Yemen Dışişleri Bakanı Abdulmelik el-Mihlafi, İran’ın Yemen’deki çatışmanın çözümünün bir parçası olmak için herkesi ikna etme gayretinde olduğunu ancak bu tutumuyla aslında Yemen’den çıkması ve Husilere sunduğu yardımı kesmesiyle ilgili BM tarafından gelecek baskıyı hafifletmeye çalıştığını söyledi.
Bakan “Herkes İran’ın müdahalesinin Yemenliler’in çektiği acılara ek bir felaket getirdiğini biliyor. Bu nedenle İran çözümün bir parçası olamaz.”
Mihlafi Şarku’l Avsat’a, Kahire’de Mısırlı yetkililerle yaptığı toplantının ardından verdiği röportajda yeni BM Yemen Özel temsilcisi Martin Griffith’in Sana’nın da içinde olduğu bölge devletlerine gezisinden bahsetti. Ayrıca, Yemen’in silah bırakma, tutukluların serbest bırakılması ve Körfez girişiminin geçici hükümet önerisi konusundaki üç prensibe bağlı olduğunu vurguladı.
Kahire’yi dün ziyaret eden Mihlafi, Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri ile görüşerek Yemen’deki İran’ın müdahalesini ve silahlarını çekmesi gerektiğini konuştular ve ayrıca iki ülke arasındaki işbirliği ve koordinasyon konularında da bilgi alışverişinde bulundular.
Şarku’l Avsat’ın Mihlafi ile yaptığı röportajın tamamı;
Dün Kahire’de Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile yaptığınız görüşmelerin sonuçları nelerdir?
-Bizler üzerinde anlaşma sağlanan üç prensibin uygulanmasının önemine değindik. Bunlar; İran’ın silah ve finans ile Yemen’e müdahalesinin durdurulması, tutukluların serbest bırakılması, BM yetkilisinin yapacağı ziyaretin desteklenmesi, meşru Yemen hükümetinin ve halkının desteklenmesi. Ayrıca Mısır’la iki devleti ilgilendiren tüm alanlarda işbirliği yapma konusunda anlaştık.
Yeni BM elçisinin Husilerle yeniden görüşmelere başlamasını ve siyasi bir çözüme ulaşması konusunda bir beklentiniz var mı?
-Yeni elçi Husiler’in yıkımlarının ardından müzakere masasına geri getirmek için çaba sarf ediyor. Yemen hükümeti üç prensibe bağlı kalıyor: Silahların bırakılması, şehirlerin terkedilmesi ve siyasi çözüm. Bu adımların uygulanması da Körfez girişimi uyarınca önerilen geçiş hükümetiyle mümkün olacaktır.
Bu adımların ne zaman atılmasını bekliyorsunuz? Bunu yakın zamanda görecek misiniz?
-Yemen hükümeti, yeni BM temsilcisinin bu konuda yapacağı tüm çabaları desteklemektedir. Temsilcinin önümüzdeki günlerde Sana’ya ve içinde Umman Krallığı’nın da bulunduğu bölge devletlerine yapacağı ziyaretin ardından Riyad’da Cumhurbaşkanı Abdurrabbuh Mansur Hadi ile görüşmesi bekleniyor. Daha sonra Mayıs ayında BMGK’ya brifing verecek. Böylelikle uzun süre duraksayan Yemen dosyasını yeniden hareketlendirecek ki uzun zamandır Husi terörüne karşı yapılacak eylem planları duraksamıştı.
Çözüm neden aksadı?
-Yemen hükümeti eski BM büyükelçisini de destekledi. Sorun hükümette değil. Husiler yaptıkları bunca yıkım ve tahribata rağmen İran tarafından destekleniyor ve Arap Koalisyonu’na ve meşru hükümete daha fazla şantaj yapmaya devam ediyor. Bu nedenle Yemen hükümetinin önünde uluslararası çabaları destekleme dışında bir seçenek bulunmuyor. BM temsilcinin bu hafta Sana’da olması gerekiyordu ancak Husiler buna engel oldu.
