Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Moskova-Tel Aviv arasında Suriye pazarlığı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Tel Aviv/Nezir Mecli – Moskova/Raid Cebir

Kremlin yönetimi, Rusya Devlet Başkanı Putin ile ABD Başkanı Trump arasında gerçekleşen Helsinki Zirvesi sonrasında Suriye’nin güneybatısındaki gerilimi azaltma bölgesi başta olmak üzere genel durumu görüşmek üzere İsrailli yetkililerle temas halinde.

İsrail Başkanı Binyamin Netanyahu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, dün Kudüs’te bir araya geldi.

Görüşmeye, Netanyahu ile Lavrov’un yanı sıra İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman, İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot, Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ile diğer İsrailli ve Rus yetkililer katıldı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in isteği üzerine gerçekleşen görüşmenin detaylarına ilişkin resmi açıklama yapılmadı. Ancak görüşmede, Suriye’deki son durum, iç savaşın sona ermesinin ardından İsrail’in çıkarlarının nasıl korunacağı, İsrail’in İran milislerini Suriye’den tahliye etme talebine uygun kurallar konulması ve işgal altındaki Suriye’nin Golan Tepeleri ile ilgili ateşkes şartlarının kabul edilmesi gibi konuların masaya yatırıldığı belirtiliyor.

İsrail basını da görüşmede Suriye’nin geleceği ve İran’ın Suriye’deki varlığının gündeme geldiği haberlerine yer veriyor.

Görüşme, dün sabah Başbakanlık konutunda yapılan haftalık kabine toplantısı başında, İsrail Başbakanı tarafından duyurulmuştu. Netanyahu açıklamasında, “Bugün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Genelkurmay Başkanı Gerasimov liderliğindeki bir Rus heyet ile görüşeceğim. Heyet, birkaç gün önce telefonla görüştüğüm Rusya Devlet Başkanı Putin’in talebi üzerine geliyor. Heyet ile yapacağım görüşmede başta Suriye’nin durumu olmak üzere bölgesel meseleleri ele alacağım. Moskova’ya yaptığım son ziyaret sırasında Devlet Başkanı Putin ile yaptığım görüşmede dile getirdiklerimi Rus heyetine sunacağım. İsrail, Suriye’yle yapılan anlaşmaya saygı duyulması gerektiği konusunda ısrarcı. Bununla birlikte İsrail, İran ve destekçilerinin Suriye’de herhangi bir askeri pozisyon alma girişimlerine karşı koymaya devam edecek” ifadelerini kullanmıştı.

Heyetin bu ziyareti, Suriye cephesindeki askeri gerilim ve İsrail savaş uçaklarının Suriye’deki askeri tesislere yönelik gerçekleştirdiği bombardımanların sonrasında gerçekleştirmesi dikkat çekiyor. İsrail, Lübnan hava sahası üzerinden Suriye’nin Hama kentine baskınlar düzenlemişti. Önceki gece gerçekleştirilen İsrail bombardımanında, Hama’nın Masyaf bölgesindeki bir bilimsel araştırma merkezi hedef alınmıştı.

Şarku’l Avsat’a konuşan iki Rus kaynağa göre, iki taraf, güneydeki durumla ilgili düzenlemelerin yanı sıra ay sonuna kadar yapılması planlanan Astana toplantısı öncesinde Putin ile Trump arasındaki karara uygun olarak Golan’dan çekilmeye ilişkin nihai anlaşma için son rötuşları yapıyor.

“Suriye rejimi, Astana’da Soçi Konferansı’ndaki heyetle temsil edilecek”

Öte yandan Resmi Rus ‘Ria Novosti’ haber ajansının açıklamalarını aktardığı güvenilir bir kaynak, Esed rejiminin Astana’da, Suriye krizinin çözümüne ilişkin düzenlenen Soçi Konferansı’nın ilk oturumuna katılan heyetle temsil edileceği belirtti. Kaynak, Suriye hükümetinin ay sonuna kadar yapılması planlanan Astana toplantısında herhangi bir değişiklik beklemediğini sözlerine ekledi.

