Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

‘Muhafızların’ generalleri ve yeni generaller | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran Devrimi, 11 Şubat’ta zaferinin 39. yılını geride bırakarak 40. yıldönümüne kutlayacak. Bölge haritasının mevcut ve eski Devrim Muhafızı komutanlarının masasında açık olduğunu düşünebiliriz. Kudüs Güçleri Komutanı General Kasım Süleymani, Devrim Muhafızları Komutanı Muahmmed Ali Caferi, Ayetullah’ın askeri danışmanı ve eski Muhafızlar Komutanı Rahim Safevi, Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi Sekreteri ve eski Devrim Muhafızları Komutanı General Muhsin Rızai… Muhafızları iktidardaki parti olarak tanımlanmaktan kaçınsak dahi despot “Muhafızlar Devleti” İran devletinin omurgası ve karar mekanizması olduğu göz ardı edilemez.

Dört generalin, haritaya baktıkları takdirde rahatlayacaklarını sanıyorum. İran, Irak’ta başrolde bulunuyor. Suriye rejiminin çöküşünü önlemek için kendisine bağlı milisleri ile Rusya’nın ortağıydı. Lübnan’da önümüzdeki mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin “İran Hilali’ndeki” Lübnan’ın kuruluşunu meşrulaştıracağına inananlar var. Yemen’de ise Husiler ülkeyi içine attıkları büyük serüvenin farkında olmadan İran programında rol oynamaya devam ediyor.

Muhafız generallerinin “dört Arap başkentinde” despot İran nüfuzuyla övünmesi, söz konusu başkentlerin kötü durumda olduğunun üzerini örtemez. İran’ın aldığı kararla şiddete sürüklenen Irak, Uluslararası Koalisyon’un desteğiyle DEAŞ’a karşı kazandığı önemli zafere rağmen maalesef Sünnilerin ve Kürtlerin arasında bölünmüş durumda. Moskova ve Tahran’ı rejiminden kurtarabilen Suriye ise parçalanmış bir devletin tanık olduğu nadir görülen bir yağma ile devletlerin bayrakları ve milislerinden oluşan bir ormana dönüştü. Kesin olan şu ki Suriye’de uygulanabilir herhangi bir siyasi çözüm, ülkede çatışmalar başlamadan önce tamamen egemen olan İran rolünü geri plana atacaktır. En iyi halde olan ülkenin ise Lübnan olduğuna inanmak oldukça zordur. Yemen’e gelince; bu zor ülkenin Husi macerası için kolay bir ziyafet olacağını dair herhangi bir işaret bulunmuyor.

Generallerin ihlaller ve başarılar karşılığında İran Devrimi’nin sıkıntılı zamanlardan geçtiğine dair 40 belirtinin ortaya çıktığı son dört günü görmezden gelmesi zor. Önde gelen muhalif isimlerden Mehdi Kerrubi’nin “Sizleri, çok geç olmadan sistemde yapısal reformlar yapılmasına fırsat tanımaya, siyasi, ekonomik ve ülke dışındaki durumu doğru teşhis etmeye ve son yıllarda benimsenen politikaların gözden geçirmeye çağırıyorum” sözleriyle Rehber’e verdiği son derece önemli mesaj açık.

Bir gün sonra rejim, bu kez Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’den yeni bir uyarı aldı. Ruhani, “Tüm ülke liderlerinin halkın dilek ve isteklerine kulak vermeli. Eski rejim her şeyini kaybetti. Çünkü vatandaşlarının ne söylediklerini ne de eleştirilerini dinledi” dedi.

Şurası açık ki Ruhani ve Kerrubi, İran sokaklarında yükselen öfkenin şiddetinin, yeni nesillerin ülkenin enerjilerini tüketen, ayrıca onları bölge halkıyla ve dünyanın birçok yerinde sürekli çatışma içine sokan iç politikalarının doğrultusunda bölgesel maceralara karşı hayal kırıklığı yaşadıklarının farkındalar.

