Kremlin, 12 Nisan’da ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’ye olası saldırı ve Suriye konusundaki nihai kararını erteme tehdidine ilişkin spekülasyonlar karşısında sessizliğini korudu. Moskova ise askeri iletişim kanallarının “hala açık” olduğunu ifade ederek, Washington ile diyaloğa hazır olduğunu belirtti.
Rusya parlamentosu, dün Batı’nın tutumlarını analiz etmek ile meşguldü. Nitekim Almanya, Suriye’ye yönelik herhangi bir saldırıya katılmayacağını ifade ederken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Guta’ya yapılan kimyasal saldırılar karşısında daha fazla beklemeyeceğini belirtti. Açıklamalar, Trump’ın söz konusu askeri operasyon için herhangi bir tarih belirtmediği ifadelerden önce yapılırken, konuya dair hipotezleri de güçlendirmiş oldu. Rusya Temsilciler Meclisi’ndeki (Duma) Savunma Komitesi Başkanı Vladimir Şamanov ise yaptığı açıklamada, ABD’nin Suriye’ye yönelik saldırı ihtimalinin bulunmadığını ifade etti. Şamanov, gazetecilere “Bu olmayacak, öyle ki bunun için herhangi bir belirti yok” açıklamasında bulundu.
Vladimir Şamanov, “Durum, basit değil, ama istikrarlı. Taraflar arasında belirli bir anlayış mevcut. Her şey medeni bir şekilde ilerleyecek” dedi. Federal Konseyde Siyasi ve Savunma Komitesi Başkan Yardımcısı Vladimir Cabarov da “Trump tarafından koparılan fırtına hızlı bir şekilde sakinleşecek. Bu sıcak tartışmalar iki gün sürecek, daha sonra bu sıcaklık durulacak ve işler yoluna girmeye başlayacak” şeklinde konuştu.
Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova ve Washington arasındaki iletişim hattının Suriye ile ilgili çatışmalardan kaçınmak için hala açık olduğunu ve tarafların bu hattı sürekli olarak kullandığını vurguladı. Moskova’nın olası bir saldırı beklentilerine dair bir soruya cevap vermekten kaçınan Peskov, askeri bir düzeyde iletişim kanalı hakkında konuştuğunu belirtti.
Dmitriy Peskov ayrıca, Kremlin’in “Washington’un Suriye’ye olası saldırısına dair ifadelerini” yakından takip ettiğini söyledi. Peskov ayrıca, sorumsuzca atılan adımların Suriye’deki durumu zorlaştıracağına dikkati çekti.
Öte yandan Moskova’nın “Suriye’deki gerginliği tırmandıracak herhangi bir adımdan kaçınması gerektiğini” söyleyen Peskov, ülkedeki tırmanan gerginliğin tüm çözüm sürecini yerle bir edeceğini belirtti.
Aynı şekilde Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, başkanlık seviyesinde doğrudan temaslarda bulunulabileceğini kaydetti.
Diğer taraftan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirmek üzere bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Bu bağlamda Rusya Dışişleri Bakanlığı da uluslararası topluma “Batılı ülkelerin Şam’a yönelttiği suçlama ve tehditlerin sonuçlarını ve olası bir askeri eylemin etkilerini iyice düşünme” çağrısında bulundu.
Bakanlık Sözcüsü Mariya Zaharova yaptığı açıklamada, “Washington, son derece tehlikeli, gerilimi arttıracak militarist açıklamaları sürdürüyor. Suçlamalar sadece Şam’a karşı değil, aynı zamanda Esed rejimini savunduğu iddia edilen ve dolayısıyla suçların sorumluluğunu paylaşan Rusya Federasyonu’na da gidiyor” ifadelerini kullandı.
Zaharova, egemen bir devlete karşı güç kullanımıyla ilgili son derece sorumlu kararlar alınması gerektiğini söylerken, kimyasal saldırılar hakkındaki yanlış bilgilere dayalı uluslararası arenada güç kullanımı tehditlerini de eleştirdi. Aynı şekilde Dışişleri Bakanlığı’na yakın bir kaynak tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamaya göre, bakanlığa hakim olan duygu, ABD Başkanı Trump’ın henüz nihai bir karar vermemesi ve iç- dış zorluklarla karşı karşıya olması. Kaynak ayrıca, Donald Trump’ın Suriye ve bölgenin genelinde net bir stratejiden yoksun olduğunu, bunun da güçlü bir saldırı ihtimalini zayıflattığını belirtti. Trump’ın karar alması halinde de Moskova ile çatışmadan kaçınmak isteyeceğini, ayrıca politik öneme sahip olmayacağını ve ne istediğinin anlaşılmayacağını ifade eden kaynak, ABD Başkanının herhangi bir siyasi darbenin sonuçlarını kullanamayacağını vurguladı.
Aynı şekilde bu atmosferde Duma’da bir binaya Suriye bayrağı dikildiğini, bu bölgenin kontrolünün dolayısıyla tüm Doğu Guta’nın kontrolünün de rejime geçtiği ifade edildi. Kaynaklar tarafından aktarılana göre Moskova, Batı’ya bölgedeki durumun istikrarlı olduğunu ve uluslararası soruşturmacıların gelip mevcut durumu inceleyebileceğini belirtti.
Suriye’deki Rus Barış ve Uzlaşı Merkezi Başkanı Yuri Yevtuşenko da “Bugün Suriye Arap Cumhuriyeti tarihinde önemli bir olaya tanık olduk” ifadelerini kullandı.
Yevtuşenko, Rusya askeri polis birimlerinin “yönetim Suriye makamlarına teslim edilinceye kadar güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması ve bölgedeki hukukun sürdürülmesi” adına Duma’ya konuşlandırıldığını ifade etti.
Ceyşu’l İslam savaşçılarının 400’den fazla ağır silahını Rus askerlerine teslim ettiğini söyleyen Yuri Yevtuşenko, 28 Şubat’tan bu yana bölgeden 41 bin 213 kişinin ayrıldığını vurguladı. Yetkili, Rusya gözetimi altındaki Doğu Guta’dan ise toplam 16 bin 521 kişinin tahliye edildiğini söyledi.
Diğer taraftan Rus askeri ve diplomatik bir kaynak, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü uzmanlarından oluşan ilk grubun Şam’a gitmek üzere Beyrut’a ulaştığını açıkladı. Kaynak, “Bugün ilk uzman soruşturma grubu geldi. Ana uzman grubunun da yarın (13 Nisan) Lübnan’ın başkenti Beyrut’a ulaşması bekleniyor” dedi.
Kaynak tarafından Sputnik’e yapılan açıklamada ise uzman grubun, Şam’a ulaşacağı ve daha sonra da eylem planını açıklayacağı belirtildi.