Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Ölüm tapınağında Putlar | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Put, görünmez malzemelerden, özel bir zamanda yapılır. Kişisel, psikolojik ve sosyal çöküntülerden beslenir ve kuruntulardan güç alır. Cesareti kırılmış, izole edilmiş olan kişi yoğun bir belirsizlik içinde antidepresana sürüklenir. Mitolojik bir hedefe yönlendirilir.(Sen dünyayı değiştireceksin). Artık puta dönüşmüş olan kişi bu sihirli kapsülü müridinin aklına ve vicdanlarına yerleştirir. İnsanı bambaşka bir hale dönüştürmek için olağanüstü kabiliyete sahip olan bu korkunç nesneyi kim yapabilir? İnsan “Put”u kendisini özel şartlarda üretmeye başlar, toprak ve gübrenin sağlanmış olması bu duruma katkıda bulunur. Bütün bunlar anormal bir yapının ortaya çıkması içindir. Aile bunun ilk kimyasal hücresidir. Daha sonra küçük ve büyük sosyal ortamıdır.

Nazi lideri Adolf Hitler’in yetiştiği çevre, ailesi ve köyü hakkında çok şey söylendi. Damarlarında Yahudi kanı damlası var mıydı ve Yahudilere olan birikmiş nefretinin sebebi bu muydu? Bir ressam olmak istedi ancak kendisine Avusturya Sanat Akademisi’nde sanat eğitimi alma fırsatı verilmedi ve bu suçu Yahudi öğretmenlere yükledi. Günlerini ve gecelerini Viyana sokaklarını avare avare dolaşarak geçirdi. Bundan önce de ebeveyni ile sorunlu ilişkiler yaşamıştı. Bütün bunlar yüreğinde bir yük haline geldi ve ömrü yıldan yıla Avusturya’dan Almanya’ya geçerek ve oradan da 1. Dünya Savaşı’nın siperlerine atlayarak geçti. Bu arada geçici körlük yaşadı. Böylece kendi putunun tohumlarını ekmiş oldu. Almanya yenilgisinden sonra ülke bir sefalet ve çile alanı haline geldi. Almanlar için durum “mağlupların vay haline” sözüyle anlatılabilirdi. Hemen hemen tüm Almanlar yenilgi haline teslim oldu ve adeta denizin derinliklerinde kurtulma ümidi kalmamış kimselere döndü. Galipler ise aşağılamada aşırıya kaçtıl. Alman silahlarını yok etti ve mali yaptırımlar uyguladı. Alman topraklarını parçaladı. Birçoğu çöp kalıntıları üzerinde yaşamak zorunda bırakıldı. Boğazlarında kalanlar fısıldadı: Bu yolda bir kurtarıcı yok mudur?

Felaket çukurundan “kurtarıcı”, insan olmamalıdır. Yarı ilah, yarı efsane ve herkesin taptığı bir Alman olmalıdır. Hitler adanmışlardan bir çember oluşturmaya başladı. Almanın yüceliğine inanan, intikam delisi, aşırı milliyetçi fanatikler… Bunlar putun ilk yapı taşlarıdır. Hitler hapsedildi ve efsanenin temelini de atılmış oldu. “Kavgam” adlı kitap manevi ideolojik tuğlayı tamamladı. Siyasi olaylar peş peşe geldi ve iktidara yükseldi. Kutsal bir yapının tüm unsurları bir araya geldi. Askeri zaferlerin başlamasıyla birlikte de putun yapısı tamamlandı. Tapma seansları başladı. Hitler, Almanya’yı vatan için ölmek üzere bir tapınak haline getirdi. Nihayetinde tabii ki “Führer” için de… O, büyüklüğünü inkâr edenleri öldürür ve geri kalanını ise savaş alanlarına sürerdi. Ölüm, putun dayandığı tabandır.

