Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Şii çevrelerden kendisine karşı giderek yükselen itiraz dalgasının olduğu bir süreçte, kendi hareketini (Hizbullah) destekleyen Baalbek-Hermel çevresinde ‘Emel ve Vefa’ parti listeleri adına oy toplamak için kolları sıvadı. Hizbullah Lideri, Baalbek ve Hermel bölgesinde kendi hareketinin desteklediği partilerle rekabet edenleri Nusra ve DEAŞ mensubu olmakla suçladı.
Nasrallah’ın bu girişimi rakiplerinin kendisini ‘bölgenin kalkınmasında ve hizmet sunmada başarısız’ olmakla suçladığı bir sırada geldi.
Hareket bu sefer daha önceki seçimlerde hiç olmadığı kadar Şii çevrelerin tepkisiyle karşılaşmış durumda. Bu tepkilerin ekseriyetini de henüz belirli bir liste üzerinde uzlaşmaya varamayan Şii adaylar oluşturuyor. Seçim yorumcuları bu adayların eşit dağıtılmış bir liste üzerinde uzlaşmaları durumunda partinin rakibi olarak seçimlere girecek iki Sünni ve bir Hristiyan adayın kaybetmesini yüksek bir ihtimal olarak görüyorlar. Yorumcular anlaşmazlık giderildiği takdirde Şii bloktan 3 milletvekili adayın rahatlıkla Meclis’e gidebileceğini düşünüyorlar.
Bölge hizmetlerden mahrum kalmış
Baalbek ve Hermel bölgesi, Harekete destek veren Şiilerin olduğu bir seçmen kitlesini bulunduruyor. Ancak bölge gelişmeden mahrum kalmış durumda. Yetkili isimlerin ağzından bölgeye yapılan yatırımlara ilişkin eleştiriler medyaya yansımaması için Hareket sansür uyguluyor. Bunların sonuncusu ise Sanayi Bakanı Hüseyin el-Hac Hasan tarafından geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşma sırasında bölgedeki yatırımların eksik olduğunu öne sürerek eleştirilerde bulunmuştu.
Nasrallah, bizzat kendisi olaya el attı
Ancak her ne kadar bu eleştirilerin medyaya yansımaması için gayret sarf edilse de yapılan açıklamalar tatmin edici gelmeyince bu sefer Nasrallah’ın bizzat kendisi olaya el attı. Hizbullah Lideri, Baalbek ve Hermel bölgesinde kendi hareketinin desteklediği partilerle rekabet edenleri Nusra ve DEAŞ mensubu olmakla suçladı. Lübnan’ın resmi haber ajansı NNA’nın haberine göre Nasrallah’ın konuşmasında, Baalbek ve Hermel’de Emel ve Direnişe Vefa partilerinin seçim listelerini hedef alanları ‘mutlak olarak DEAŞ ve Nusra’nın müttefikleri’ olarak isimlendirilmeleri gerektiğini belirtti. Nasrallah’ın NNA’da yer alan açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “DEAŞ ve Nusra müttefiklerinin Baalbek ve Hermel halkını temsil etmesine asla izin vermeyeceğim, asla izin vermeyeceğiz. Baalbek ve Hermel halkı DEAŞ ve Nusra’yı silahlandıranların bu bölgeyi temsil etmelerine katiyen izin vermeyecek.’’
“Burada sorulması gereken doğru soru Hizbullah bölgeye şu ana dek ne sundu değil; asıl doğru soru bunların şimdiye kadar bölgeye neler sunduklarıdır?” Şeklinde konuşmasını sürdüren Nasrallah, seçimlere yoğun katılım istediğini belirterek, gerektiği takdirde kendi partisine ait seçim listesinin başarıya ulaşabilmesi için Baalbek ve Hermel bölgesindeki köyleri, mahalleleri tek tek dolaşacağını söyledi.
Şii partiler büyük sorunla karşı karşıya
Rakip partilere göre Şii çevrelerden seçim listesine yönelik itiraz dalgasının yükselmesi, Hasan Nasrallah’ı seçim listesi için savunma hattı kurmak adına, son koz olarak halka seslenmeye sevk etti. Konuya ilişkin Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan siyasi aktivist Doktor Haris Süleyman şu değerlendirmede bulundu; “Emel ve Vefa partileri bölgede çok büyük sorunla karşı karşıyalar. Zira bölgeyi almak adına verdikleri mücadelede eldeki bütün silahlara başvuruyorlar. Bana göre bölgedeki Şii vekiller ve yetkililer güvenirliliğini kaybetmiş durumda. Çatışma Şii blok içerisinde sürüyor; Sünni veya Hristiyan çevrede değil.”
Süleyman konuşmasının devamında, Hareketin seçim için verdiği savaşta genellikle aşırıcı örgütlere karşı verilen mücadele dosyasını kullandığını belirtti.
Baalbek-Hermel bölgesi bir çok kez hedef alındı
Bilindiği üzere Baalbek-Hermel bölgesi DEAŞ ve Nusra tarafından birçok kez hedef alınmıştı. Bu örgütlere karşı Hareketin yönettiği askeri operasyonlar ve daha sonra Lübnan Ordusunun gerçekleştirdiği operasyonun ardından bölge aşırıcı militanlardan temizlenmişti.
Bu bölgede Şii kesim ekseriyette bulunuyor ve Şii adaylar seçimde yaklaşık 224 bin seçmenden oy alırken, bu sayı Sünni oylarda 44 bin, Hristiyanlarda ise 42 bine düşüyor.
Şii oyları bölünebilir
Değerlendirmelere göre bölgede ortaya çıkan ikili Şii seçmen listesinin Hristiyan oyları tarafından kolaylıkla bölünebileceği düşünülüyor. Zira Lübnan Kuvvetleri Partisi bölgede büyük oranda Hristiyan oylarını temsil etmekte. Aynı zamanda Müstakbel hareketinden aday olan Sünni adaylardan da en az birinin bölgeden oy alarak Şii oylarını bölebileceği değerlendiriliyor. Şii partilere muhalif kesimlerin önünde tek engel olarak bir seçmen listesinin üzerinde karar kılmaları kalmış. Bunu yapmaları durumunda bölgeden çıkaracakları 3 milletvekilini kolaylıkla Meclis’e gönderebilecek.