Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Netanyahu Umman’da | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Umman’ı ilk ziyaret eden İsrail Başbakanı İzak Rabin’den 24 yıl sonra Maskat, şimdiki İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu konuk ederek herkesi bir kez daha şaşırttı. Bu ziyaret; Umman-İsrail ilişkileri, iki taraf arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, Filistin davasına ne gibi bir yararı olabilir, barış görüşmelerinin ilerlemesine ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına bir katkısı olacak mı, yoksa fırsatları değerlendirmeyi çok iyi bilen İsrail tarafına verilmiş gereksiz bir ödül mü gibi konulardaki tartışmayı tekrar alevlendirdi. Maskat-Tel Aviv ilişkileri, eski bir tartışma konusudur. Bazı uzmanlar, Umman’ın pragmatik bir tutum benimseyerek kabul etsek de etmesekte var olan bir ülke ilişkilerini geliştirme yoluna gittiğini söylerken, bazıları ise bu adımın İsrail ile karşılıksız ilişkileri normalleştirerek kendisine Arap ülkeleri arasındaki birliği bozma fırsatı vermemek ve Arap Girişimine bağlı kalmak konusunda Arap ülkelerinin almış olduğu ortak kararı ihlal ettiği görüşündeler.

Arap ülkeleri; İsrail tarafına Arap Girişimi adı verilen bir öneri sundu. İsrail, bu öneriyi kabul etmemekte inat ederken, Arap ülkeleri ise ilişkileri normalleştirme yönünde bir adım atabilmeleri için zaten minumum düzeyde kabul edilebilir olan bu önerinin geçerliliğinin gerektiğini belirtiyorlar. Bu nedenle, her ne kadar bu tür adımlar, Arap Girişimi’nde alınan ortak karara aykırı ve İsrail tarafı ile doğrudan iletişime geçmek gibi büyük bir adım olsa da bazıları Filistin meselesindeki bu donukluğu aşmak için Umman’ın yaptığı gibi bazı adımlar atılması gerektiğini düşünüyorlar. Kendilerine katılmamakla beraber bunu da bir bakış açısı olarak görüyoruz. Çünkü bir Arap ülkesinin, Arap Birliği’nde bizzat imzalamış olduğu bir anlaşmanın aksine hareket etmesi ilk kez yaşanmıyor. Ayrıca bu konuda bazı çekincelerimiz olsa da sızdırılan haberlere göre, Umman’ın İsrail Başbakanı’nı ağırlaması, Umman ve Filistin yönetimi ile arasındaki koordinasyon ile gerçekleşmiş. Kaldı ki Maskat’da bunu gizlemedi. Nihai hedefinin bağımsız bir Filisitin devletinin kurulması için çaba harcamak olduğunu açıkça deklare etti. Umman bu hedefin; risk almaya ve İsrail’in üst düzey yetkilileri ile tek başına görüşmeler yapmasına değdiğine inanıyor.

Bu halde geriye şu soru kalıyor: Umman’ın İsrail ile ilişkileri normalleştirmesi ile Katar’ın İsrail ile ilişkileri arasında ne fark var? İkisinin arasındaki fark çok büyük. Ama üç temel nokta ile bunu özetlemeye çalışacağız. Birincisi; Maskat, Doha’nın yaptığı gibi kendisi İsrail’e el uzatırken ve iki ülke arasındaki ziyaretlerin ardı arkası kesilmezken başkalarını hainlikle suçlayıp yargılamıyor. İkincisi; Umman, Filistin davasında politik çıkar ve faydalar prensibinin hakim olduğu kendi şahsi metodunu benimsiyor. Dolayısıyla siyasi çizgisinin açık ve tekrarlanan çelişkiler değil kendi stratejesine bağlı olduğunu düşünüyor. Aynı şekilde Maskat, İsrail ile güçlü ilişkilerini gözden saklamak için kendini Direniş ekseninin destekçisiymiş gibi lanse etmiyor. Üçüncüsü ise Umman, diğer Arap ülkelerinin aleyhine bir şekilde nüfuzunu genişletmeye çalışmıyor, onlarının iç işlerine karışmıyor ve halklarını kışkırtmıyor, kendi vizyonuna uygun politikalar benimseyip ardından sadece kendisinin bundan sorumlu olduğunu söylemiyor. Maskat bir kez bile kendisinin sorumlu olduğu hatalardan dolayı başkalarını suçlamamıştır.

Elbette Umman’ın bu süpriz adımı, en üst düzey İsrailli yetkiliyi ağırlaması ve bölgedeki donmuş barış görüşmelerini harekete geçirmekte ne kadar başarılı olabileceği hakkında bir değerlendirmede bulunmak için daha çok erken. Bu tür adımların münferit olarak değil de Arap Barış Girişimi çerçevesinde atılması gerektiğine inanıyorum. Ama Ummanlılar kendi adımlarını attıklarına ve bunun sonuçlarını tek başlarına üstlenebileceklerine inanıyorlar. Yaltaklanmadan, ikiyüzlü bir şekilde davranmadan ve ihanet etmeden bunu herkese açıkça deklare ediyorlar. Daha da önemlisi, belki de özünde böyle olmasa da kendilerince doğru olanı açıklama cesaretine sahipler.