineledi.

Rejim ve dış müdahale vurgusu

İUDK’nin kurucularından Mesud Recavi’den bir başka alıntıda bulunan Meryem Recavi, “İran direnişi, rejimi için yarışıyor” dedi. Ancak Recavi, rejimin ortadan kaldırılmasının dış müdahaleye dayanmaması gerektiğinin de altını çizdi.

“Gençler, bunu sizler yapabilirsiniz”

İstediği toplum imajının, özgürlük, demokrasi, ayrımcılığın olmadığı ve kadın-erkek eşitliğine dayandığını ifade eden Recavi, ‘toplumu yüksek fiyatlardan, yoksulluktan, işsizlikten, gecekondulardan, su kıtlığı ve çevre felaketlerinden kurtarmanın mümkün olduğunu söyledi. Recavi, “Bu, direnişimizin ve İUDK’nin varoluşçu felsefesinin talebi” ifadelerini kullandı. Herkesi ayaklanmalara destek vermeye çağıran İUDK Başkanı, intifadanın amaçlarını ilerletmek için her İranlının bir şeyler yapabileceğini belirterek, “Sizler, buradaki gençler, bunu sizler yapabilirsiniz” dedi.

Tahran’daki rejimi yıkmanın, her zamankinden daha kolay olduğuna dikkati çeken Recavi, bunun sadece İranlılar ve İUDK’nin desteğiyle mümkün olabileceğini vurguladı.

Bunun yanı sıra, bölgesel ve uluslararası işbirliği ile barış içinde, İran’ı özgür ve nükleer silahları olmayan bir İran yapma çağrısında bulunan İUDK Başkanı, İran’ın nükleer programı ve bölgesel politikaları nedeniyle, dünyayla savaşan mevcut İran rejiminin bunun tam tersi bir imaj yansıttığını söyledi.

Rejimin yıkılmasından sonra İran’ı bekleyenler neler?

İran rejiminin yıkılmasının ardından izlenecek yol ile ilgili planlarından bahseden Meryem Recavi, İUDK’nin bununla ilgili programını şöyle açıkladı, “Rejim sonrası, altı aylık geçici bir hükümet oluşturulacak. Bu geçici hükümetin ana görevi, İran’da doğrudan ve özgür seçimler düzenlemek üzere bir kurucu meclis oluşturmak olacak. Ardından yeni bir cumhuriyet anayasası hazırlanacak ve iki yıl içinde İran halkının onayına sunulması için referandum yapılacak. Aynı şekilde yeni cumhuriyetin temel kurumları da kurulacak.”

İUDK Başkanı Meryem Recavi konuşmasının sonunda, İranlılardan, intifadanın ayakta kalması ve ilerlemesi için fedakârlık yapmalarını istedi.

Bu mesaj, aynı zamanda mevcut rejimi kınayan konuşmacılar tarafından da destek gördü. Konuşmacılar, İran halkının ayaklanmasına destek çağrısında bulunurken çoğu konuşmacı, uluslararası toplumu İran rejimine karşı sağlam bir politika izlemeye ve İran halkının yanında olmaya çağırdı.

Bununla birlikte Meryem Recavi, dün bir basın toplantısı düzenlemiş, ‘İran rejiminin hesap verebilirliği’ ve ‘hukukun üstünlüğünün sağlanması için halk ayaklanmasının desteklenmesi’ çağrısında bulunmuştu.

Öyle görünüyor ki, ‘füze programları, terör finansmanı ve diğer ülkelerin iç işlerine müdahale’, bugün ‘en zayıf dönemini yaşayan’ İran rejimini cezalandırmak için yeterli nedenler.

“İran rejiminin sonunu görüyorum”

Konferansa katılan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın kişisel danışmanlarından olan New York eski Belediye Başkanı Rudy Giulliani, yaptığı konuşmada, ‘ABD Başkanı’nın, İran’ın ‘zalim’ yöneticilerini boğacağını’ söyledi. Reuters tarafından aktarılan açıklamalarında Rudy Giulliani, Trump’ın 2015’te imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamasının ardından yerel para biriminin çökmesi nedeniyle yaşanan son protesto gösterilerine değinerek, “İran rejiminin sonunu görüyorum” dedi. Büyük ekonomik güçlerin İran’la çalışmayı bıraktığında, yaptırımların daha güçlü hale geleceğini belirten Giulliani, “Başkan, özgürlük savaşçılarına sırtını dönme niyetinde değil” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz yıl aynı konferansa katılan John Bolton, İUDK üyelerine, İran’ı 2019’dan önce kontrol altına alacaklarını söylemişti. Bolton bu yıl nisan ayında Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı olarak atandı.

Konferansa Fransa, Belçika, ABD, Kanada, İngiltere, İtalya, Almanya, Arnavutluk, İsviçre, Romanya, Yemen, Ürdün, Filistin, Fas ve dünyanın dört bir yanından delegeler katıldı.

Ruhani, siyasilerle yaptırımları görüştü

Diğer yandan Tahran’da, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, parlamenterler ve başta yargı temsilcileri olmak üzere üst düzey hükümet yetkilileri ile yakında uygulanacak ABD yaptırımlarını görüşmek üzere bir araya geldi.

İran haber ajanslarının aktardığı bilgilere göre, toplantıda İran ekonomisine yönelik olası tehditler ve ABD yönetimi tarafından uygulanması planlanan olası yaptırımlara olumsuz etkilerine karşı alınacak tedbirler ele alındı.

İran, geçtiğimiz hafta Tahran’daki Büyük Çarşı’da yüzlerce esnafın ülkedeki ‘kötü ekonomik koşulları’ ve ‘yerel para biriminin dolar karşısında erimesini’ protesto etmek üzere dükkanlarını kapattığı ve diğer şehirlerden de destek gördüğü üç günlük protesto dalgasına tanıklık etti. Bu esnafların çoğu, 1979’da Şah’ı deviren İslam devriminden bu yana rejimin sadık destekçileri olarak biliniyor.