Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Netanyahu’nun kibiri, Ürdün’ün arazi sözleşmelerini sonlandırmasına neden oldu | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın El-Bakura ve El-Gamr arazilerini İsrail’e kiralanmasını öngören sözleşmeleri sonlandırma kararı İsrail’de şok etkisi yarattı. Karar, Ürdün’ün çıkarlarını ve siyasi taleplerini göz ardı eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun uyanması için atılan bir adım olarak tanımlandı. Her ne kadar Netanyahu kararın açıklanmasının ardından Ürdün’den anlaşmayı yenilemesini talep edeceğini açıklasa da analistler ve siyasetçiler Ürdün’ün mesajının arkasında yatanın ne olduğunun anlaşılması ve bu adımın küçümsenmemesi çağrısında bulundu.

İsrailli bir muhalefet liderleri yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Kral’ın açıklamaları Netanyahu ile arasında gerçek bir güven krizi olduğunu gösteriyor. Eski başkanlarımız İzak Rabin, Şimon Peres hatta Ehud Olmert olsaydı, Ürdün’ün İsrail’e karşı politikası bu seviyeye varmazdı. Netanyahu ve kendisini gerek burada gerekse Washington’da destekleyenler, İsrail’in tüm Araplarla barış sağlanması için şansını tamamen kaybettiğinin farkında değiller.”

Yedioth Ahronoth gazetesinde Arap masasında görev yapan muhabirlerden Smadar Perry konuya dair “Ürdün Kralı, Netanyahu’ya tahammül edemez. Kral onun kibirli üslubundan hoşlanmıyor” değerlendirmesinde bulundu. Milli Güvenlik Kurulu Eski Başkan Yardımcısı ve İsrail Dışişleri Bakanlığı Araştırma Bölümü eski Direktörü Eran Etzion da yaptığı açıklamada, İsrail’in Ürdün’ün sıkıntısını anlaması gerektiğini söyledi. İsrail’in Kudüs’teki ve Mescid-i Aksa’daki politikalarına ve barış sürecini durduran kamu uygulamalarına karşı öfke duyulduğunu belirten Etzion, Ürdün hükümetinin halen İsrail ile barış anlaşmasına bağlı kaldığını ve İsrail hükümetinin anlaşmanın bozulmaması için Ürdün ile ilişkilerinde uygun adımları atması gerektiğini belirtti.

Etzion, Ürdün’ün El-Bakura ve El-Gamr arazilerini geri almak istediğini açıklamasının barış anlaşmasının ihlali olmadığını fakat İsrail ve Arap ülkeleri arasında yaratıcı bir siyasi uzlaşı arayanlar için olumsuz bir gelişme olduğunu vurguladı. Etzion değerlendirmesinin devamında şunları söyledi:

“İsrail hükümeti sadece suçlu aramaktan farklı olarak şimdi bu denklemdeki rolünün derinlemesine incelemesini yapmak için zaman ve çaba harcarsa iyi bir sonuca varır. Ürdün’ün sorunu ve dün gerçekleşenler aslında beklenmesi, belki de önceden önlenmesi gereken bir senaryoydu. Fakat bunun için Netanyahu hükümetinin sürekli olarak kaçındığı uygulamaları hayata geçirmesi gerekiyordu. Ürdün’ün kararından geri adım atmasını umuyoruz. Bundan da önemlisi İsrail-Ürdün ilişkilerinde güvenin yeniden inşa edilmesini temenni ediyoruz.”

Netanyahu, hükümetinin Ürdün ile söz konusu iki bölgeye dair kira süresini uzatma konusunda görüşmelere başlayacağını belirten Etzion açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“İsrail ve Krallık arasında güçlü barış ağı var. Bu, 25 yıldır karşı karşıya kalınan tüm imtihanlarda ayakta duran gerçek bir barıştır. Ürdün, İsrail’in yok edilmesiyle ilgili kararları reddediyor. El-Bakura ile El-Gamr konusundaki anlaşma iki devlet arasında önemli. Onları benzer bir şekilde her iki araziyi de bize kiralamaları için ikna etmeye çalışacağız.”

İsrail Turizm Bakanı Yariv Levin, Kral 2. Abdullah’ın uzun süredir iki ülke arasındaki barış anlaşmalarına karşı çıkanların uyguladığı iç baskılar nedeniyle İsrail ile kira sözleşmesini yenilememeye karar verdiği değerlendirmesinde bulundu. Levin, anlaşmaların geleceğinden korkmadığını ve Ürdün’ün en az İsrail kadar anlaşmalardan fayda sağlayacağını söyledi. Amman’ın birçok konuda İsrail’e muhtaç olduğunu söyleyen Levin, İsrail’in kira kontratını sürdürebilmesi için Krallık ile müzakere edeceğini kaydetti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada Ürdün’ün açıklaması nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını fakat önümüzdeki yıla kadar bu sorunun müzakereler yoluyla çözüleceğini ümit ettiklerini belirtti. Bakanlık kaynakları, ortak stratejik çıkarlar nedeniyle kimsenin Ürdün ile sorun yaşamak istemediğini vurgulayarak bu sorunu sessiz bir şekilde kapatmak istediklerini aktardı.

El-Bakura’nın hikâyesi, Siyonist yatırımcı Pinhas Rutenberg’in 1928 yılında, 2. Hasan Halid Ebu’l-Hüda hükümeti döneminde, bir elektrik şirketi kurmak için El-Bakura bölgesinin 6 bin dönümünü satın almasıyla başladı. Satış sözleşmesinde Rutenberg’in arazinin herhangi bir bölümünü satmaması şart koşulmuştu. İsrail, Rutenberg’e ait 6 bin dönümlük alanın 1390 dönümünü 1950 yılında işgal etti. Ürdün ordusu söz konusu alanı işgal edilmiş bölge olarak tanımladı. Ürdün 1994 yılında yapılan barış anlaşması ile işgal edilen 1390 dönümlük toprağın 560 dönümünü geri aldı. Geriye kalan 830 dönümün ise 25 yıl boyunca İsrail tarafından kullanılmasına izin verildi. Kira süresi 25 Ekim 2019’da bitiyor. Ancak anlaşma şartları, taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitiminden en geç bir yıl öncesine kadar aksi bir beyanda bulunmaması halinde kira sözleşmesinin otomatik olarak yenilenmesine imkan veriyor. Ürdün’ün bu haktan yararlanabilmesi için sözleşmenin yenilenmemesi yönündeki talebini İsrail tarafına en geç 25 Ekim’e kadar bildirmesi gerekiyor.