Tahran’da 2009 yılında düzenlenen gösteriler beklenmedik bir sürprizdi. Çünkü İran rejimi, içteki düşmanlarını yakından hissetti. Rejimi tehdit eden protestocuların bel kemiğini oluşturan halk gücünü görmek kendisini şaşırttı. On binlerce protestocu günlerce sokakları doldurdu ve rejime yönelik protestolar ancak silah ve cinayetlerle durdurulabildi. Şimdi gösteriler sadece şehirlerde değil, çevrelerine de yayılmış durumda. Ayetullah’a ve devletin politikalarına karşı atılan sloganlar Meşhed’te başlayarak diğer şehirlere de yayıldı ve yankılandı.
Protestolar rejimi yok etmeyebilir ancak kesinlikle yaralar. Ayetullah Hamaney, askeri ve siyasi liderler, Irak, Suriye ve Lübnan’daki zaferlerini artırmanın kendilerine popülerlik kazandıracağını ve politik hayatlarını uzatacağını düşünüyorlardı. Ancak bu savaşlar, beklentilerinin tersine kendilerini hedef aldı. Son iki günde ortaya çıkan gösterilerin çoğu İran’ın yurtdışında giriştiği askeri maceralara ve harcadığı finansmana yönelikti. Hükümetin İran’ın iç işleri ile ilgilenmekten vazgeçmesi protesto edildi.
Yaklaşık dört yıl önce İranlı parlamenterler, savaş sevdalısı General Kasım Süleymani’yi devletin, maceralarının getirdiği yükü taşıyamayacağı konusunda uyarmıştı. İran halkının başkalarının rejimini korumak için ölmesine ve evlatlarının eve kefende dönmelerine tahammül etmeyeceklerini bildirmişti. O zaman Süleymani, Irak ve Suriye’deki savaşın İran’ın güvenliği ve rejiminin korunması için yürütüldüğünü savunmuştu.
Süleymani’nin söyledikleri yaşanan kayıpları haklı çıkarmak için yeterli değildi. Ardından Süleymani, İslam Cumhuriyeti’ni ve velayet-i fakih sistemini savunmak için verilen savaşın artık İran’a fazla bir yük getirmemesiyle övündü. Süleymani, mali yükün azaltılması amacıyla yoksul Afgan ve Pakistanlı mültecilerden, Iraklılardan ve Hizbullah mensubu 20.000 Lübnanlı’dan oluşan milisler kurdu. İran askeri personeli, eğitim, istihbarat ve komutanlık yapan birkaç bin kişiden ibaretti. İran bütçesini yükümlülük altına sokmamakla böbürlendi. İran’a birkaç milyar dolar harcattı ve faturanın çoğunu Irak’a yönlendirerek İran savaşını finanse etmeye zorladı. Iraklılar, savaşan milislerin faturalarını ödemekle kalmadı, üstüne üstelik İran rejiminin Hizbullah ve Gazze’de Hamas’a olan yıllık taahhütlerini de ödedi. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüşün ardından Irak faturaların çoğunu ödemekten imtina etti.
İran yaklaşık 90 milyon insanın yaşadığı bir devlet olup, petrol gelirlerine bağlı yaşayan bölgedeki diğer ülkeler gibi petrol fiyatlarının düşmesinden muzdariptir. Fakat İran, geçmişte Saddam ve Saddam rejiminin yetkisi altındaki güvenlik servislerine güvenerek iletişim araçlarına güvendi. İran, banka transferlerinin kısıtlanarak yurtdışında seyahat üzerine büyük cezalar uygulayan tamamen kapalı bir ülkedir. Malezya’dan Arjantin’e kadar dünyanın dört bir yanında büyük ve pahalı milis ve terör örgütlerine sahiptir.
Evet, İran bölgedeki ülkelerle kıyaslandığında askeri endüstri alanında gelişmiş bir ülkedir. Ancak halen yoksul ülkeler kategorisinde yer almaktadır. Bu, Küba, Kuzey Kore gibi benzer rejimlerin ikilemidir. Sovyetler Birliği, Yugoslavya, Doğu Almanya, Libya, Güney Yemen, Suriye ve diğerlerinin çökmesinin nedeni, bu ülkelerin güvenlik ve askeri üstünlüklere önem vererek diğer tüm açılardan yoksul kalmalarıydı. İran’da Devrim Muhafızları sadece güvenlikten sorumlu değildir. Küçük ve büyük her hareketi kontrol eder ve etkisini hissettirir. Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad döneminde de nüfuzunu iyiden iyiye artırarak petrol rafinerileri de dâhil olmak üzere büyük ekonomik kurumları ele geçirdiler.
Kırk yıl önce hayatını daha da iyileştireceğine inanan kızgın çoğunluk sistemin iktidara gelmesini destekledi, daha kötüye gittiğine göre de sistemin bu kızgın kalabalıkla yüz yüze gelmesi de doğaldır.
Günümüz koşullarında İran halkının rejimin baskıcı mekanizmasına karşı koyacağını düşünmüyorum. Ancak sık sık düzenlenen gösterilerle dünyaya bir şeyler ispat ettiği de bir gerçek. Ayetullah cumhuriyetinin milisleri Şam’a, Musul’a, Beyrut’a, Gazze’ye ve Sana’ya ulaşmış olabilir ama Meşhed’i kontrol etmekte zorlanıyor.