İki adam, nükleer anlaşmanın rejim için nihai bir kurtuluş olmadığının bilincinde. ABD yönetimi acı veren bir yaptırım paketi uygulamaya hazırlanıyor. İran’ı Obama anlaşmasının meyvelerini toplamaktan mahrum edecek. Çünkü yatırımcıları, İran’a dönme zamanının henüz gelmediğine ikna edecek. Yaptırımların amacı İran’a ülkeleri ihlal ile suçlamanın, terörizmi desteklemenin, istikrarı bozmanın, balistik füzelerin üretiminin ve su yollarının güvenliğini tehdit etmenin bedelini ödetmek.

Zaman, devrimlerin en sert düşmanıdır. Onlara yumuşak davranır ve kuşatır. Önce yönetir sonra da saldırır. Onları sınar ve ihtişamlarını dağıtır. Zaman acımasız bir cellâttır. Hayalleri, yanılgılardan ayırt ederek onları rakamların mahkemesine götürür. Devrimin özellikleri, sabit kurallara karşı bağışıklık kazandırmayla sınırlı kalmaz. Tek can simidi değişimdir. Ne kadar gecikirse geciksin en kısa yolla çöküş için zamanla uzlaşmayı reddetmektir. Her yerde ve her zaman uzlaşıcı fikirler bulunmaz. Fikirler zamanın evladıdır ve beraberinde mekâna dair özellikleri de taşır. Zaman, yenilik, farklılık ve soru işaretleri taşıyarak akan bir nehir gibidir. KGB imparatorluğu Lenin’in devrimini çökmekten alıkoyamadı. Çin’in dev Komünist Partisi (CPC), Mao Zedong devrimini zamanın gereksinimlerinden ve rüzgârlarından korumayı başaramadı. Diğerlerinin başarısızlığa uğradığı bir ortamda hiçbir şey “Devrim Muhafızları’nın” başarılı olacağına işaret etmiyor.

40 yıl önce bu ayda İran devrimi galip geldi, zaferi bölgede ve dünyada büyük yankı buldu. Devrim, var olan iki bloğun dışında bir sözlükle geldi. O günlerde Lenin’in partisi halen Lenin’e Mao’nun partisi de halen Mao’ya benziyordu. Fakat zaman değişti. İşte Humeyni Devrimi, doğduğu ortamdan çok farklı bir dünyada, 40 yıllık bir yorgunluk ile karşı karşıya.

‘Muhafız’ generaller, yeni generallerin onlar için ABD’li generallerden daha tehlikeli olduklarının farkındalar. Bilimsel, teknolojik ve dijital devrimlerden gelen generaller, sınırda durdurulamayan, roketlerle karşı konulamayan ve milislerin kışkırtmaları ile de engellenemeyen generallerdir. Sanıyorum ki İranlı genç, söz konusu generalleri telefonundan görebiliyor. Yatırım ve istikrar ile meşgul normal bir devlette doğal bir vatandaş olmak istiyor. Burada kast etmek istediğim generaller şunlar: Google Generali Larry Page, Microsoft Generali Satya Nadella ve selefi Bill Gates, Amazon Generali Jeff Bezos, Facebook Generali Mark Zuckerberg, Apple Generali Tim Cook ve Telegram Generali Pavel Durov…

İran Devrimi, değişim dünyasında 40. yaşın sancılarının derin anlamını yakalayamazsa Hamaney, zamanın Lenin ve Mao’nun devrimlerine neler yaptığı konusunda uzun düşünmek zorunda kalacak. Ho Chi Minh’in varislerinin bugün ABD’li yatırımcıları daha iyi çekebilme yolları dışında “En Büyük Şeytan’a” galip gelme fırsatları aramadıklarını hatırlamalı. Yeni generaller dönemindeyiz. Eski generallerin ise hesaplamalarını ve yanılsamalarını yeniden düzenlemeleri gerekiyor.