Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Mısırlı Khamis, Dünya Basın Fotoğrafı Ödülü’nü aldı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Kahire: Mahmud Cerveyn

Mısırlı fotoğrafçı Heba Khamis, Dünya Basın Fotoğraf Ödülleri’nin güncel konular kategorisinde ‘Kamerun’daki genç kızların tecavüz ve tacizden korumak için göğsüne ütü basılması’ konusundaki çalışmasıyla En İyi Fotoğraf Ödülü’nü aldı. Ödül Mısır kamuoyunda fazlaca yankılanmadı ancak foto muhabirleri için olağanüstü ve ilham verici bir gelişme olarak değerlendirildi.

Mısırlı Gazeteciler Sendikası Faaliyet Komitesi, Heba Khamis’in her yıl düzenlenen ve 100 binden fazla fotoğrafın katıldığı yarışmada birincilik ödülünü kazanmasının ardından cumartesi günü foto muhabirleri ile birlikte bir ödül töreni düzenledi. Yarışmada ikinci sırayı, Mısır eski Başbakanı Enver Sedat’ın 1981 yılında suikasta uğramasıyla ilgili fotoğrafıyla ünlü fotoğrafçı Makram Cad el-Hak, üçüncü sırada ise 2012 yılında eski Mısır Başbakanı Hüsnü Mübarek’in yargılanmasını fotoğrafla hikâye eden fotoğrafçı Muhammed el-Lu yer aldı.

Şarku’l Avsat, İskenderiye doğumlu 29 yaşındaki Heba Khamis ile yaptığı röportajda Kamerun’a düzenlediği gezinin detaylarını ve hikayeleştirmeyi planladığı konuları sordu…

Khamis, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Facebook’ta dolaşırken İngiliz gazetesi The Independent’ın bir yazısını gördüm. Yazıda Kamerun’daki tecavüzden korunmak için kadınların göğüslerinin ütülendiğini anlatılıyordu. Makaleyi okurken etkili fotoğraflar bulamadım. Bu konuyu uzun süre araştırdım fakat okuduğum makalelerde fotoğraf yoktu. O zamanlar Uganda’da bir insan hakları örgütünün üyesiydim. Örgüt aracılığıyla Kamerun’daki diğer örgütlere ulaştım. Büyük bir çaba sarf ettikten sonra hedefime ulaştım ve bunu kendim tecrübe etmek istedim.”

Ülkeyi bilmediği için birçok zorlukla karşı karşıya kaldığını söyleyen Heba Khamis araştırmaları sonucunda ‘göğüs ütüleme’ işleminin başkentte yapılmadığını, uzak köylerdeki topluluklarda uygulandığını kaydetti. Mısırlı olduğu için Kamerunlu annelerin kendisi ile işbirliği yapmayı reddettiğini söyleyen Khamis, annelerin çoğunun bu konu hakkında konuşmayı ve fotoğraf çekilmeyi reddettiklerini belirtti.

Heba Khamis, genç kızları fotoğraf çektirmeye ikna etmenin kolay olmadığını söyledi. Fakat bazı köylülerle iletişime geçtiğini ve onlardan bir kısmını fotoğraf çekinmeyi kabul ettiğini söyledi. Heba Khamis onlara şefkat ve sevgiyle yaklaştığını, acılarına aktarma ve belgeleme konusunda yardımcı olduğunu belirtti. Genç kızların hissettiklerine saygı duyarak yüzleri ve göğüsleri açık bir şekilde fotoğraflamayacağına dair kendisine söz verdiği söyledi.

Çekimleri neden siyah beyaz yapmayı tercih ettiği konusunda da şunları söyledi:

“İzleyicinin duygularına ulaşabilmek için bütün hikâyeyi siyah beyaz olarak sunmaya karar verdim. Fotoğrafın daha çok hissedilmesine odaklandım. Renkler odaklanmak fotoğraftaki duyguyu dağıtarak anlamdan uzaklaştırır.”

Heba Khamis, çalışması sırasında genç kızlara, göğsünün ütülendiği araçlara, tecavüze uğrayan bir kıza ve suçun işlendiği mekâna odaklanmaya özen gösterdiğini belirtti. Dijital fotoğrafçılık yaptığına dikkat çeken Khamis, “Dijital fotoğrafçılık, hikâyeyi uygun şekilde sunmam konusunda bana çok yardımcı oldu. İşimi bitirdiğimde fotoğrafları basmaya ve birbirine uygun bir şekilde düzenlemeye başladım. Herhangi bir yorum yahut açıklama olmaksızın anlaşılmasını istedim” diye konuştu.

Khamis, Kamerun’daki ebeveynlerinin kızlarına yaptıklarının bir suç olduğuna fakat bunu kızlarına duydukları sevgi, taciz ve tecavüze uğramalarından duyulan korku nedeniyle olduğuna inanıyor. Khamis, konu hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bunun onlara karşı bir suç olduğunu düşünüyorum. Fakat onlarla birlikte yaşadıktan sonra çok sayıda tecavüz ve kadın ticareti hikâyesinden haberdar oldum. Bunu tamamen kızlarına duydukları sevgiden ve tecavüze maruz kalmalarından korktukları için yaptıklarına ikna oldum. Bu onların kızlarını korumak için uyguladıkları bir gelenek. Bu suçtan çok korku ve sevgiden kaynaklanıyor.”

Heba Khamis, kazandığı ödül hakkında da şu ifadeleri kullandı:

“Ödül kazanan hikâyem, herhangi bir kuruluşa bağlı olmayan bağımsız bir çalışma. Herhangi bir kısıtlama ve editör yönlendirmesi olmaksızın istediğim gibi sunabilmek için baştan beri böyle olmasını tercih ettim. Bu, Danimarka’dan özel bir bağış almamda da yardımcı oldu.”

Heba Khamis, dünya basınının en büyük ödüllerinden birini almasının onun için önemli bir manevi kazanç olduğunu belirtti. Bunun kazananı spot ışıkları altına çeken muhteşem bir başarı olduğunu ve sorumluluğu artırdığını ifade etti. Khamis, hikâyesinin üç ayrı ödül kazanmasından ve 4 ayrı ülkede yayınlanmasından dolayı mutlu olduğunu kaydetti.

Heba Khamis’in fotoğrafçılık dünyasındaki yolculuğu hayatının erken dönemlerinde başladı. İskenderiye’de orta sınıf bir ailede yetişen Khamis, fotoğrafçılık tutkusunun lise çağlarında başladığını belirtti. Babasının verdiği harçlıkların bir kısmını biriktirerek bir kamera aldığını söyleyen Khamis’in fotoğrafçılığa ilgisi İskenderiye Güzel sanatlar Fakültesi’ne girdiğinde başladı. Zamanla fotoğraf çekme tutkusunun giderek arttığını belirten Khamis, Mısır’da bazı kurumlarda foto muhabirlik yaptığını ifade etti. Ardından da bunu bir meslek olarak yapmaya başladı. Zamanla insan hikâyelerini filme çekmekle ilgilenmeye başladı. Fotoğrafçılık konusunda uzman kişilerden eğitim aldı. Ardından çeşitli gazetelerde çalışmaya başladı. The Telegraph, The New York Times, European Pressphoto Agency ve Associated Press gibi basın organlarıyla işbirliği yaptı.