Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Netanyahu: Esed’in dokunulmazlığı yok | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Tel Aviv: Nezir Mecli

Tel Aviv bir yandan İsrail’in işgali altındaki Suriye’nin Golan Tepeleri’ndeki yerleşimcilerin sayısını iki katına çıkarmaya yönelik plan yaparken diğer yandan da Golan Tepeleri’ni İsrail’in egemenliğine katma kararının ABD ve Avrupa tarafından tanınmasına yönelik adım attı. Rus güvenlik yetkilileri, Tel Aviv’in Suriye’deki güvenlik operasyonlarını tartışırken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye Devlet Başkanı Esed’i savaşla tehdit etti. Netanyahu, Londra’da yaptığı açıklamalarda Esed’e “Artık dokunulmazlığın yok’ diyerek doğrudan bir mesaj gönderdi.

Avrupa turunun son durağı olan Londra’da düşünce kuruluşu Policy Exchange’de konuşan Netanyahu şu ifadeleri kullandı:

“Esed şunu dikkate almalı: Suriye’de iç savaşı başlattıklarında ve DEAŞ’la mücadele ettikleri sırasında insani yardımlar dışında herhangi bir müdahalede bulunmadık. Savaş neredeyse biterken İran’ı davet ederek İsrail’e saldırması için Suriye’de konuşlanmasını mı sağlıyor? Artık Esed’in dokunulmazlığı yok. Esed’in güçlerinin bize saldırması durumunda onları yok ederiz.”

Tel Aviv’deki askeri kaynaklar, İsrail ordusu ve Rus istihbaratından üst düzey yetkililerden oluşan heyetler arasında ‘Suriye’deki durum’ ile ilgili görüşmeler yapıldığını belirtti. Kaynaklar, İsrail’e gelen Rus heyetin Savunma Bakanı Avigdor Liberman’la bir araya geldiklerini açıkladı.

İsrailli bir sözcüye göre İsrail ve Rusya arasında yürütülen ve İran’ın Suriye’den çekilmesi ile Suriye rejiminin Golan’daki ateşkes hattına geri dönmesine ilişkin anlaşmazlıklara yol açan bir dizi müzakerenin parçası olarak gerçekleşen görüşmelerde, Orta Doğu’daki terörist tehditlere odaklanıldı.

Londra’da Policy Exchange isimli düşünce kuruluşunda soruları yanıtlayan Netanyahu, “Putin’e kendimizi İran’dan koruma hakkına sahip olduğumuzu ve kuvvetlerini sınırlarımıza doğru hareket ettirirse karşılık vereceğimizi söyledim. Putin de bunu kendisini düşmanlarından korumak isteyen her ülkenin yaptığını yapan bir ülke olarak anlayışla karşıladı” ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı, Ruslarla yapılan görüşmelerin taraflar arasındaki mutabakatları uygulamayı hedeflediğini vurguladı.

İsrailli siyasi kaynaklardan yapılan açıklamalara göre dün sona eren Avrupa turunda Netanyahu ile Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Theresa May, İran ve milislerinin oluşturduğu askeri yapının ortadan kaldırılması için İran güçlerinin Suriye’den çıkarılması gerektiği konusunda anlaştılar. Kaynaklara göre üç ülkenin liderleri, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) Mossad tarafından İran’dan sızdırılan ‘İran nükleer arşivlerini’ inceleme talebini kabul etti.

Netanyahu, Avrupa’nın çekilmemesine rağmen İran’la varılan nükleer anlaşmasının ABD’nin yaptırımları sayesinde çökeceğini iddia etti.

Netanyahu hükümetinin Maliye Bakanı ve muhalefetteki Yeş Atid Genel Başkanı Yair Lapid, dün akşam Golan Tepeleri’nin İsrail tarafından ilhak edilmesi planını destekleyen bir konferans düzenledi. Bakan, şu an 22 bin olan Golan’daki yerleşimci sayısının 10 yıl içinde 100 bine çıkarılmasına yönelik bir plan önerdi. Lapid’in planında yerleşim birimlerinin inşası ve Suriye topraklarının Yahudi yerleşimcilere sembolik bir fiyata satılması gibi çeşitli projeler yer alıyor. Konferansta, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin İsrail’in Golan Tepeleri’ni ilhak etme kararını resmi olarak tanınmalarına yönelik çalışmaların hızlandırılması kararlaştırıldı.

İsrail hükümetinin kamu diplomasisinden sorumlu Bakan Yardımcısı Michael Oren yaptığı açıklamada, “Suriye’nin son yıllardaki durumu, İsrail’in bu talebini daha yüksek sesle dillendirmesi ve dünyanın buna karşılık vermesi için bir fırsat sundu” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, İsrail’in Golan Tepeleri’ni ilhak etme planı ile ilgili sorulan bir soruyu şu şekilde cevapladı:

“Avrupa ve diğer yerlerdeki tüm siyasi toplantılarda Golan’ın her zaman İsrail’in ayrılmaz bir parçası olarak kalacağının bilinmesi gerektiğini söyledik. Buradaki egemenliğimiz, uluslararası arenadaki tüm dostlarımız tarafından tanınmalıdır.”