Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Netanyahu’nun İran’a yönelik suçlamalarının yankıları sürüyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun İran’ın nükleer silah üretme ve test etme konusunda uluslararası toplumu aldattığını iddia etmesinin ardından Avrupa ülkeleri ve İran’dan konuya ilişkin açıklamaların gelmesi gecikmedi.

Londra ve Paris, İsrail’in bu adımının 2015’in temmuz ayında imzalanan nükleer anlaşmada belirtilen kısıtlamalara bağlı kalmanın önemini güçlendireceğini belirtti. Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de Netanyahu’nun sunumunun İran’ın 2015 yılındaimzalanan anlaşmaya sadakatini sorgulanmasına yol açmadığını belirtti.

Uluslararası arena, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekilip çekilmeyeceğine dair kararını 12 Mayıs’ta ilan edilmesini beklerken Netenyahu, İsrail istihbaratının Tahran’ın gizli nükleer silah programı arşivine ulaştığını öne sürerek İran’ın nükleer anlaşmanın yapıldığı esnada uluslararası topluma ‘yalan’ söylediği suçlamasında bulundu.

IAEA iddialara doğrudan cevap vermekten kaçındı

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA), İran’ın nükleer anlaşmayı ihlal ettiğine yönelik Netanyahu’nun ortaya attığı suçlamalara doğrudan cevap vermekten kaçındı.

Kurum’dan yapılan yazılı açıklamada mevcut olan tüm koruma önlemlerine ilişkin bilgilerin değerlendirildiği, bununla birlikte konuyu kamuya açık şekilde tartışmadığı vurgulandı.

Açıklamada ayrıca 2015’in aralık ayında IAEA’nın Başkanı Yukiya Amano’nun İran’ın nükleer programına ilişkin nihai verileri paylaştığı bir raporun yayınlandığı hatırlatıldı. İran’da 2009 yılından sonra nükleer silah geliştirildiği yönünde güvenilir bir gösterge bulunmadığı ifadeleri de yer aldı.

IAEA Başkanı raporunu 2015’teki İran ziyareti sonrasında hazırlamıştı

Nükleer anlaşmaya varıldığının ilan edilmesinden saatler önce İran ile IAEA arasında, Tahran’ın Kurum’un uzmanlarının nükleer silah programları hakkındaki tüm sorularına cevap vereceğine ve IAEA’nın dosyayı kalıcı olarak kapatacağına dair gizli bir anlaşma yapılmıştı.

Aralık 2015’te IAEA Başkanı Yukiya Amano, İran’ın nükleer tesislerine bir ziyaret gerçekleştirmiş, Kurum bu ziyaretin İran ile IAEA arasında kalan sorunları çözmek için ‘yol haritasının uygulanmasının bir parçası’ olduğunu söylemişti.

IAEA Başkanı Yukiya Amano, söz konusu ziyaretin ardından İran’ın nükleer programına ilişkin nihai verileri paylaştığı bir rapor yayınlamıştı.

Johnson: Nükleer anlaşma güvene dayanmıyor

İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson da Netanyahu’nun iddialarının ardından konuya ilişkin açıklama yaptı.

Johnson, Netanyahu’nun sunumunun İran nükleer anlaşmasıyla Tahran’ın nükleer hedefleri üzerindeki kısıtlamalara devam edilmesinin önemini vurguladığını ifade ederek, İran nükleer anlaşmasının İran’ın niyetlerine dair güvene dayanmadığının altını çizdi.

IAEA müfettişlerinin İran’ın nükleer programına eşi görülmemiş bir erişim izni veren tedbirler de dahil sert bir doğrulama mekanizması üzerine kurulduğunu belirten Johnson, “İran’ın 2003 yılına kadar gizli şekilde araştırma yürüttüğü gerçeği bugün nükleer anlaşmanın izin verdiği denetimlere neden ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Reuters’da yer alan bir haberde Netanyahu’nun bu adımının ABD’nin 2015’te imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesine yönelik baskı yapmayı hedeflediğine işaret edilerek “İran’ın 2003’e kadar nükleer silah programı olduğu zaten biliniyor” ifadesi kullanıldı.

“Netenyahu’nun sunumu, İran’ın anlaşmaya olan sadakatinin sorgulanmasına yolaçmadı”

Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Netanyahu’nun İran’ın nükleer anlaşmaya uymadığına dair bir delil sunmadığını belirterek İsrail Başbakanı’nın sunumunun İran’ın 2015’te imzalanan anlaşmaya sadakatinin sorgulanmasına yol açmadığını belirtti.

