Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Netanyahu’nun Maskat ziyaretinin ardından ne oldu? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Arap kamuoyu ve basınında yer alan, Umman’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Maskat ziyaretini duyurmasına yönelik tepkiler, bölgede nasıl bir değişim yaşandığını gözler önüne seriyor. Peki İsrail, faaliyetlerini siyasi görüşmelerden ekonomi ve spor gibi diğer alanlara taşırken bu ziyaret, bazı Arap ülkelerinde tekrarlanan yasak ilişkinin sona erdiği anlamına mı geliyor?

Kimsenin yararına olmayan çatışmanın Filistinlilere zarar verdiği ve İsrail’i de caydırmadığını düşünüyorum. İletişim kurmayı ve normalleşmeyi reddeden Arap kültürünün, derinlerde bir yerde halen canlılığını korumasına rağmen yeni olan bir şey var ki, artık bu durum sorunu aralarında paslaşan Arap hükümetlerinin politikalarının temelini oluşturmuyor. Umman Sultanlığı açık ve net davranarak iyi bir adım attı. Umman’ın bölgesel çatışmalara taraf olmaması, Netanyahu ve beraberindeki bir dizi bakanın Maskat’a gerçekleştirdiği ziyaretin bu Arap hükümetleri tarafından medyada ona karşı kullanılmasına imkan vermedi.

Ziyaretin detayları halen bilinmiyor. Filistinliler ve İsrailliler arasında Umman tarafından bir arabuluculuk olabileceğine dair söylenenler pek gerçekçi değil. Çünkü bu görevi Mısır üstlendi. Peki ziyaret, İran-İsrail dosyası ile ilgili olabilir mi? Belki. Zira iki taraf da dürüst bir arabulucu olarak Umman’a güveniyor.

İran iki cephede kötü günler yaşıyor. İran, Suriye’de aldığı ağır darbenin yanında ABD’nin yeniden uygulamaya başladığı yaptırımlara Kasım ayında İran’ın petrol üretimini hedef alan yeni yaptırımların eklenmesini beklerken zor bir dönemden geçiyor. İran ve İran yanlısı milislerin, İsrail’in güvenlik kuşağı olarak gördüğü alanlara girmesi ve İsrail’in Suriye iç savaşının bir sonucu olarak bölgedeki rolünün artması oldukça önemli gelişmelerdi. İsrail, İran’ın Suriye’de artan nüfuzuna karşı önemli bir rol oynadı. Arap ülkelerinin altından kalkamadığı roller üstlendi. Böylece, bölgedeki askeri denge sağlandı. İsrail, herkesin uğraşmaktan kaçındığı zehirli bir elma olarak kabul edilirken önemli bir bölgesel güvenlik gücü haline geldi.

Suriye’deki savaş İsrail’in taraf olarak müdahil olmasıyla dengeleri değiştirdi. Türkiye ve Rusya’nın yanı sıra İsrail’i Suriye’de önemli bir oyuncu haline getiren İran’ın güçlü bir şekilde savaşa girmesiydi. İsrail, özellikle ABD ve Türkiye’nin, Suriye’de İran rejiminin yayılması ve hegemonyası karşısında başarısız olmasının yanı sıra anarşist milislerin Suriye’de bir imparatorluk kurduğunun anlaşılmasının ardından önemli bir rol üstlendi.

Filistin davası sebebiyle İsrail’i reddedenler dahi, İsrail Hava Kuvvetleri’nin Suriye’deki müdahalesini memnuniyetle karşıladılar. Bu durum, Suriye’deki tabloyu, İran’ın bölgedeki tehditlerini engelleme doğrultusunda büyük ölçüde değiştirdi. Böylece İsrail bölgesel kampların merkezinde yer aldı. Eğer İsrail’in müdahalesi olmasaydı, Rus askeri ve siyasi varlığının ortaya çıkmasında başarılı olan İran Devrim Muhafızları’nın nüfuzunun artmasını önlemek mümkün olmazdı.

İran, İsrail ile arasında anlayışı artıracak ve arabuluculular veya ABD’nin İran’ı boykot etmek ve ekonomik olarak boğmak için tasarladığı kararda etkili olduğuna dair Tahran’a mesaj göndermek isteyen İsrail aracılığıyla garanti mi verecek?

Bunlar bölgedeki önemli değişimler ve İsrailli liderlerin faaliyetleri Maskat’la sınırlı kalmayacak. Bilakis Suriye, Yemen ve başka yerlerdeki çatışmalara dayanan siyasi bir bölünmenin başlangıcı olacak.