Diğer yandan daha önceki müzakerelere katılan muhalif gruplar, bu toplantıya katılıp katılmayacaklarına dair herhangi bir açıklama yapmadı. Doğu Guta ile başlayan ve Suriye’nin güneyi ile devam eden son gelişmelerin ardından Suriye’deki güç dengeleri bozulmuştu.

Diğer yandan, Rusya’nın Suriye’deki Sığınmacı Kabul, Yerleştirme ve Barındırma Merkezi tarafından yapılan açıklamada, Doğu Guta’ya Nisan ayında kontrol altına alınmasından bu yana 100 binden fazla Suriyelinin geri döndüğünü açıkladı.

Rusya Savunma Bakanlığı, Suriyeli sığınmacıların daimi ikamet adreslerine dönmesini sağlamak amacıyla sığınmacı kabul, dağıtım ve yerleştirme merkezi kurdu. Ülkeye insani yardım sağlanması görevini yürüten bu merkez, Suriye’deki birçok bölgelerinde sosyal hizmetlerin iyileştirilmesi ve savaştan zarar gören altyapının onarılması gibi diğer sorunların çözülmesine de yardımcı oluyor.

Rus basınından “Suriye üçe bölünecek” iddiası

Bu arada Rus gazetesi ‘Svobodnaya Pressa’, Suriye’nin çeşitli tarafların denetimi altında üçe bölüneceği iddiasına yer verdi. Haberde, ülkenin muhtemelen bölüneceği belirtilen haberde, Beşşar Esed’in mevcut tutumunu sürdürmeye devam etmesinin, Suriye’nin yeni bir Afganistan’a dönüşmesine yol açabileceği kaydedildi.

Svobodnaya Pressa, Suriye’nin büyük bölümünün kontrolünün Esed’de olacağını, ikinci kısmının Halk Koruma Birlikleri (YPG) kontrolünde ve üçüncü kısmın ise Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) da dahil olmak üzere Suriye’deki müttefiklerinin yardımı ile Türkiye’nin kontrolü altında olacağını öne sürdü.

Esed’in zor tercihlerle karşı karşıya olduğunu ekleyen gazete, Suriye meselelerine dahil olmuş yabancı tarafların Suriye’den çıkarılması gerektiğini, Esed savaşmaktan vazgeçerse, bu durumun onun hükümeti layıkıyla yönetemediği ve başarısız olduğu anlamına gelecğeini belirtti. Ancak, Esed’in rejimin başında kalmaya devam etme şansının zor olduğunu kabul etmemesi halinde ise bu durumun Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit etmesinin yanı sıra özellikle en büyük petrol kaynaklarının YPG’nin kontrolü altında olması sebebiyle zayıf ve fakir bir devletin ortaya çıkmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

Rus basını: Türkiye, güvenliği sebebiyle Suriye’de kalıcı

Gazete, Esed’in bu savaşı sürdürmesi ve iktidardan vazgeçmemesi durumunda, Suriye’yi yeni bir Afganistan’a dönüştüreceğini söyledi. Bununla birlikte gazeteye göre Rusya’nın askeri ve diplomatik danışmanlık gibi yardımlarına rağmen savaşın mevcut koşullar altında devam etmesi, Esed’i tehdit eden ve yenilgiyi tetikleyen sebeplerden sadece biri olacak.

Habere göre, Rusya’nın, ortak sınırı bulunmayan Suriye’deki savaştan rahatlıkla geri çekilebileceğini ancak Suriye’nin komşusu Türkiye’nin, güvenlik nedeniyle burada kalmak zorunda olduğunu ve Suriye’deki olayların Türkiye’nin Suriye topraklarında uzun yıllar kalmasını gerektirebilecek önemli bir etkiye sahip olduğu düşünülüyor.