Küba rejiminde ikinci adam olan Miguel Diaz-Canel, herhangi bir başka adayla rekabet etmeden Küba Devlet Başkanı seçildi.

Castro kardeşlerin adadaki 60 yıllık iktidarının ardından Raul Castro’nun yerini alan yardımcısı Miguel Diaz-Canel sivil kökenli ilk başkan oldu.
Küba Ulusal Seçim Komisyonu, tek aday olan 57 yaşındaki Miguel Diaz-Canel’in milletvekili oylarının yüzde 99.83’ini alarak beş yıllık bir dönem için bu göreve seçildiğini açıkladı. Alınan bu sonuç sürpriz olmadı.

Diaz-Canel ikinci adam olarak görülüyordu

Mecliste adaylığı ilan edildiği an selefi Raul Castro ile kucaklaşan Diaz-Canel, 2013 yılında birinci başkan yardımcılığına atanmasının ardından Raul’un ardından ikinci adam konumundaydı. Bu nedenle, göreve gelmesi birçok kişi tarafında kabul gördüğü gibi aylardır da bekleniyordu.

İnternette gelişme çağrısında bulunulan bir dönemde Ada’da daha özgür bir basını savunan Diaz-Canel, daha modern bir yönetici olduğu imajını çizerken aynı zamanda rejimi eleştiren diplomatlara karşı sertliğiyle de tanınıyor.

Başkanlık görevine Raul tarafından hazırlandı

Devlet Başkanlığı görevi için Raul Castro tarafından hazırlanan Diaz-Canel, hükümeti temsil etmesi için yurtdışına gönderilirken resmi medyada da ön plana çıkarıldı.

Tarihi bir geçişe öncülük eden Diaz-Canel, Küba’nın Castro kardeşler tarafından 60 yıldan fazla bir süredir yönetilmesinin ardından 1959 devrimine şahit olmayan ilk Devlet Başkanı oldu.

“Diaz rejimin oğlu, fakat rejimin katılığı önünde engel”

Washington’daki Inter-American Dialogue Başkanı Michael Shifter, Küba’nın yeni Devlet Başkanı’na yönelik yaptığı değerlendirmede “Diaz-Canel’in devlet başkanlığı görevlerini üstlenme kapasitesini değerlendirmek zor. O, rejimin oğlu, fakat rejimin katılığı onun ilerlemesinin önünde büyük engel teşkil ediyor” dedi. Başlangıçta siyasi yeteneklerinin test edileceğini ve ondan da rejime karşı biraz direnç beklenebileceğini ifade etti.

“Kurumsal ve bürokratik kurallara bağlı bir yönetim tarzını benimseyecek”

Florida Üniversitesi’ne bağlı Küba Araştırma Enstitüsü Direktörü Jorge Douani ise “Diaz-Canel, muhtemelen kurumsal ve bürokratik kurallara bağlılık ile karakterize edilmiş bir yönetim tarzını benimseyecek” yorumunda bulundu.

Douani, yeni Devlet Başkanı’nın reform ve Castro’nun temel ilkelerine saygı arasında bir denge kuracağını belirterek halen yüzde 80’i devlet gözetimi altında olan ekonomiyi ‘modernleştirmeye’ çalışacağını kaydetti.

Diaz-Canel’in ele alması gereken konular

Küba’nın yeni Devlet Başkanı Diaz-Canel’in ele alması gereken konulardan biri başka herhangi bir ülkede uygulanmayan çift para birimi sistemini (CUP ve CUC) ortadan kaldırmak olacak.

Diplomatik düzeyde de ‘ezeli düşman’ ABD ile yaşanacak yenilenmiş bir rekabet ile yüzleşecek. Zira 2014’te iki ülke arasında başlayan yakınlaşma, Trump’ın ABD Başkanı olarak göreve gelmesi ile durmuştu.

Raul Castro reformlara başlamıştı

Castro kardeşler, Küba Devrimi’nden bu yana, büyük Amerikan gücüne ve Sovyetler’in çöküşüne direnmeyi başarmıştı.

2006 yılının sonunda ağabeyi Fidel’in yerine koltuğa geçen Raul, daha önce hayal edilemeyecek bir dizi reformlar başlatmış, özellikle ABD ile yakınlaşma adımları atmıştı.

Ancak gözlemciler, reformların, ithalata halen büyük ölçüde bağımlı olan ekonomiyi canlandırmak için çok da yeterli olmadığı görüşünde.

Raul Castro, görevini Diaz-Canel’e devredecek olmasına rağmen 2021’e dek Komünist Parti Genel Sekreterliği görevine devam edecek.