İngiltere Başbakanı Theresa May’ın liderliğindeki Muhafazakâr Parti, yıllık kongresini dün Manchester’de başlattı. Partide, May’in liderliği ve Brexit meselesinden kaynaklanan bir tartışmalı ortam söz konusu.
Haziran’da yapılan seçimlerde parlamentodaki çoğunluğunu kaybetmesinden sonra May’in parti yönetimindeki gücü zayıfladı.
Öte yandan, müzakerelerin oldukça yavaş ilerlediği AB’den çıkış konusundaki zorluklara ek olarak, bakanlar arasında, ‘çıkış’ sonrası Britanya’nın geleceği konusunda bir anlaşmaya varılmış değil.
Seçimlerdeki kötü performansı kabul etti
Manchester’a hareketi öncesi konuşan May, seçimlerdeki kötü performansı kabul etti. Ancak, konut meselesine odaklanacağı beklenen kongrede, devam ettirme niyetinde olduğu bir programa sahip olduğunun altını çizerek şunları söyledi, ‘‘Brexit konusunda en elverişli anlaşmaya varmak zorundayız, ancak, bu ülkeyi sıradan işçiler için de adil bir yer yapmaya yönelik içerde girişimlerde bulunmalıyız.’’
Buna karşılık, yorumcular ise parti içinde muhalefet belirtilerinin ortaya çıktığını belirtirken, gözler özellikle Dışişleri Bakanı Boris Johnson’a çevrilmiş durumda. May’in Brexit’le ilgili İtalya’da yaptığı önemli bir konuşmanın sadece birkaç gün öncesinde, birçok kişinin AB’den tamamen ayrılma konusundaki görüşünü açıklaması, otoritesine meydan okuma olarak görüldü.
AFP’ye göre, Surrey Üniversitesi’nden siyaset uzmanı Simon Usherwood, ‘‘May, konumunu daha fazla sarsıntıya uğratmamak için kongreye devam etmeli’’ dedi.
May’in çağrısı iç çekişmelere sebep oldu
İtalya’nın Floransa şehrindeki konuşmasında May, beklemede olan Brexit görüşmelerini harekete geçirecek bir dizi imtiyazlara yer verdi. Bununla birlikte, bu açıklama ticari ilişkileri bitirmeye yönelik görüşmeleri bu ayın ilerleyen günlerinde başlatmak için yeterli olacak gibi gözükmüyor. Ancak, İngiltere’nin AB bütçesine katkı yapmaya devam edeceği iki yıllık geçiş dönemi çağrısı, May hükümetinin üyeleri arasında iç çekişmelere sebep oldu. May’in bu çağrısı, ekonomik bloktan sert bir şekilde geri çekilmenin olası kötü yansımalarından çekinen müttefikleri Boris Johnson ve Maliye Bakanı Philip Hammond arasında gazetelerde yer bulan yeni bir tartışma başlattı.
Eski muhafazakar lider William Hague, bölünmelerden tek faydalananın İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn olduğu uyarısında bulunarak, sükunet çağrısı yapanlar arasında yer aldı. Ancak, gerilimi artırarak fayda sağlamaya çalışan Johnson ise, Brexit konusundaki kırmızı çizgilerini belirttiği, geçiş sürecinin azaltılması gerektiğini vurgulayan bir röportaj verdi.
Tehdit raporları reddedildi
The Sun gazetesine konuşan Boris, ‘’İnsanların çoğu bu tartışmaların sebebini anlamıyor. Ayrıldık. Geçen sene bunun için oy verdik. Bunu gerçekleştirelim’’ açıklamasında bulundu. Dışişleri Bakanı tarafından tehdit edildiğine işaret eden raporları redden May ise, BBC’ye verdiği demeçte ‘’Boris, Floransa konuşmasını tamamen destekliyor’’ dedi.
May seçimlere güçlü girmek istiyor
May, parlamentoda çoğunluğunu artırmak için seçim çağrısında bulunmuştu. Aksine, koltuk kaybeden May’in hükümette kalması, Kuzey İrlanda’dan küçük bir partiye bağlı. Haftalardır liderliğine dair bir muhalefetle karşılaşmayan May, otoritesini artırarak, 2022 seçimlerine başbakan olarak girmek istediğini belirtti. YouGov enstitüsünün The Times gazetesi için gerçekleştirdiği kamuoyu yoklamasında, katılımcıların sadece yüzde 29’u 2022 seçimlerine girebileceği inancında olmasına karşın, yüzde 71 May’in performansının iyi olduğu görüşünü bildirdi.