Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Nadia Murad ve Nobel Barış Ödülü | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Mahatma Gandi, neredeyse dünyanın tamamının saygısını kazanan tarihi bir şahsiyettir. Kendisi, barış yanlısı ve yapıcısı olarak tanındı. Hindistan alt kıtasına güven ve emniyet getirdi. Belki de Hindistan alt kıtası, Gandi’nin uzlaşmacı rolü olmasaydı, İngiliz sömürgesinden kurutulmaya çalışırken parçalanabilirdi. Daha doğrusu Hindistan alt kıtası, Hindistan, Pakistan ve Bangladeş arasında iç savaşa doğru sürüklenecekti. O dönemde liderler, Nobel Barış Ödülü’nün Gandi’ye verilmesini söyledi. Fakat barış ödülü, daha önemsiz insanlara verildi. Bu, seçimi yapan yetkililerin ihmalkârlığı değildi. Gandi, 1937 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Sonraki üç yılda da yeniden aday gösterildi. Gandi, suikasta uğradıktan sonra Danimarka komisyonunun dikkatini çekti. Bunun üzerine komisyon, Nobel Barış Ödülü’nü Gandi’ye vermediğinden dolayı özür dilediğine dair bir açıklama yaptı.

Nobel Barış Ödülü’nün hak etmeyen insanlara verildiğini gördüğümüz zaman bunu daima ciddiye almayabiliriz. Myanmar Lideri Ang San Suu Çii gibi barış ödülünü alanlardan bazısı, barış karşıtı kötü insanlardı. Nitekim Çii, Rohingyaları hedef alan saldırırlara göz yumdu.

Bu önsöz, Nobel Barış Ödülü’nün Kongolu Doktor Denis Mukwege ve Iraklı Yezidi aktivist Nadia Murad’a verilmesine itiraz olarak yazılmadı. Tam tersine bu defa barış ödülü hak edenlere verildi. Nadia, DEAŞ terör örgütünün elinden kurtulduğundan bu yana zamanının çoğunu dünyayı dolaşarak ve trajedisini anlatmak için medyaya konuşarak geçirdi. Nadia, terörle mücadele etmeye çağırarak terörizmin hem Irak’a hem de dünyaya yönelik tehlikelerini anlattı. Nadia, bir kurban olduğu için değil, aksine barış yanlısına dönüştüğünden ve Yezidilik gibi azınlıklara beslenen nefret duygusuna karşı mücadele ettiğinden barış ödülünün sahibi oldu. DEAŞ, Yezidiliğin kâfir bir grup olduğuna dair fetva verdi. DEAŞ, Nadia’nın köyünü yağmalayarak köy halkını öldürdü. Öldürülenler arasında Nadia’nın annesi ve 6 kardeşi de vardı. O sırada henüz çocuk olan Nadia tecavüze uğrayarak DEAŞ terör örgütünün eline geçti.

Nobel Barış ve Bilim Ödülü, 100 yıldan fazla süredir devam eden uluslararası büyük bir törendir. Buluşlarının savaşta ve yıkımda kullanılmasından dolayı dinamit ve füze yapımcısı Alfred Nobel, Nobel ödülünün işlediği bu kötülüğe kefaret olmasını belirtti. Fakat zamanla Nobel ödülü, halkla ilişkiler şirketlerinin kampanyalarına ya da siyasi güçlerin baskılarına cevap veren siyasi bir araca dönüştü.

Dünyadaki trajediler ve insanoğlunun iğrençlikleri azalmayıp daha da arttı. Bu da İsveçli Nobel’in barış ödülüne sponsor olması için güvendiği Norveç komisyonunun sorumluluğunu artırdı. Barış ödülü verilenlerin listesini incelediğimizde birçoğunun bu ödülü hak etmediğini görürüz. Bu da geçmişe nazaran uluslararası ödülün değerini zayıflattı. Geçmişte Nobel Barış Ödülü, Vietnamlı mevkidaşıyla ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’e verildi. Bu karara ve imzalanan barışın başarısız olup Güney Vietnam’ın silah zoruyla Vietnam direniş güçlerinin eline geçmesine yönelik itirazlar ve protestolar yükselince Kissinger, Nobel ödülünü komisyona geri vermek için gönderdi. Fakat komisyon, Nobel ödülünü almayı reddetti. Şu an dünya, Myanmar lideri ve fillerini protesto edip kendisinden Nobel ödülünün geri alınması için 3 binden fazla imza toplayınca Ang San Suu Çii, taviz vermeden dünyaya meydan okuyor ve binlerce felaketzedeye karşı empati duyduğunu söylüyor.