IAEA’nın İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda teknik incelemeler yapmakla yükümlü tek bağımsız kuruluş olduğuna dikkat çeken Mogherini, Kurum’un İran’la yapılan anlaşma sonrasında 10 rapor yayınladığını ve hepsinde de İran’ın anlaşmanın kurallarına uyduğunun belirtildiğini vurguladı.

Fransa: Netenyahu, nükleer anlaşmanın korunmasının önemini belirgin hale getirdi

Fransa Dışişleri Bakanlığı da Netanyahu’nun yaptığı açıklamanın nükleer anlaşmanın korunmasının önemini belirgin hale getirdiğini belirtti.

Açıklamada, nükleer silahların gelişimi ile ilgili tüm faaliyetlerin anlaşma tarafından daimi olarak yasaklandığına işaret edildi. IAEA tarafından kurulan denetim sisteminin anlaşmalar tarihindeki en sıkı ve kapsamlı sistem olduğu ifade edildi.

Netenyahu’nun verdiği bilgilerin derinlemesine incelenmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada İsrail’in verdiği bilgilerin İran’ın nükleer programının bir parçasını onayladığını ancak bunun 2002 yazından beri Fransa ve ortakları tarafından da açıklandığı gibi sivil amaçlı olmadığı kaydedildi.

Almanya: Netenyahu’nun verdiği bilgileri analiz edeceğiz

Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert ise İsrail’in İran’ın nükleer faaliyetleri hakkında verdiği bilgileri analiz edeceklerini söyledi ve bağımsız denetimlerin de sürdürülmesi çağrısında bulundu.

Seibert, “İran’ın tamamıyla barışçıl bir nükleer program yürüttüğüne dair uluslararası toplumun şüpheleri olduğu açık” diyerek İran nükleer anlaşmasının 2015 yılında bu sebepten yapıldığını belirtti.

İran’layapılan anlaşmanın IAEA denetiminde olan ‘eşi görülmemiş esaslı ve güçlü’ bir denetim sistemine sahip olduğunu ifade eden Sözcü, İran’ın anlaşmaya uyup uymadığı ile ilgili olarak bu Kurum tarafından yürütülen bağımsız denetim sisteminin ileride de gerekli olacağını kaydetti.

İsrail, bilgileri Almanya ve Fransa ile de paylaşacak

Netenyahu’nun açıklamalarının ardından Başbakanlık Ofisi tarafından Twitter üzerinden yapılan açıklamada, İsrail’in İran’ın nükleer çalışmaları hakkında elde ettiği bilgileri paylaşmak için Almanya’ya ve Fransa’ya uzman ekipler göndereceği bildirildi.

Açıklamada Netenyahu’nun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İsrail istihbaratının ele geçirdiği belgeler hakkında konuştuğu bilgisi de yer aldı.

Netanyahu’nun iddiaları ‘işe yaramaz ve utanç verici’

İran Dışişleri Bakanlığı ise Netenyahu’nun suçlamalarına verdiği cevapta İsrail Balbakanı’Nın iddialarının ‘işe yaramaz ve utanç verici’ olduğunu ifade etti.

“Bu suçlamalar İsrail’in bölgeyi kontrol etme konusundaki karamsarlığının bir kanıtı”

İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in danışmanı Ali Ekber Velayeti de suçlamalara dair yaptığı açıklamada Netenyahu’nun bir kez daha Avrupalı arkadaşları tarafından alay konusu olacak bir adım attığını söyledi. Söz konusu suçlamaların İsrail’in bölgeyi kontrol etme konusundaki karamsarlığının bir kanıtı olduğunu belirtti.

İran’ın nükleer anlaşmaya bağlı kaldığını belirten Velayeti, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi halinde İran’ın da anlaşmadan çıkacağını veya anlaşmanın maddelerine ilavede bulunulması, madde çıkarılması veya değiştirilmesi gibi hiç bir girişimi kabul etmeyeceğini ifade etti.

“İran bu kadar önemli gizli belgeleri terk edilmiş bir depoda neden saklasın?”

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi da Netanyahu’nun İran aleyhinde yaptığı gösterinin ‘çocukça’ olduğunu söyledi. Arakçi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Netanyahu, Tahran’ın Şurabad bölgesinde 55 bin belge bulduğunu ve bu belgelerin İran’ın gizli nükleer programı olduğunu ispatladığını söylüyor. Fakat iddianın özü komik. İran bu kadar önemli gizli belgeleri terk edilmiş bir depoda neden saklasın?”

Arakçi, Netenyahu’nun bu oyunu Trump’ın kararını etkilemek için düzenlediğini, belki de bu açıklamaların Trump ile Netenyahu arasındaki koordineli bir plan sonucu gerçekleştiğini söyledi.