Liverpool Futbol Takımının dünyaca ünlü genç Mısırlı oyuncusu Muhammed Salah’ın dünya çapındaki ünü hedef alınma tehlikesi altında. Ne de olsa, Arap atasözü ‘nimet sahibi olana herkes hasetle bakar’ der. Ama Muhammed Salah’ın karşı karşıya kaldığı tehlike semavi kitaplarda ve ali cenap insanlar tarafından kötü gözle bakılan hasetten veya diğer oyuncuların oyunundan veya maçlarda sağında ve solunda yapılan futbol manevralarından değil, zira; bunlar, bu oyunlar için yapılan stadyumların olağan işidir, kaldı ki, Muhammed Salah, kerem sahibi yaratanın bahşettiği doğal yeteneğinden başka zor antrenmanlarda bu yeteneği billurlaştırmış, güçlendirmiş ve rakip kalelere goller atarak milyonların kalbini çalmış, ve kem gözle bakanların da haset bakışlarını toplamıştır, tabii ki, dolayısıyla, kanunlar ve teamül içinde yapılan bir şeyden doğan tehditten korkmamalı, Muhammet Salah. Pek iyi, O zaman bu tehdit nereden gelir?
Muhammet Salah’ın karşı karşıya kaldığı tehdit insanların geleceğinin haritalarının kendi gücünde veya inisiyatifinde sanan bazı kişilerden kaynaklanmaktadır. Bu türden insanları dinlediğinizde her şeyi yapabilecek, insanlara her türlü şeyi satabilecek kapasitede olduklarını zannedersiniz. Bu tür insanlar kendi ürettikleri hüsnü kuruntularına inandıklarından başkaları hakkında karar verebildiklerini ve başkaları hakkında, hatta en özeli hakkında, en iyisini kendileri bildiklerini düşünürler. Bu tür hayalperestler renkleri birbirine karıştırmada mahirken, renkleri birbirinden ayıramıyor. Bazıları, aklından geçen bazı siyasi ajandalara propaganda yapmak sayesinde, akla karayı karıştırırken, toplumun çoğunluğunun hoşuna gitse dahi, orta bir gri rengi kabul etmez ve karşı çıkar.
Birbiriyle ilişkisi olmayan konuları birbirine sokmayı adet edinenler, Muhammet Salah’ın başarısını Arap ve Müslümanların lehine olacağını iddia edecekleri şekilde kullanmak istiyorlar. Bu iddiaları atanlar kendi alanında başarısını ispat etmiş başka Arap starlarını bundan önce kullandıkları gibi, genç sporcunun başarısını politize etmek isteyen sesler yükselmeye başladı. Aslında bu sesler, genç sporcunun başarısını alanı dışına çıkarmak istediklerinin, hatta Salah’a kaldıramayacağı yükü yüklemek istediklerinin farkında değil.
Muhammed Salah’tan politik bir duruş sergilemeye ve dünyanın her tarafından gelen güçlerin çatışmasına sahne olan Arap dünyasıyla ilgili ateşli nutuklar atma veya politik duruşlar sergilemesini isteyeneler, ya naifler ya da bu politik tutumların Muhammet Salah’ın spordaki uluslararası başarısının nasıl etkileneceğini çok iyi biliyorlar.
Politik arenalarda insan akıllarını manipule etmeyi ve bu tür sömürüyü gerçekleştirmeyi adet edinenlere karşılık olarak söylenebilecek şey, en basitinden, insanları rahat bırakıp gitmeleridir. Bu konu yeni değil; 2013 yılında «MBC» TV’nin yayınladığı “Arap Idol” yarışmasının birinciliğini alan Filistinli yıldız sanatçı Muhammed Assaf için de aynısı yapılmıştı. Muhammed Assaf Filistin Nekbesi’nin evladıdır, Gazze Şeridi’nin içinde olduğu trajedinin koynunda büyüdü ve kimse kendisinden istenmemesine rağmen milli duygu yüklü şarkıları seslendirmesine rağmen bazıları kendisinden, alanı olmayan şeyi yapmayı, hatta dayanma gücü üzerindeki şeyi, isteyerek şöhretini politik olarak kullanmak istediler. Sanki Muhammed Assaf’ın sanat alanındaki yıldız olması Filistin için yeterli bir hizmet değilmiş gibi!
Geçen Cumartesi bir arkadaşım ve eşinden Muhammed Salah’ın her gol attığında secdeye varmasının bazı Liverpool taraftarı gençler tarafından nasıl taklit edildiğini dinledim. Sevgiden doğan bu taklit arasındaki duygularla ekran başında Real Madrid maçını seyreden dünya çapındaki milyonlarca insanın Sergio Ramus’un Muhammed Salah’a Judo sporunda yasaklanmış bir hareket yaparak Salah’ın saha dışına çıkmasının yarattığı şok olma duygularını karşılaştırınız. Karşılaştırmanın sonucu açıktır ve aynı anda bu karşılaştırma Muhammed Salah’ın başarısının politik yönde istismar edilmesini isteyenlere yönelik en iyi cevaptır, zira; çoğu insan bunlara bırakın genç yıldızı başarı yolunda yürüsün, bırakın insanlara ders vermeyi, sizin için önemli olanlar insanlar için önemli olmayabilir, asıl sizin ders almanız gerek demektedir.