İngiliz Liverpool futbol takımının Mısırlı oyuncusu Muhammed Salah’ın Avrupa Kupası final maçında Real Madrid’e karşı oynarken düşüp kolunu kırması sonucu ortaya çıkan tepkiler insanlarımızın beynindeki ve düşünce tarzlarındaki defoyu ortaya çıkarmıştır.
Mevzuyu bilen bilir, Liverpool ve Real Madrid takımları arasındaki final maçını kazanmak Mısırlı yetenekli oyuncu Muhammed Salah ve iki takımın diğer oyuncuları için bir rüyaydı ve bu rüya üçüncü dünya ülkelerinden gelen oyuncular için daha önemliydi. Ama, bu rüya Real Madridli sıkı stoper Sergio Ramus’un Muhammed Salah’ın kolunu kırmasıyla sona erdi, Salah, acıyla karışık ağlamaklı bir şekilde saha dışına çıkarıldı ve bundan dolayı Mısır ve diğer ülkelerde milyonlarca taraftarın tepkisini topladı.
Buraya kadar her şey makul ve olması beklenenler içinde, ama konunun politik polemik ve havai fişek patlaması cinsinden atışmaya dönmesi anlaşılamaz. Kaldı ki, İhvancıların, Katar’ın, Türkiye’nin ve birkaç sözüm ona devrimcinin Muhammed Salah’a yönelik doğaçlama gelişen sempatiyi istismar etmek istemesi hiç anlaşılamaz.
Birçok şey söylendi, Ramus’un baş rol oynadığı, ama arka planda Arap ve batı ülkelerin olduğu bir komplodan bahsedenler dahi ortaya çıktı, yok daha neler!
Bir tek bununla yetinilmedi, Liverpool ve Real Madrid vakıası dini tartışmaya dahi dönüştü!
Her söylediği tartışma yaratan bir sofu olan Kuveytli aktivist Mubarek el-Bezzali, Twitter’da ‘takımı Liverpool hatırına maç günlerinde Ramazan’da oruç tutmayan Muhammed Salah’ın başına gelenler Allah’ın bir cezası’ diye yazdı. Bir başka twitinde ise: ‘Allah seni hidayete erdirsin, Ey Muhammed Salah, umulur ki bu senin için hayatın her konusunda hayırlara vesile olur’ dedi.
Dünya çapında fetva makamı olan El Ezher camii tartışma yaratan Kuveytli Mubarek el-Bazzali’ye, Allah’ın bir insanı sevdiğinde kendisini imtihan ettiğini, bu da Allah’ın o insanı sevdiğinin bir kanıtını olduğunu, Bezzali’nin insanlarla uğraşmayı bırakıp kendine bakması gerektiğini söyledi. Yani Mısır Arapçasıyla, Ezher Bezzali’ye ‘Yürü git bak kendi işine’ demiş oldu!
Ezher mezunu ve Ezher Üniversitesinde İslami Araştırmalar Merkezi Müdürü Dr. Muhammed Abdu’l-Ati konuya müdahil olarak Muhammed Salah’ın Ramazan ayının o maç gününde oruçlu olmamasının Yüce Allah’ın kullarına bahşettiği şeri bir ruhsat sayesinde olduğunu, dinen caiz olduğunu söyledi.
Muhammed Salah’ın Ramazan günü oruç tutmamasının fıkhi sebebi önemli değil, yolculuk esnasında oruç tutmama ve zor işlerde çalışanların oruç tutmamasından da kaynaklanabilir. Benim için önemli olan, bu olayın beynimizdeki, algı sistemimizdeki defoyu ortaya çıkarmasıdır. Zira; bir tek Mısırlıların değil, bizim de, algı sistemimiz her şeyi, dinden veya politikadan ne kadar uzak olursa olsun, dinileştirmeyi veya siyasetleştirmeyi yani her konuyu dinsel veya politik tartışmaya dönüştürmeye yatkın.
İşte yukarıdaki örnek te bunun en büyük kanıtı.