Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Müzayede masasına yatırılan iki Arap devleti | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Kürt referandumu ister yapılsın ister yapılmasın, Irak ve Suriye, bölgesel devletlere bağlı kalacağından dolayı aralarında istikrar ve barışın olmayacağı etnik, mezhepçi ve ırkçı devletçiklere bölünerek taksitle bölgesel ve uluslararası düzlemde açık artırmaya çıkarılan iki Arap ülkesidir.

Referandum projesi, yaptığı belirsiz açıklamalar ve dini hükümleri bağnaz bir şekilde anlaması sebebiyle dünyanın düşmanlığını kendine ve Sünni Arapların üzerine çeken DEAŞ devletçiğinin enkazı sonrasında gündeme geldi.

Bu sıska DEAŞ örgütüne karşı yürütülen savaş, tarihteki en garip savaşlardan birisidir. Batının zayıflığı, ordularını doğrudan sahaya göndermek konusunda imtina etmesine neden oldu. Musul, Rakka ve Deyr-i Zor’u harabeye çevirmek için başta DEAŞ devletçiği olmak üzere, yerel ve bölgesel paralı askerlerden oluşan ordular kullanıldı.

Suriye ve Irak’ta Kürtlerden oluşan milisvari orduları hareket ettiren ve çalıştıran Amerika ve İran, söz konusu paralı askerlere, Arap topraklarını işgal ettikten sonra bu topraklardan çekilmeyi şart koşmadı.

Peşmerge, Irak Kürdistan bölgesinden çıkarak, Musul’un geniş kırsallarını işgal etmeye katıldı. İran dini lideri Ali Hamaney, başta Kasım Süleymani olmak üzere, ‘Feylek el Kudüs’ komutanlarının öncülüğünde Irak Şii güçlerini Mesud Barzani’ye gözdağı vermek ve tehdit etmek için gönderdi.

İran, ABD’nin DEAŞ terörüne karşı mücadelesinde ortağı Barzani’yi neden tehdit ediyor? Çünkü İran’da Safeviler zamanından Kaçar ve Rıza Pehlevi’nin kurduğu Pehlevi Hanedanlığına kadar Fars ırkının ürettiği arî ırkçı potada sıkıştırılmış 6 milyon Kürt bulunuyor. Babasının sahip olduğu Hitler ve Nazi tarzı eğilimlere yönelmesinden korktukları için, İkinci Dünya Savaşı’nda İran’ı işgal eden Rusya ve İngiltere’nin iktidara getirdiği oğlu Muhammed, Pehlevi hanedanlığını miras olarak aldı.

Arapların Körfezde ve Arap dünyasının doğusunda ırkçı ve dini çatışmanın önemli bir bölümünü teşkil eden Kürt sorunun kökenini bilmeleri için bu tarihi detayların anlatılması gerekiyordu.

İranlı Kürtler de içerisinde Şii Farsları ve Arapları barındıran uydurulmuş İran potasındaki varlıklarının geleceğini belirlemek için referandum yapmak isteyecekler. Bu istek, körfezin doğusuna ve kuzeyde Şii Türkmenlerden oluşan Azerbaycanlılara kadar uzanacaktır. Sünni aşiretler ise serzenişte bulunuyorlar. Çünkü bu aşiretler Pakistan’daki Peştulardan ayrı bir şekilde yaşıyorlar. İran’daki Sünni ve Şii Kürtler, Kuzey Irak’ta Sünni Kürtlerin teşkil ettiği bağımsız bir devlete katılmak için Sünni aşiretleri kışkırtacaklardır.

Irak’ta bağımsız bir Kürt devletine karşı koymak için kendini azılı ‘dostu’ İran’ın yanında bulan Erdoğan’ın Türkiye’sinde de 10 milyon Kürt var. Osmanlı devleti, İslam’ın orta çağlarında Türkiye ve Irak’taki Kürt bölgelerini işgal eden Farsları kovarak Anadolu dairesini tamamlamak için, Güneydoğu’yu topraklarına kattığı zaman, Kürtlerin ecdatları güneydoğunun dağlık bölgesinde küçük bir azınlık durumundaydılar.

Türk İslam rejiminin Kürtlerle olan problemi, İran’ın Kürtlerle olan probleminden daha büyüktür. Türkiye’nin yüzü sadece Irak Kürdistan bölgesindeki dağlara bakmıyor, aksine Türkiye verimli Suriye platoları üzerindeki güney Toros dağlarına da nazırdır.

