NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya’nın agresif politikalarının bir istikrarsızlık unsuru olduğunu belirterek, “Yeni bir Soğuk Savaş ve yeni bir silah yarışı istemiyoruz.” dedi.
Stoltenberg, resmi temaslarda bulunmak üzere Kanada’nın başkenti Ottawa’ya geldi.
Ziyareti, NATO’nun kuruluşunun 69’uncu yıl dönümüne rastlayan Stoltenberg, Ottawa Üniversitesine bağlı Uluslararası Politika Çalışmaları Merkezinin düzenlediği konferansta değerlendirmelerde bulundu.
NATO’nun değişen durumlara uyum sağlayabildiği için en başarılı askeri ittifak olduğunu ve Soğuk Savaş’ın tek kurşun atılmadan kazanıldığını ifade eden Stoltenberg, uluslararası gelişmelerin NATO’nun gerekliliğini ortaya koyduğuna değinerek buna Afganistan’ı örnek gösterdi.
Stoltenberg, 2014 yılından itibaren Rusya’nın agresif bir tutum aldığını dile getirerek, Kırım’ın işgali ve ilhakının yaşandığını hatırlattı.
Terör örgütü DEAŞ’ın Irak ve Suriye’deki eylemlerinin NATO’nun güney sınırında ortaya çıktığını kaydeden Stoltenberg, bu durumun NATO üyesi Türkiye’nin güvenliğini tehdit ettiğini vurguladı.
Jens Stoltenberg, Kanada dahil birçok ülkenin NATO çerçevesinde savunma harcamasını artırdığını, bunun da memnuniyet verici bir gelişme olduğunu söyledi.
Gerilimler azaldığında savunma harcamalarının da azaldığını ancak belirsizlikler ve istikrarsızlıkların arttığı bir ortamda savunma harcamalarının mecburen arttığını ifade eden Stoltenberg, NATO’nun bir savunma ittifakı olduğunu anımsattı. Stoltenberg, istikrarsızlığı ve tehditleri durdurmanın ancak engelleme ile mümkün olabileceğine değinerek, aksi takdirde Kırım gibi yeni krizlerin ortaya çıkabileceği yönünde uyarı yaptı.
“DEAŞ hala bir tehdit unsuru”
Konferansın sonunda soruları yanıtlayan Stoltenberg, istikrarsızlıklara karşı daha iyi bir istihbarat toplama sistemine sahip olunması gerektiğini anlattı.
DEAŞ’ın hala bir tehdit unsuru olduğuna dikkati çeken Stoltenberg, “NATO sınırındaki ülkeler ve diğer müttefiklerin mücadelesi olmasaydı DEAŞ, Bağdat’ı alabilirdi.” dedi.
Stoltenberg, Rusya’nın agresif politikalarının ve nükleer silahların yayılmasının diğer bir potansiyel istikrarsızlık unsuru olduğuna işaret etti.
NATO’nun sadece bazı sorunlarda devreye girebileceğini, örneğin Yemen gibi konularda doğrudan müdahil olamayacağını aktaran Genel Sekreter, NATO’nun Suriye’de bulunmadığını ancak DEAŞ karşıtı koalisyondaki müttefiklere belirli ölçüde yardımcı olduğunu bildirdi.