Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Necip Mahfuz’a verilen ödül sahte çıktı: Mısırlı aydınlar şokta | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Mısır’da CBC kanalında Mina eş-Şazeli’nin sunduğu “Meakum” televizyon programında Necib Mahfuz’un kızı Ümmü Gülsüm’ün ortaya attığı, Mısır Devletinin babasına verdiği en kıymetli ödül olan Nil Nişanı’nın sahte olduğuna dair büyük ses getiren haberin akabinde, Mısır ve Arap kültür çevrelerini öfke ve şaşkınlık hali sardı.

Ümmü Gülsüm, “29 yıl önce, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek tarafından babasına verilen nişan’ın saf altın değil, altın kaplama gümüş olduğunu, annesinin eve döner dönmez rengi altın renginden farklı olduğu için durumu anladığını ve onu bir sarrafa götürüp gösterdiğinde sarrafın, saf altın olmadığını söylemesiyle emin olduğunu” belirtti.

Bilindiği üzere “Nil Nişanı” Mısırlıların hayatlarını etkileyen ve belirgin bir katkıda bulunan kişilere, devlet başkanlarına, önemli bir ayrıcalığı bulunan Mısırlılara veriliyor.

Nişan, Nobel ödülü alan Ahmet Zuveyl ve Necib Mahfuz’a, Mısır Ekonomisinin öncüsü Muhammed Talat Hab’a, ayrıca nesillerin solisti Muhammed Abdulvehhab’a verildi.

Nil Nişanı 488 gram ağırlığında 18 ayar altından yapılıyor. Kırmızı ve mavi turkuaz rengi taşlarla süslenmiş bir kolye olan Nişan, Nil Nehrini temsil eden iyiliğin sembolü olan, Firavun nakışları dizisi ile örülmüş bir yapıya sahip. Ödül, Mısır yasalarına göre Cumhurbaşkanı tarafından hak sahibine takdim ediliyor.

Mahfuz’un ödülünün sahte çıkmasından sonra, aydınlar tarafından sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yapılan ve entelektüelleri hafife alan Mübarek rejimine öfkelerini ifade eden yorumlar, son bulmadı. Yazar İbrahim Abdulmacid, Facebook sayfasında şunları yazdı: “Necib Mahfuz’a verilen sahte Nişan konusunda, onu veren kişi sorumludur. Kim bu? Soru bu.” Yazar Nasır Irak: “Nil Nişanı… Düzmece! Mübarek dönemi… Yolsuzluğun adresi”. Bir dizi entelektüel cumhurbaşkanlığının konuya müdahale etmesini ve Mısır devletinin imajını lekeleyen bu konu hakkında kapsamlı bir soruşturma başlatılmasını talep ettiler.

Necib Mahfuz ve ailesine yakın olan büyük yazar Muhammed Salmavi, büyük yankı uyandıran bu tartışmaya girmekten çekindi. Şarku’l Avsat ile yaptığı telefon görüşmesinde şöyle dedi: “Ben üzgünüm… Üzgünüm”. Yine ona yakın isimlerden Yusuf Al-Kaid telefonu kapatırken, basın bildirilerinden uzak durduğunu ifade etti. Ayrıca Cumhurbaşkanlığından bu konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmazken Kültürel kalkınma fonu başkanı Ahmed Avaz, önümüzdeki ay açılacak olan Necib Mahfuz müzesinde, malzemesi ne olursa olsun bu kolyenin sergileneceğini açıkladı. Çok sayıda Mısırlı Entelektüel tarafından yayınlanan bildiride devletin, aydınları ve mucitleri hafife almayı bırakması istendi.

Mısır Devleti Darphane Başkanı Abdurrauf Servet iddialara cevap verdi. Servet, büyük yazar Necib Mahfuz’un kızının, 1988’de Nobel Edebiyat Ödülü’nün ilanından sonra babası tarafından alınan Nil Nişanı hakkında yaptığı açıklamayı reddederek, istenirse kolyenin değiştirilmesi gerçekten mümkündür dedi.

Servet, Nil Nişanı’nın 488 gr ağırlığında, 18 ayar altın ile darphanede yapıldığını söyledi. Altını kalibre eden, madalyonun niteliklerine uygunluğunu denetleyen özel laboratuvarların olduğunu vurguladı.

Necip Mahfuz’a yakın olan ve Necip Mahfuz’un Federal Saray’daki teslim törenine tanık olan usta gazeteci Mustafa Abdullah da Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada: “Bu gerçek bir felaket … Uydular aracılığı ile Mısır’ın Nobel’i aldıktan sonra en önemli Arap romancısına verdiği Nil Nişanı’nın sahte olduğunun söylenmesi. Bu büyük bir felakettir.” dedi.

Ödülün verildiği dönemde Ahbaru’l Yevm gazetesinin edebiyat bölümünün başında olan Abdullah o günü şöyle anlatıyor: “Bu anın şahitlerinden biriydim. Cumhurbaşkanlığı tarafından bu özel törene katılmak için bir davet aldım. Hala hatıraları an be an zihnimde canlanıyor. Devletten gelen bir tepki ve Nobel’i aldıktan sonra onu takdir etmeye yönelik bir girişimdi.Tebrik etmek için çok sayıda uluslararası şahsiyet evini ziyaret etti.” Garip olan, Mahfuz’un bu meseleyi hayatı boyunca ne seminerlerinde ne de aylık oturumlarında en yakınları dahil, kimseye söylememesi. Şüphesiz, eğer Mahfuz sahte olduğunu öğrenseydi, onun için hiçbir şey ifade etmezdi. Çünkü o, bütün ödüllerin üzerindeydi. Fakat iş, varislerden birinin aileyi kolyeyi değerlendirme veya değer biçmeye ikna etmesiyle alakalı olabilir. Kolye sarrafa gidip geri döndüğünde değiştirilmiş olabilir. Ya da Nişanın standart özelliklerinden sorumlu olan biri onu manipüle etmiş ve altını gümüş ile değiştirmiş olabilir. Bu bulmacanın birçok çözümü var, ancak maalesef bu skandal, özellikle prestijli liderlerin ve şahsiyetlerin verdiği Mısır devletinin itibarını ve markasını önemli ölçüde etkiliyor diye ekledi.

Abdullah ayrıca, Mısır Kültür Bakanlığı tarafından yapılan, ödülün yapıldığı şekilde olmadığı açıklamalarını da kınadı. “bu bir hırsız savunmasıdır” dedi. Necib Mahfuz’un kızı tarafından yapılan açıklamalarla ortaya çıkan tartışmalara rağmen, bazı insanlar “sahte Nişan’ı” ifşa etmenin zamanlamasını, zamanında maddenin tespit edilmesinin mümkün olduğu, 2011’de Mübarek rejiminin devrilmesine rağmen bu zamana kadar neden sessiz kaldıklarını merak ediyorlar.