Terör, sadece belirli bir kültürle mi sınırlıdır?

Federal Soruşturma Bürosu tarafından terör listesine alınan Amerikan Hayvan Kurtuluş Cephesi gibi örgütler çevresel gerekçelerle insanları öldürerek hayatı mahvediyorlar.

Terörist ve saldırgan Stephen Paddock’un 59 kişiyi öldürdüğü ve 500 kişiyi yaraladığı Las Vegas saldırısından sonra meşhur Amerikalı yazar Thomas Friedman, New York Times gazetesinde yayınlanan makalesinde, “Eğer Stephen Paddock bir Müslüman olsaydı, Las Vegas’ta kutlama yapanlara ateş açmadan önce (Allah-u Ekber) diye bağırsaydı ve bir DEAŞ unsuru çıksaydı ne olacaktı?” diye sordu.

Sonra Friedman, karanlık yerleri aydınlatmaya başladı, “Medya, dikkatleri tam olarak Arap ve İslam ülkelerine çekmede büyük bir rol oynarken, ABD’de etkin olan diğer terör gruplarının faaliyetlerini ihmal etti.”

Bu makale, ABD dışındaki diğer gazetelerde özellikle de Arap basınında yayınlandı. ABD’deki resmi istihbarat tarafından terör listesine alınan yerel terör haritasına hızlı bir şekilde bakıldığında, ‘Allah’ın Ordusu’ ve ‘Siyah Kurtuluş Ordusu’ gibi grupları görüyoruz. Allah’ın Ordusu unsurlarından Eric Rudolph, 1996 yılında Atlanta’da olimpiyat oyunlarının yapıldığı stadyuma bomba yerleştirerek, bir kişinin ölmesine ve 150 kişinin yaralanmasına neden olmuştu.

Afro-Amerikalıları savunduğunu iddia eden terör grubu Siyah Kurtuluş Örgütü’ne bağlı unsurlar, 1972 yılında Delta Havayollarına ait bir uçağı kaçırmışlardı.

Tabi en meşhur ırkçı terör örgütü ‘Klu Klux Klan’ 1865 yılında kuruldu. Söz konusu örgüt, sadece Amerika’da değil, aksine tüm dünyada terör alanında profesyonelleşmiş en büyük beyaz ırkçı bir gruptur.

2011 yılında başkent Oslo’nun varoşlarındaki gençlik kampında 80’den fazla kişiyi milliyetçi sebepten dolayı öldüren Norveçli katil Anders Breivik gibi şahısların bahsettiği; Avrupa’da terör gruplarımız var.

Fakat tüm bu gerçekler, bizi (Müslüman halkı) gafil avlamaması gerekiyor. Allah adına yapılan eylemlerin çoğu -ki Allah, bu tür eylemlerden beridir- maalesef İslami sloganlar atan el-Kaide, DEAŞ, Sina’daki Ensar Beytü’l-Mukaddes, Libya’daki Savaşçı İslami Örgüt, Mali, Nijer ve Cezayir’deki örgütler, Boko Haram, Irak’taki Haşdi Şabi, Lübnan’daki Hizbullah, el-Nüceba, Fatimiyyun, Asaib Ehl-i Hak, Ebu el Fadl el Abbas Taburları, Devrim Muhafızları, Feylek el Kudüs (Kudüs Kolordusu) ve Husi çeteleri gibi gruplar tarafından yapılıyor. Bu grupların hepsi, din adına tahribat yapıyor ve din adına insanları öldürüyor. Bu örgütlerin şerri ise her şeyden önce Müslümanlara ve gayr-i Müslimlere kalıyor.

Burada veya şurada kötülükle mücadele edilirken, aynı oranda mücadele edilmesi gerekiyor. Fakat açıkçası bizde cereyan eden şeyler daha tehlikeli, daha derin ve daha karışık bir haldedir.