İsrailli yetkililer, Netanyahu’nun Fransa ve Belçika’yı ziyareti sırasında Avrupalı yetkililere elçiliklerini Kudüs’e taşımaları için teklifte bulunduğunu ifade etti. Fakat Netanyahu, İsrail’in başkenti olarak kabul edilmesine ilişkin, ABD Başkanı Donald Trump’ın kararını pazarlamakta başarısız oldu.
Netanyahu ile düzenlediği basın toplantısında dün Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ya da Avrupa elçiliklerine devretmeyi reddederek AB’nin Kudüs’ün iki devletin de başkenti olmasını sağlayacak şekilde, 1967 sınırları çerçevesinde iki devletli çözümü benimsediğini ifade etti.
Mogherini, Abbas ile görüşecek
Yerleşim genişlemesinin durdurulması için çağrıda bulunan Mogherini, “İsrail’in ortakları ve dostları olarak, güvenlik çıkarlarının Filistin meselesine uygulanabilir ve kapsamlı bir çözüm getirilmesi gerektiğine inanıyoruz” diyerek, ABD kararının Ortadoğu’daki barış umutlarına dair yansımaları olumsuz etkilemesinden ‘endişe duyduklarını’ ifade etti. Mogherini, AB’nin barış çabalarını yoğunlaştıracağını işaret ederek, önümüzdeki ay Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmelerde bulunacağını söyledi.
“Avrupa ile İsrail konuda 3 ortak”
Netanyahu, konuşmasında Avrupa’nın terörizme karşı konumuna değinerek, “Avrupa ve İsrail, üç ana alanda önemli ortaktır; güvenlik, refah ve barış” dedi.
İsrail İstihbaratı’nın Avrupa’daki onlarca terör operasyonlarına katkıda bulunduğunu belirten Netanyahu, bu işbirliği sayesinde birçok insanın hayatının kurtulduğunu ve terörizme karşı ortak mücadelede bulunmaya devam edeceklerini ifade etti.
Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı temel sorunun Ortadoğu’daki savaştan kaçan insan akımı olduğunu vurgulayan Netanyahu, “İsrail, yalnızca Avrupa’da uygulanması planlanan saldırıları önlemekle kalmıyor. Aynı zamanda İsrail sınırı boyunca bütün alanların çökmesini de önlüyor. Aksi halde milyonlarca insan, Avrupa’ya gönderen radikal İslamcıların eline düşmüş olurdu. Elbette, bunu kendimizi savunmak için de yapıyoruz. Bu bağlamda, İsrail’in Avrupa halkları için çok önemli bir güvenlik rolü oynadığına inanıyorum” dedi.
Netanyahu: Kudüs İsrail’in başkentidir, kimse bunu inkar edemez
İsrail’in teknolojik, bilimsel ve ekonomik özelliklerini överek barış konusuna değinen Netanyahu “İsrail elini, yüz yıl önce Filistinli komşularıyla barışmak için uzattı. 50 yıl boyunca ve hatta bir yerleşim yapılmadan önce sürekli saldırıya uğradık. Belirli bir toprak parçası yüzünden saldırıya uğramadık. Komşularımızın Yahudi Devleti’nin kurulması reddetmesi, çatışmaların patlak vermesine ve sürdürülebilir hale getirilmesine neden oldu” dedi.
Trump’ın kararını savunan Netanyahu “Barış gerçekliğin tanınmasına dayanmaktadır. Bence, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olması, İsrail’i ziyaret edip Knesset’in bulunduğu yeri, Hükümet binamızın bulunduğu yeri, ofisimi, Başkanlık Divanı ve Yüksek Mahkemeyi gören herkes için güneş gibi açıktır. Kudüs İsrail’in başkentidir ve kimse bunu inkar edemez. Bu, barışa aykırı değil. Gerçekliğin tanınması barışın özüdür. ABD yönetimi yeni bir barış projesi önermeye çalışıyor. Barışa bir fırsat verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun masaya yatırılmış bir konu olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Çoğu Avrupa ülkesinin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağına inanıyorum” dedi.
Johnson: Doğu Kudüs kesinlikle İsrail’in bir parçası değil
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, Netanyahu ile AB dışişleri bakanları toplantısı öncesinde düzenlenen basın toplantısında “Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak kabul edilmesini kabul etmiyoruz. Doğu Kudüs kesinlikle İsrail’in bir parçası değil” dedi.
Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders, “İki devletli bir çözüme doğru ilerlemekte kararlıyız” dedi. Kudüs’teki durum hakkında samimi bir tartışmaya sahip olabilme konusundaki ümidini dile getiren Reynders, Netanyahu il egerçek bir diyaloğa girmek için hazır olduklarını ifade etti. Reynders, “Bugün gerçek bir diyaloğun başlangıcı olmasını ve bu diyalogta AB’nin daha büyük rolü olmasını umuyoruz” dedi.