Joseph Stalin, dini ritüel ile sarhoş bir ayyaşın karışımı bir ailenin neticesidir. Babası, gelirinin çoğunu şaraba harcayan bir adamdır. Gece eve kızgın bir halde geldiğinde çocuğu Joseph’e söverek şiddetli bir dayak atardı. Hıristiyan olan annesi, oğlunu kilisede rahip olarak görmeyi hayal ediyordu. Ama genç adam, topluluğunu mali olarak desteklemek için banka soygunlarına katılan fanatik sol politik bir gruba katıldı. Birçok defa hapsedildi. Moskova’ya taşındı ve Lenin liderliğinde Ekim Devrimi’ne katıldı. Erkenden kafasına liderlik fikrini koydu. Komünist Parti ve lideri Lenin’e mutlak sadakat gösterdi. Şiddet ve suikast hülyalarına koşmada bacakları oldu. Lenin’in ölümünden sonra Stalin doğrudan hayallerinin temeline, yani “Put”’a atladı. Kafatasları yapı taşları, kan ise binanın çimentosunu yoğurduğu suydu. Sovyetler Birliği’ni tapınağına çevirmenin bedeli ise milyonlarca kellenin uçmasıydı. Sibirya artık puta kurbanlar sunmak için dondurulmuş bir tapınaktı. Bu Gürcü tohumu, milyonlarca katil başağa dönüşmüşü. Her sabah, idam edileceklerin bir listesi kendisine sunulmakta ve bazıları rastgele silinip aynı şekilde eklenmekteydi. Resimleri tüm ülkeyi doldurmakta ve sadece onun için ulusal şarkılar söylenmekteydi. Dini kaldıran bu ilahı övmeyenin akıbeti ise sadece kurşunların hedefi olmaktı. 2. Dünya Savaşı’ndaki zaferden ve Amerika ile ortaklaşa dünyaya liderlik eden Sovyetler Birliği’nin ardından kızıl pagan yapı tamamlandı. Ölüm, tapınağın ikonları ve tütsüleri, Stalin ise tapılan tek ilahtı. Kan ve kafatasları ise onu tesbih edip dans eden varlıklar.

Alman putu intihar ederek öldü ve kızıl put da hasta olarak aramızdan ayrıldı. Cesedi Moskova’daki Kızıl Meydan’da bir tapma simgesi olarak kaldı. Bir başka put daha var ki kendisi öldü ancak ülkenin tamamını kendisine ibadet eden bir mabede çevirdi. Kuzey Kore lideri Kim II-Sung…

Kurduğu ekonomik politikanın ruhunun bütün kurallarıyla halen yaşadığı komünist devletin kurucusudur. İki yeni kutup, ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş’ın başlamasından sonraki ilk sıcak savaş Kore topraklarında oldu. İlk kutup Güney Kore’nin yanında yer aldı, Sovyetler Birliği ise kuzeydeki komünistlerle birlikte savaştı. BM müdahale etti ve Kore ikiye bölündü. 1953’te Kuzey Kore’nin komünist lideri olan Kim II-Sung, ülkeyi bir süre sarsıntılarla yönetti ancak 1958’de muhalefetinden nefret eden herkesi öldüren şiddetli bir tasfiye kampanyası başlattı. Muhalefet edenlerin kafataslarından kendi putunun heykelini yaptı. Onu tanrı gösteren şarkılar ve marşlar, yoksullar ve mazlumlar tarafından ibadet kastıyla söylendi. O, Sema’dan gelen bir adamdır ve kanında eski kraliyet ailesinin damlaları akmaktadır! O, tüm Koreli insanların övdüğü ve sevdiği kişidir! Sadece onun için şarkılar söylenmektedir. Her okulun ilk dersi ona şükran ve kutsama ile başlar. Her caddede bir heykeli vardır. Kore’yi kurtaran efsanevi kahramandır.

2002 de Kuzey Kore’ye yaptığım ziyaretin programında Kim II-Sung’un mezarını ziyaret etmek de vardı. Putun önünde sıralanmış uzun bir sütun. Törenin başkanı olan kişi bizi tapınak manzaralı geniş bir salonda selamladı. Zemini, gözyaşları salonu olarak adlandırılan beyaz yamalı siyah mermerden oluşmaktaydı. Herkes bu ölü putu görmeden önce ağlamaktaydı. Rehber, Kim’in mucizelerini açıklamaya başlamadan önce gözlerinden yaşlar aktı. Uzun açıklamalar yaptı ama bir taraftan da bu liderin mucizeleri karşısında gözlerinden sürekli yaşlar akmaktaydı. Ona göre bu lider bir mucize olarak doğdu, mucizeler gerçekleştirdi ve mucizelerin zirvesinde iken vefat etti. Kim II-Sung, Pyongyang’daki en büyük metroyu inşa etti ancak Hitler ve Stalin’den sonra dünya tarihindeki en büyük hapishaneye de imzasını attı. Normalde nefes alan herkes kendisini hayattan uzaklaştıran bir lideri sevmez. Ancak kendini yarı ilah gören bu putlar ülkeyi tapınağa çevirir, kendisine gözyaşları dökülerek ibadet edilmesini sağlar. Kafatasların üzerinde duran ve kemikle oyulmuş tapınakları kanla dekore edilmiştir. Bunlar iktidar sopasını sürekli sallayan putlardır. Ancak diğer putlar adaletin hâkim olduğu yerlerde bunu gerçekleştiremediler ve sopalarının da aslında bir gerçekliğinin olmadığı anlaşıldı. Eskiden belki de bir yerleri vardı ancak artık herhangi bir hükümleri kalmadı.