Prof. Dr. Yıldız, “Bigoreksiyanın son yıllarda her iki cinste ve tüm yaş grubunda görülme sıklığı arttı. Bu kişilerin tek amacı mükemmel bir vücut şekline sahip olmaktır.” dedi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yıldız, yaptığı açıklamada, sıklıkla erkek vücut geliştiricilerinde görülen bigoreksiyanın kısaca “mükemmel vücut takıntısı” olarak tanımlanabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Yıldız, “Mükemmel vücut takıntısı obsesif kompülsif bozuklular grubunda yer almakta ve spesifik olarak vücut dismorfik bozuklukların alt grubunda değerlendirilmektedir.” diyerek, mükemmel bir vücuda sahip olmayı “takıntı”, bu amaca ulaşmak için yapılan antrenmanları da “tekrarlatıcı hareket” olarak tanımladıklarını söyledi.
“Bigoreksiyanın son yıllarda her iki cinste ve tüm yaş grubunda görülme sıklığı arttı. Bu kişilerin tek amacı mükemmel bir vücut şekline sahip olmaktır ve çevresinden çok fazla iltifat da alsa, asla sahip oldukları vücut yapılarını yeterli görmezler.” diyen Yıldız, bu bireylerin günün büyük bölümünü spor salonunda ve aynanın karşısında geçirdiklerini aktardı.
Yıldız, bigoreksiyalı bireylerin, mevcut vücut yapısının istenilen düzeyde olmadığı ve toplumda kabul görmeyeceği düşüncesiyle ikili ilişkilerden, sosyal aktivitelerden uzak durduğunu dile getirdi.
“Tüm sosyal yaşantı bu amaca uygun olarak kurgulanır”
Bu durumun kısır döngü şeklinde devam ettiğini, bigoreksiyalı bireylerin mükemmel vücuda ulaşmak için yüksek yoğunluklu ve sık tekrarlı ağırlık antrenmanı yaptığını vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti:
“Bu bireyler mükemmel vücuda ulaşmaya yönelik yeme ve içme alışkanlıkları geliştirir. Tüm sosyal yaşantısını bu amaca uygun olarak kurgular. Mükemmel vücuda ulaşmak amacıyla, sağlıklı ve dengeli bir beslenmenin ötesinde besinsel ve farmakolojik ergojenik yardım ürünleri aşırı miktarda kullanırlar. Bu bireyler üzerinde yapılan beslenme analizlerinde karbonhidrat ve yağ içeriği açısından yeterli ve dengeli beslendikleri ancak kas kütlesini geliştirmek için gerekli miktarın çok üstünde protein tükettikleri bildirilmiştir. Bu bireyler, yüksek miktardaki protein tüketiminin karaciğer ve böbrek fonksiyonları üzerindeki olumsuz etkilerine de maruz kalırlar. Mükemmel vücut takıntılı kişiler yüksek yoğunluklu ve sık aralıklarla yapılan antrenmanlara, beslenme ve ergojenik destek kullanımlarına rağmen istedikleri sonuca ulaşamayınca farklı yöntemleri denemeye başlarlar. Bu deneme süreci anabolik steroid kullanımına kadar devam eder. Sonunda ağrılık antrenmanlarıyla bilirlikte anabolik steroid kullanmanın kas gelişiminde oldukça etkili olduğunu gördüklerinde bu ürünleri devamlı kullanmak isterler. Aslında anabolik steroidlerin hücre ve doku sistemleri üzerindeki zararlı yan etkilerini bilmelerine ya da gözlemlemelerine rağmen kullanmaktan vazgeçmezler.”
“Bigoreksiyalı bireyler tedaviyi erteliyor”
Uzun dönemde anabolik steroidlerin kalp büyümesi, ritim ve ileti bozukluklarıyla ani ölümlere yol açabildiğini, bu anlamda anabolik steroidlerin kullanılmasının yasaklandığını dile getiren Yıldız, şunları kaydetti:
“Bigoreksiyalı bireyler, antrenmandan uzak kalınacağı ve mükemmel vücuda ulaşamayacakları düşüncesiyle tedaviyi son noktaya kadar ertelemekte, bu da tedaviye dirençli spor yaralanmalarına yol açmaktadır. Bu anlamda sporcu ailesi ve antrenörlerin, spor hekimliği uzmanlarıyla yakın iş birliği içinde olması ve tedavinin bir an önce yapılabilmesi için bireyi teşvik etmesi gerekmektedir.” AA