Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, 2013’de yasaklanıp terör örgütü ilan edilen Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslümin) ile anlaşma niyetlerinin olduğuna yönelik haberleri yalanladı. Bakan, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada şöyle söyledi: “ Bu cemaat, halkın kanını mübah gördü. Yasal olmayan bu cemaatle aramızda bir anlaşma yok. Cumhurbaşkanımız Abdülfettah es-Sisi, kanunlara uydukları sürece Mısır’ın herkesin vatanı olduğunu ifade etmiştir.”
Mısır Başmüftüsü Dr. Şevki Allam, teröristlerle mücadelenin uluslararası kanunlarla teminat altına alındığını söyledi.
Beş yıldan fazla süredir aralarında İhvan liderinin yardımcılarından İbrahim Münir de dahil bazı İhvan yöneticileri, Mısır rejimi ile anlaşma girişiminde bulunmuş ancak sonuç alınamamıştı. Münir, başta Muhammed Mursi olmak üzere hapisteki tüm üyelerinin serbest bırakılması şartıyla anlaşmaya hazır olduklarını söylemişti.
Bundan önce de İhvan karşıtı olan Kemal el-Helbavi bir girişim başlatmıştı. Buna ek olarak cemaatin uluslararası ilişkilerini yürüten Yusuf Nida da, halen hapiste bulunan Mursi’ye yönetim hakkından vazgeçme çağrısında bulunmuştu.
Sisi: Mısır’ı terörle tehdit edenlerin peşini bırakmayacağız
Cumhurbaşkanı Sisi ise geçtiğimiz Ocak ayında İhvan üyelerinin serbest bırakılmasıyla ilgili bir soruya, “Mısır’ı terörle tehdit edenlere karşı sağlam durmalıyız. Bu cemaatler, ülkeyi yıkmaya çalışmaktadır. Biz, devleti korumak için onların peşini bırakmadık, bırakmayacağız.” yanıtını vermişti. Barışma konusunun halkın elinde olduğunu, siyasilere bağlı olmadığını da vurgulamıştı.
Mısır’da Kuzey Sina bölgesi, Mursi’nin görevden azledilmesinden bu yana teröristlerin merkezi konumunda. Burada şiddet yanlısı örgütler yaygınlaşmakta. Bunların en önemlilerinden biri, 2014’te DEAŞ’a biat eden “Sina Vilayeti” örgütü.
Müftü Allam yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu terör örgütünün uzmanlık alanları, devletin hakkını çiğnemektir. Onlar hiçbir zaman savunma yapmadılar bilakis suç işlediler. Onların ortadan kaldırılması lazım.”
Şevki Allam, bu örgütlerin yönetim kurallarını bazı ayetleri yanlış anlayarak uyguladıklarını vurguladı. Bunlardan birinin, “Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse onlar kafirlerin ta kendileridir” ayeti olduğunu belirtti. Hükümle ilgili bu ayet, onların nezdinde insanları tekfir etmenin, onlarla irtibatı koparıp silaha başvurmanın bir aracı oldu. Onlar, toplumun gidişatından onlarla birlikte yaşama fikrinden uzaklaşarak toplum içinde fırkalar oluşturdu, devletin varlığı ve istikrarına katkıda bulunamadı. Böylelikle birlikte yaşamayı ve diyaloğu reddeden insanlar oldular. Bunun sonucunda ümmet gerçekliğini idrak edemediler, yürürlükteki hedefler ve şeri gerçekler konusunda yeterli bir idrake ulaşamadılar.
Bu cemaatler, bir hadisi şerifi yanlış anlayarak yeryüzünde bozgunculuk çıkardılar. Hadis “İnsanlarla savaşmakla emrolundum”. Onların anladığına göre bu savaş sürekli olarak yapılır. Ancak “İnsanları öldürmekle emrolundum” ile “insanlarla savaşmakla emrolundum” arasında fark vardır. Birisinde bir öldürme eylemi vardır, diğerinde ise iki tarafın olduğu bir çarpışma. Hadisin işaret ettiği şey düşmana karşı savunmadır, düşmanlığı başlatmak değil. Kullanılan ifadeyle ilgili olarak, Mısır askerleri içinde öldüren değil; savaşan, vatanını koruyan anlamı söz konusudur.
Müftü, öldürmek ve savaşmak arasındaki farkları daha iyi gösteren başka bir hadise de değindi. Buna göre Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle diyordu:
“Bir adam Rasulullah’ın (s.a.v) yanına giderek, “Ey Allah’ın Rasulü! Bir adam gelip malımı almak isterse ne yapayım?” diye sorar.
Rasulullah (s.a.v): – Malını ona verme.
Adam: – Ya benimle döğüşecek olursa?
Rasulullah (s.a.v): – Sen de onunla döğüş.
Adam tekrar: – Peki ya beni öldürürse?
Rasulullah (s.a.v): -Sen bir şehitsin.
Adam: −Peki ya ben onu öldürürsem?
Rasulullah (s.a.v) − O cehennemdedir.
Allam, hadiste geçen kelimeleri ve dilbilgisi kurallarını açıklayarak meselenin insan öldürmek değil malını almak isteyene karşı kendini savunmak olduğunu açıkladı. Aslolanın, insanlarla barış içinde yaşamak olduğunu vurgulayan Müftü, insanları İslam dinine girmeyi zorlamanın doğru olmadığını da belirtti.
Öte yandan geçtiğimiz Salı, Sina’da asker ve polisin de katıldığı, teröristlere karşı büyük çaplı operasyon başlatıldı. Geçtiğimiz Kasım ayında da Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, silahlı güçlere, teröristlerin kökünün kazımaları için gerekli olan tüm gücü kullanmaları yetkisini vermişti.