Türkiye, Abdullah Öcalan liderliğinde Türkiye’den on binlerce Kürtün göç etmesini destekleyen Suriye Kürtlerine karşı zorlu bir mücadeleye giriyor. Cumhurbaşkanı Hafız Esed, Öcalan’ın alevi olması nedeniyle Kürt göçmenlere kucak açmıştı. Suriye’ye göç eden o Kürtler, 80’li yıllarda Suriye finansörlüğünde Türkiye’ye karşı sınır savaşına katıldılar. Bu savaşta 50 bin Kürt ve Türk hayatını kaybetti. Türkiye tarafından Esed’e, Suriye’ye saldırmakla uyarıda bulunulması sonucu savaş sona erdi. Beşşar, babasını 90’lı yılların sonunda Öcalan’ı kovmak konusunda ikna etti. Akabinde Öcalan, Türkiye’ye esir düştü. Halihazırda Öcalan, Marmara Denizi’ndeki küçük bir adada tutuklu olarak yaşamaktadır.

2000 yılında babasının rolünü devralan Beşşar, Türklerle yeniden uzlaştı. Beşşar, Erdoğan’la olan ilişkilerini geliştirip Kürtlerle uzlaşma içerisine girdi. Türkiye’den göç eden yaklaşık 65 bin Kürde Suriye vatandaşlığı verdi. Bununla beraber, Beşşar Esed’in gemisini altüst eden rüzgarlar istediği yönden esmedi. Bundan dolayı iktidardan vazgeçmeyi salık veren Erdoğan’a karşı hitap dili değişti. Bu esnada Kürtler, siyasi ve silahlı muhaliflerin Arap kimliğinden vazgeçişini fırsat bilip Suriye-Türkiye sınırında otonom bir yönetim bölgesi kurdular. Türkler, muhaliflere yeniden itimat etmeye başladı ve Kürtler’in otonom bölgesi Fırat’ın doğusunda kaldı.

Obama’nın Amerika’sı, Suriye’nin doğusunda bulunan DEAŞ devletçiliğini yok etmek için Türkiye’nin teklifini reddetti. Obama, Kürtlere görevler verdi. Kürtler, sınırdan güneye doğru ilerleyerek Rakka’yı işgal ettiler. Havadan Rus uçaklarıyla karadan İran birlikleriyle desteklenen Beşşar güçlerinin önceden ilerlediği Deyr-i Zor etrafına ulaştılar.

Aylar öncesinden, ‘Şarku’l Avsat’ gazetesinde Deyr-i Zor’un küresel ve bölgesel bir savaş alanına döneceğini belirtmiştim. Dolayısıyla 7 milyon Suriyeliyi yerinden ve yurdundan eden Suriye krizine bölgesel ve uluslararası düzlemde bir çözüm bulunamıyor. Şam’da, büyük şehirlerde ve kırsal kesimlerde milyonlarca Suriyeli etnik bir rejim ya da finansörlerini ikna etmek için İslamlaşmış fırsatçı ve silahlı muhalifler tarafından kıskaca alındı. Muhalifler, 600 bin Suriyelinin kanının oluşturduğu denizde, Esed rejimini yeniden yüzdüren batıdaki destekçilerini ikna etmek için Arap kimliğinden vazgeçtiler.

Akıllı telefonlar tarafından çekilen Irak ve Suriye’nin son özçekimi nasıl görünüyor? Amerika diplomasisi, Dicle ve Fırat nehirlerinde yüzen İran’a karşı koymak konusunda ayakları üzerinde durması için İbadi rejimini razı edene kadar, Obama’nın çıkardığı Kürt isyanının kınına dönmesini ümit ederek Kürtlerin bıyıklarını öpmekle meşgul.

Komiser Putin de Amerika’dan daha iyi bir durumda değil. Her şeyden önce Putin’in ‘dev’ Trump’ı tehdit eden nükleer Kore çocuğunun aşırılığını sakinleştirip, daha sonra Amerika’yı kovboy olarak niteleyen müttefiki İran dini liderine Suriye’de sığınak bulması gerekiyor. Üçüncü olarak Putin’in İsrail’in meydan okumasına karşı sessiz kalmaya devam etmesi gerekiyor. Çünkü Şam Havalimanı’ndan Lübnan’a nakledilmeyi bekleyen İran’ın Hizbullah’a yaptığı füze desteği, İsrail tarafından bombalanmakla tehdit ediliyor. Ayrıca General Avn’ın bu füzeleri görmemesi ve Saad Hariri’nin söz konusu füzelere el koymaması şartı getiriliyor.