“Müslüman Kardeşler, beni ve tüm Libyalıları aldattı.”
Libya Geçici Ulusal Konseyi’nin eski başkanı Mustafa Abdülcelil, Libya’daki El Benna ve Kutup yanlılarını kızdıran ve rencide eden açıklamalarda bulundu. Mustafa Abdülcelil, sessizliğini bozarak Müslüman Kardeşler’in (İhvan) sözlerine sadık kalmadıklarını ve vatana değil de ideolojilerine bağlı olduklarını dile getirdi. Ayrıca Abdülcelil, yardımcısı Ali El İsavi’nin yayınladığı tutuklama emirleri aracılığıyla İhvan’ın Tümgeneral Abdülfettah Yunus suikastında parmağının olduğunu ve suikastı da Ebu Ubeyde Taburu’nun düzenlediğini beyan etti. Ebu Ubeyde Taburu’nun emiri ise Bingazi’de Amerikan Büyükelçisini öldürme suçundan ABD’de hapse konulan terörist Ahmed Ebu Hatale’dir.
Mustafa Abdülcelil, Müslüman Kardeşler’e güvenmekle yanlış yaptığını, Mahmud Cibril’in (Şubat Başbakanı) kendilerini geçici konseye katılmaya davet ettiğini, İhvan liderlerinden olan Venis El Mebruk’un o dönem konseye katılanların isimlerini önerdiğini, konseye katılanlar arasında Abdurrezzak El Uradi, Emin Bilhac, Abdürrezzak Muhtar ve Muhammed El Hureyzi’nin olduğunu ve tüm bu şahsiyetlerin İhvan Örgütü’ne bağlı olup parayı kontrol etmek için Merkez Bankası Başkanı’nı seçtiklerini beyan etti.
Mustafa Abdülcelil, milislerin dağıtılması ve milislerin elindeki silahların toplanması için İhvan ile kendisi arasında yapılan anlaşmada İhvan’ın kendisini aldattığını açıkladı. Şöyle ki İhvan’ın manevi babası olan Ali El Sallabi’nin kardeşi ve İhvan mensubu İsmail El Sallabi kendisine hile yaptı. Katar devletine yakınlığıyla bilinen ve Katar’da ikamet eden Ali El Sallabi, 4 ülkenin uluslararası arananlar listesinde yer alıyor. Mustafa Abdülcelil ve İhvan arasındaki söz konusu anlaşma ise şöyle: Abdülcelil, ‘özgürlük’ konuşmasında kürsüden Libya’yı Şeriat’ın yöneteceğini ve bunun karşılığında da devrimcilerin silahlarını devlete teslim edeceklerini deklare edecekti. Böyle bir şey olmadı. Abdülcelil, yasama kaynağının İslam dini olduğunu ve Şeriat’a aykırı olan herhangi bir metnin yok hükmünde olacağını açıklamasına rağmen İhvan, verdiği sözü inkâr etti.
Kaddafi döneminin en son Adalet Bakanı olan Mustafa Abdülcelil, Kaddafi hükümetinden ayrılarak Şubat Hareketi’nin siyasi liderliğini üstlendi ve Kaddafi rejiminin yıkılmasının ardından uluslararası platformlarda Libya’yı devlet başkanı olarak temsil etti. Siyasi İslam’ı deneyen, hâkim ve Adalet Bakanı olan Abdülcelil, özellikle Ebu Selim hapishanesinde bulunan mahkûmlar konusundaki şeffaflığı, cesareti ve doğruluğuyla bilinir. Mahkûmlar hapishaneden çıktıktan sonra Abdülcelil, geçici konsey sürecinde onlarla işbirliği yaptı. Aldatıldıklarını ve uyguladıkları siyasi takiyyeyi onlara haber verdi.
İslamcıların hilesiyle ilgili birçok delil var ve bu delilleri herkes biliyor. Örneğin, İslamcılar, Yarının Libya’sı projesinde Seyfülislam Kaddafi’yi yakın bir dönemde aldattı.
Abdülcelil’in açıklamalarını bir şeylerle irtibatlandırmaya çalışmak, İhvan’ın borazanlarının ve İhvan’a bağlı medyanın yaptığı propaganda gibi Abdülcelil’in bu açıklamaları baskı altında yaptığı ya da baskı altında yerel bir kanala çıktığı anlamına gelmez. Çünkü Abdülcelil, İhvan’ın ve siyasi İslam’ın dosyalarını önceden çeşitli yerlerde ve birçok toplantıda ifşa etti. Bu, ilk defa olmuyor. Abdülcelil, Türkiye’de ikamet ettiği sırada İhvan’ı ve İhvan’ın düzenbazlıklarını eleştirdi. O zaman Türk yetkililer, Abdülcelil’e yönelik yapılan bir tehditten dolayı kendisini Türk topraklarından ayrılmaya zorladı. Dolayısıyla bu tür irtibatlandırma çabalarının herhangi bir temeli yoktur.
Geçici Konsey’de (Şubat dönemindeki parlamento ve yönetim) bulundukları esnada İhvan’ın Libyalılara karşı işlediği suçları ortaya çıkartmak, noktalama işaretlerini koymak için tarihi bir gereklilikti.
Abdülcelil’in açıklamaları, sırlarla dolu bir döneme tanıklık edebilir. Bu sırların ifşa edilmesi, El Benna ve Kutup yanlılarını incitmişe benziyor. Bu sırlar, duygularla dolu olmasına rağmen zorlu süreçle ilgili Libyalılara özür beyan etmeyi sadece Abdülcelil’in üstlenmesi ve diğerlerinin de söz konusu sürecin yanlışlarını yalnızca Abdülcelil’e yükleyerek onun arkasına saklanmaları mümkün değildir. Bunun için İhvan, aralarında sadece Mustafa Abdülcelil’in değil, aynı zamanda Libyalı siyasetçilerin ve Seyfülislam Kaddafi’nin de olduğu bütün herkesi aldatmasına rağmen Mustafa Abdülcelil’in kendisinin sebep olduğunu düşündüğü olaylardan dolayı halkından özür dilerken sadık ve cesur olması kâfidir.
Bu şekilde gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Bu iğrenç örgüt, elindeki bütün imkânları kullanarak Arap topraklarında kanlı ajandasını uygulamak, Arap toraklarını tahrip etmek ve milleti birbirine düşürmek için yönetimin dizginlerini elinde tutmaya çalışıyordu. Bu örgüt, uzun yıllar boyunca hedef ve amaçları konusunda insanları ikna etmede başarısız olduktan sonra şimdi de Arap topraklarında kaosu sürdürmek ve kan akıtmak için dişlerini gösteriyor, Arap topraklarını terör bataklığına sürüklemeye, tahrip etmeye ve gençleri öldürmeye çalışıyor.