Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

MİT Erdoğan’a bağlanarak darbe sonrası düzen tamamlanıyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Türkiye’de 16 Nisan 2017 günü yapılan referandumla başkanlık sisteminin kabul edilmesinden sonra başlatılan devlet müesseslerini yeniden düzenleme hamlesi kapsamında, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Cumhurbaşkanlığı’na bağlandığı duyuruldu. 15 Temmuz 2016 yaşanan başarısız askeri darbe girişimi sonrası ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) kapsamında yayınlanan ve MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmasını ön gören kanun hükmünde kararname (KHK), dün, resmi gazetede yayınlandı.

KHK, MİT’i Cumhurbaşkanlığı’na bağlamakla birlikte, daha önce MİT Başkanı’nda olan Ulusal İstihbarat Kurulu’nun başkanlığını da Cumhurbaşkanı’na vermiş oldu. Karar, ayrıca; Cumhurbaşkanı’na MİT Başkanı hakkında açılacak soruşturmayı onaylama ve iptal etme hakkı veriyor. Kararla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne 10 gün içinde itiraz etme hakkı bulunuyor. İtiraz edilmesi halinde ise, mahkeme 3 ay içinde kararını vermek zorunda. KHK’ya göre, MİT’e Askeri İstihbarat yürütme yetkisi sağlanıyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), geçtiğimiz temmuz ayında, OHAL süresinin 3 ay daha uzatılmasını kararlaştırmıştı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’deki devlet müesseselerinde büyük bir yeniden yapılanma hamlesi yaşanıyor. Yeniden yapılanma kapsamında, Ordu, Savunma Bakanlığı’na bağlanırken, Harp Okulları kapatılarak, yerine Milli Savunma Üniversitesi kurulmuştu. Yeni düzene göre, Genelkurmay Başkanı’nın, Savunma Bakanı ile Ordu Komutanı yetkisine sahip Cumhurbaşkanı’na danışmadan genel emir verme yetkisi bulunmuyor. Ayrıca, Jandarma Komutanlığı da İçişleri Bakanlığı’na bağlanıyor. MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması, hükümet kanadının devlet yönetiminde daha etkili olması için yapılan yeniden yapılanma hamlesinin, son adımlarından biri olarak nitelendiriliyor. Bu bağlamda, Türkiye Hükümeti, 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu Fethullah Gülen Hareketi’ne mensup olduğu iddia edilen devlet görevlilerine yönelik büyük bir operasyon başlatmıştı. Son yayınlanan KHK ile aralarında Savunma, Dışişleri ve İçişleri Bakanlıkları’ndan personeller ile Orgeneral rütbesindeki subayların da bulunduğu 928 devlet personeli daha Gülen Hareketi’ne mensup olduğu iddiasıyla ihraç edildi.

Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana 50 bin kişi tutuklanırken, 150 bini aşkın devlet personeli, Gülen Hareketi ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle ihraç edildi. Bu durum Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında büyük sorunlara neden oldu. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ‘Hava Kuvvetleri İmamı’ olarak tanımlanan firari darbe sanığı Adil Öksüz’ün iadesini istemişti.

İçişleri Bakanlığı’nın Öksüz için Almanya’ya nota verdiğini belirten Gül, Almanya tarafından konuya ilişkin henüz bir cevap alamadıklarını ifade etti. Gül, “Almanya, uluslararası kanunların yüklediği sorumlulukların gereği olarak Türkiye’nin talebine cevap vermelidir. Adil Öksüz hakkında tutuklama kararı vardır. Almanya’nın bu talebimize en kısa zamanda cevap vermesini bekliyoruz” dedi.

Konuya ilişkin olarak, dün, bir açıklama yapan Başbakan Binali Yıldırım ise, Almanya Dışişleri Bakanı Zighmar Gabriel’in, önceki gün yaptığı açıklamada kullandığı, “Türkiye, Erdoğan Cumhurbaşkanı oldukça AB’ye giremeyecek” şeklindeki ifadelere sert tepki gösterdi.

Yıldırım, “Alman Bakan, bize ders vermeyi bırakıp kendi ülkesinin işlerine yoğunlaşırsa daha iyi olur” ifadelerini kullandı.

Gabriel, söz konusu açıklamasını, Erdoğan’ın, geçtiğimiz hafta Almanya’da yaşayan Türklere yaptığı, seçimlerde büyük partileri boykot etme çağrısına karşılık yapmıştı.

Bild Gazetesi’ne açıklama yapan Gabriel, “Öyle görülüyor ki Türkiye, hiçbir zaman AB üyesi olamayacak. Bunu biz istemiyor değiliz. Türkiye hükümeti ve Erdoğan, AB’nin savunduğu değerlerden tamamen uzakta” şeklinde konuşmuştu.

Birçok AB lideri, Erdoğan’ın darbe girişiminden sonra muhalefete yönelik tavrına sert tepki göstermiş ve Türkiye’nin AB müzakereleri durma noktasına gelmişti.

Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye seyahat etmeme uyarası yapmayı düşünmediklerini belirtmişti. Bakanlık Sözcüsü, dün yaptığı açıklamada, “Almanya’nın vatandaşlarına Türkiye’ye seyahat etmemesi çağrısı yapması söz konusu değil” cümlelerine yer vermişti.

Dışişleri Bakanı Gabriel, dünkü basın toplantısında, kendisine sorulan “Vatandaşlarınıza Bayram tatilini Türkiye’de geçirmeyi tavsiye eder misiniz?” şeklindeki soruya, “Bu tavsiyeyi yaparsam vicdanım rahat olmaz. Elbette bunun kararını herkes kendi verir. Devlet olarak vatandaşlarımız adına böyle bir karar almamız mümkün değil” cevabını verdi.

Alman Aktivist Peter Stewens’ın Türkiye’de tutuklanması, Ankara-Berlin arasında gerilime sebep olmuştu. Gabriel, olay üzerine yaptığı açıklamada, Alman vatandaşları ve şirketlerine Türkiye’de yatırım yapma konusunda uyarıda bulunmuştu.