Çin ve Güney Kore liderleri, dün ABD’nin Seul’e yerleştirdiği füze savunma sistemi nedeniyle yaşanan gerilimin giderilmesi için bir görüşme gerçekleştirdi.
Kuzey Kore tehdidi nedeniyle ABD’nin Güney Kore’ye yerleştirdiği füze savunma sisteminin kendilerine yönelik bir tehdit olduğunu savunan Pekin yönetimi Güney Koreli şirketlere yönelik ekonomik yaptırımlar uygulamaya başlamıştı.
Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ve Çinli mevkidaşı Şi Jinping, Pekin’deki Tiananmen Meydanı’ndaki Büyük Halk Salonu’nda bir araya geldi. İkili arasındaki görüşmede ilişkileri iyileştirme yolları ele alındı. Şi yaptığı açıklamada, Moon’un Pekin’e yönelik bu ilk ziyaretinin ilişkileri iyileştirmek için önemli bir fırsat olduğunu söyledi, karşılıklı saygı ve güven odaklı bir yol bulmaya çabaladıklarını belirtti.
Moon ile iletişim ve koordinasyonu hızlandırmaya hazır olduğunu kaydeden Çinli lider, “İki ülke arasındaki iletişimi derinleştireceğiz ve ikili ilişkilerimizi doğru bir şekilde ortaya koyacağız” dedi. Şi, iki ülkenin, gelecek yıl PyeongChang ve 2022’de de Pekin’in ev sahipliği yapacağı Kış Olimpiyatları hazırlık süresince birbirlerini destekleyeceğini ve işbirliğini karşılıklı olarak güçlendireceklerini açıkladı. Moon da “Dürüst, sözüne ve yaptıklarına güvenilir bir lider” ifadeleriyle Şi’ye övgüde bulundu. Güney Koreli lider, son zamanlarda “geçici zorluklar” yaşandığını kabul ederken Çin ve Güney Kore’yi dünya barışı için ortak kalkınma ve işbirliği yoluna katılmaya çağırdı. Ayrıca Washington ile Pyongyang arasındaki öfke söylemleri ve Kore Yarımadası’ndaki savaş olasılığı karşısında gerilim tırmanırken, Çin-ABD ilişkilerinin geliştirilmesinin giderek daha da önem kazandığını belirtti
İki lider arasındaki toplantı, Washington’un Pyongyang ile görüşme talebi konusunda ABD tarafından çelişkili ifadelerin kullanıldığı bir dönemde gerçekleşti. Bu bağlamda Şi Jinping, “İki dost komşu ve stratejik ortak olarak, Çin ve Güney Kore bölgedeki barışı korumak üzere geniş ortak çıkarlara sahip” dedi. Moon da Şi ile görüşmede belirlenen işbirliğinin teyit edilerek hayata geçirilmesini beklediğini kaydetti.
Görüşme, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın, ön şart olmadan Kuzey Kore ile görüşmelere başlanması yönündeki çağrısının ardından geldi. Çin ve Rusya ise Trump’ın Kuzey Kore hakkındaki görüşlerinin değişmediğine yönelik şüphelerini dile getirirken Tillerson’ın sözlerini memnuniyetle karşıladıklarını duyurdu.
Güney Koreli kameraman darp edildi
Zirveden saatler önce Çinli güvenlik personellerin Güney Koreli bir kameramanı darp etmesi ise gerilime neden oldu. Güney Kore Kameramanlar Derneği tarafından yapılan açıklamaya göre olay Moon’un ticari ortaklık faaliyetlerine yönelik gerçekleştirdiği görüşmeler sırasında yaşandı ve ciddi yaralanmalara sebep oldu. Olayın Çinli güvenlik güçlerinin Güney Koreli kameramanların Moon’un heyetiyle görüşmesini engellemeleri sırasında yaşandığı kaydedildi. Kameramanlar Derneği’ne göre görevliler daha sonra bir kameraya da el koydu. Çinli güvenlik güçleri, kimlik kartlarının gösterilmesine rağmen gazeteci ve kameramanların faaliyet salonuna da girmesini engelledi.
Kameramanlar Derneği tarafından yapılan açıklamada, 15’ten fazla güvenlik görevlisinin kameramanlardan birini yere ittiği ve defalarca yumruk attığı bildirildi. Kameramanın burnunun kanadığı, sağ gözünde ciddi yaralanma olduğu, baş dönmesi ve bulantı yaşadığı kaydedildi. Yonhap haber ajansına göre Güney Koreli yetkililer durum karşısında şikâyetçi olurken Çin’den özür talep etti.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lu Kang, olayın çok ciddi boyutlarda olmadığını umduğunu söyledi ve konuyla ilgili endişelerini dile getirdi. Lu Kang, düzenlenen basın toplantısında iki ülkenin de Moon’un ziyareti için “çok dikkatli hazırlıklar” yaptığını ve ziyaretin çok başarılı olduğundan emin olmak istediklerini kaydetti.
ABD – Çin gerilimi
ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD savaş gemilerinin Tayvan’a yönelmesi konusunda bir savunma bütçesi imzalamasının ardından Çin, dün Washington’a resmi bir protestoda bulundu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lu Kang, bağlayıcı olmasa bile söz konusu durumun Çin politikasını ihlal ettiğini ve Çin içişlerine müdahalede bulunulduğunu açıkladı.
Fransız Haber Ajansı’nın belirttiğine göre Lu Kang “ABD’nin Tayvan’a silah satışı da dâhil, Tayvan ve ABD arasındaki her türlü resmi görüşmeye ve askeri ilişkilere karşıyız” ifadesini kullandı.
Trump, salı günü ABD ve Tayvan Deniz Kuvvetleri arasındaki limanların bağlantılarının yeniden kurulması gerektiğine ilişkin bir maddenin de bulunduğu bütçeyi imzalamıştı.
Çin yayın organları, geçen hafta ABD’deki Çin Büyükelçiliği’nden bir diplomatın Pekin’in ABD savaş gemisinin Tayvan limanına girdiği gün zorla geri gönderileceği uyarısında bulunduğu kaydedildi.
Tayvan, uzun süredir Çin- ABD ilişkilerinde gerilimlere neden oluyor. Trump, göreve başladığı dönemde Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ile doğrudan bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti. Bu görüşme taraflar arasında bir ilk olma özelliği taşıyordu.
Trump, “Tek Çin” politikasına rağmen geçen yaz Tayvan’a 1,3 milyar dolarlık silah satışı yapmayı kabul etmiş ve ABD’nin bu hamlesi Pekin’i kızdırmıştı.
Tayvan, 1949’da yaşanan iç savaş sonrasında Çin’den ayrıldı. Egemen bir devlet olan Tayvan, resmi olarak henüz bağımsızlık ilan etmedi. Pekin ise Tayvan’ın Çin toprağının bir parçası olduğunu ve anakaraya geri döneceğini savunuyor.