Husilerin iddiaları ne üzerine?
-Husi grubu zamana oynamaktadır. Zamanın uzamasıyla halkın darbeyi kabullenmesi sağlanmak istenmektedir. En nihayetinde barış girişimlerini kabullenmek zorunda kalacaklar ve özellikle Yemen hükümeti ve Koalisyon güçleri onların şantajlarını kabullenmeyeceklerdir.
Yemen’deki insani durum nedir? Uluslararası toplumun ve Koalisyon’nun halkın acılarını hafifleteceğini görecek miyiz?
-Şunu öncelikle açıklamak gerekir ki Yemen’deki trajik durum Husiler sayesinde gerçekleştirmektedir. Husiler halkın acılarıyla ilgilenmemekte bilakis halka yapılan yardımları çalmakta, yardım konvoylarının zarar görmüş bölgelere girmesini geciktirmektedir. Bu konuda BM görevlilerin de şikayetleri bulunmaktadır. Şu anda Husilerin limana girmesine izin vermediği Yemen’in Hudeyde limanı dışında 19 adet petrol yüklü gemisi bekliyor. Husiler oldu bitti siyaseti sürdürerek halk ve bölge üzerinde hakimiyetlerini güçlendireceklerini düşünüyorlar. Halkın sıkıntıları arttıkça durum daha da kötüleşmesin diye kendilerine boyun eğeceklerini farzediyorlar.
Yemen halkına karşı uygulanan bu siyaseti nasıl açıklarsınız?
-Husiler tarafından uygulan bu tarz, operasyon sırasında rehineleri kendi menfaatleri için kaçıran çete üyelerine benziyor.
Uluslararası toplumun ve Koalisyon’un yardımı konuşmaları gölgesinde Yemen’de iktisadi durum hangi noktalara ulaştı?
-Şüphe yok ki Yemen’deki durum Koalisyon, Suudi Arabistan ve BM’nin çabalarıyla iyileşiyor. Yemen’deki insani durumu iyileştirmek için yapılan son kongrede Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt’in 1 milyar 250 milyon dolar tutarında bir yardım planı açıklandı. Böylelikle insani durum ve ekonominin iyileştirilmesi için 2 milyar dolar kaynak ayrılmış oldu.
Yine insani yardımların Yemen’in her şehrine güvenilir şekilde ulaştırılabilmesi için yapılan yardım planları var. Burada Yemen halkını kurtarmaya çalışan Arap Koalisyonu, BM ve Yemen hükümeti ile halkı katletmeye çalışan darbeci Husiler arasında büyük bir fark görülüyor.
İran’ı önümüzdeki dönemde Yemen sahnesinden çıkarmak için uluslararası bir çaba var mı?
-Kesinlikle İran’ın sahneden çıkarılması için uluslararası toplumun çabaları var. Ancak İran, çözümün bir parçası olma konusunda herkesi ikna etmeye çalışıyor. Ancak İran’ın bu çabası BM’in baskısını azaltmaya yöneliktir. Zira BM, İran’a Yemen’den çekilme ve Suudi Arabistan’a atılan balistik füze ve diğer silahların gönderilmesini engellemesi konusunda baskı yapmaktadır.
Bütün dünya biliyor ki; İran’ın Yemen’e müdahalesi ek bir felaket getirmekten başka bir işe yaramıyor. Biz platformlarda Avrupalı gruplara İran’ın Yemen’de bulunmasının sorun olduğunu ve çözümün bir parçası olamayacağını açıkça söylüyoruz. Yemen, Arap Yarımadası’nın bir parçasıdır. Bu sorunda İran’ın irabda mahalli yoktur. Bu nedenle sınırlarımızdan çekilmeli, Arap ve Körfez ülkelerinin içişlerine karışmaktan kaçınmalıdır.