Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Ortadoğu’da barış sürecinin yeniden canlanması için Mısır-İsrail görüşmesi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile New York’ta, BM Genel Kurul toplantısının oturum arasında Ortadoğu’daki barış sürecinin yeniden canlanması için görüşmelerde bulundu.

Mısır Parlamentosu ve Sisi kaynakları Şarqul Avsat’a ,Gazze Şeridi’ndeki Mısır Güvenlik Kaynakları’nın, taraflar arasında yapılan ender toplantıda Kahire ile Filistin Hamas hareketi arasındaki son anlaşmaların ana gündem maddesi haline geldiğini belirttiler.

Görüşmenin, 2014’de Mısır’da Sisi’nin Cumhurbaşkanı seçilmesinden buyana iki ülke lideri arasında basına ilan edilen ilk toplantı olduğu ifade edildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Sisi’nin İsrail Başbakanı Netenyahu ile New York’ta buluştukları ve toplantıda Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, İstihbarat Genel Başkanı Halid Fevzi ve Cumhurbaşkanlığı Ofis Müdürü Tuğgeneral Abbas Kamil’in de hazır bulunduğu belirtildi.

Mısır Başkanlık Resmi Sözcüsü Büyükelçi Ala Yusuf, toplantıda barış müzakereleri, Filistin Devleti’nin kurulması ve iki taraf arasında uzlaşma sürecinin başarıya ulaştırılması için gerekli güvencelerin sağlanması’ konularının masaya yatırılıp görüşüldüğünü, Sisi’nin iki devletli çözümü desteklediğini ifade etti.

Yusuf, Sisi’nin, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu konudaki çabalarına değer verdiğini de sözlerine ekledi. Filistin meselesindeki nihai çözümün, bölgede bulunan tüm halklar için istikrar, güven ve kalkınmaya vesile olacağını, Ortadoğu’da yeni bir gerçeklik kazandıracağını da sözlerine ekledi.

Resmi sözcü, İsrail Başbakanı’nın, Mısır’ın Ortadoğu’daki etkin rolünden, bölgede istikrar ve barışın sağlanması için teröre karşı gösterdiği mücadeleden duyduğu memnuniyeti dile getirdiğini de vurguladı.

Büyükelçi Yusuf, “toplantıda, iki taraf arasındaki uzlaşma sürecinin başarısına katkıda bulunmak için neler yapılabilceği ve barış süreci içinde bir Filistin Devleti’nin kurma yolları konuşuldu” dedi.

Mısır’ın, İsrail ve Gazze Şeridi’nin sınırında olan Kuzey Sina Bölgesi’ndeki silahlı grupların yoğun şekilde bulunması nedeniyle Mısır ve İsrail arasında bir güvenlik şeridi bulunuyor.

Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci el-Gatifi, “Filistinlilerle İsrailliler arasındaki barış sürecini yeniden canlandırma ihtimali hala sınırlıdır, Filistin’in bölünme sorununun halledilmesi ve Mısır’ın büyük çabalarına ragmen hala emekleme aşamasındadır” dedi.

Gatifi, Şarqul Avsat’a verdiği demeçte, “diğer özel gelişmenin Hamas’ın aşırılık yanlısı gruplardan, özellikle de Müslüman Kardeşler’den ayrılmalarını taahhüt etmesi, olmuştur” ifadelerini kullandı.

Hamas Hareketi, Pazar günü Filistin Otoritesi’nin talebine yanıt olarak Gazze İdari Komitesini feshettiğini beyan ettikten sonra yaptığı açıklamada, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın başında bulunduğu Fetih hareketi ile beraber uzun süredir devam eden bir tartışmayı sona erdirmek üzere genel seçimlerde bulunma kararı aldığını duyurdu.

Filistinliler, Filistin Ulusal Otoritesi ve İsrail’le barış görüşmelerinde Filistin’in konumunu güçlendirmek için Gazze Şeridinde bulunan Hamas’la olan ilişkilerinde önemli bir gelişme kaydetti.

Mısır Parlamento üyesi olan Dr. Semir Gattas, Sisi ve Netanyahu arasındaki toplantının temel odağının, Hamas’la yapılan son anlaşmadan sonra, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Mısır güvenlik noktalarını kontrol etme çabalarının olduğunu İsrail’in ilk kaygısı olduğunu belirtti.

Gattas, İsrail açısından Hamas’ın hala bir terörist hareket olarak görüldüğünü, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak ve İsrail-Filistin görüşmelerini canlandırmada somut ilerlemeyi yönetmek için Mısır’ı sorumlu tutmak istediğini ifade etti. Gattas, barış sürecindeki şartların açık ve net olduğunu, tüm taraflarca da iyi bilindiğini, söyledi.

İsrail, Arap barışı inisiyatifinde iki ana maddeyi değiştirmek istiyor: Birincisi, Suriye’deki Golan tepelerinin talep edilme isteğinin engellenmesi. Ghattas: Netanyahu’nun, çözüm sürecinin başlamasından önce İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin normalleşmesi çağrısında bulunduğunu ve fakat bunun anlaşmanın tam tersi olduğunu, belirtti. İsrail, şu ana kadar, henüz belirleyici olmayan Amerika’nın tutumunu bekliyor “dedi.

İsrail ile Filistinliler arasındaki barış çabaları, 2014 baharında ABD destekli görüşmelerin çökmesinin ardından durdu. Mayıs ayında İsrail’i ve işgal altındaki Batı Şeria’yı ziyaret eden ABD başkanı, barış anlaşması için arabulucu olma ihtimalini dile getirdi.

Bu bağlamda, ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi sırasında Filistinlilerle İsrail arasındaki barış imkânları konusunda büyük iyimserlik dile getirdi. Trump, ABD-İsrail ilişkilerinin gücünü, ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan bağlılığını, İsrail-Filistin barışının kalıcı olmasını ve barış koşullarını iyileştirmek için ekonomik fırsatların yaygınlaştırılmasını onayladı, dedi.

Öte yandan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, barış çabalarını ilerletmenin doğru olup olmadığı konusunda daha az iyimser kaldı ve Filistinlilerle “kalıcı bir çözüm” için “imtiyazlar” yaratma konusunda şüphelerini dile getirdi. Görüşmelerinde Netanyahu, İran’ın nükleer dosyasına ağırlık verdi ve İran konusunda daha sert bir tutum takınması ve nükleer silah üretme hırsını kısıtlama arzusunu dile getirdi ve İran’la yapılan mevcut anlaşma konusunda değişiklik yapılması gerektiğini vurguladı.

İsrail Başbakanı dün New York’ta yaptığı açıklamada, Amerikan başkanının Arap dünyasıyla olan uzlaşmayı gerçekleştirmek için çok istekli ve arzulu olduğunu belirtti.

Netanyahu, New York’taki BM Genel Kurulunun oturum aralarında Trump’la yaptığı görüşme sonrasında İsrailli gazetecilere verdiği röportajda sözlerini söyledi. Trump’ın danışmanları barış görüşmelerinin sürdürülmesi konusunda ilerleme kaydetmeye devam ediyor, ancak şu ana kadar ilerlemeler de eksiklik de var. Bu konuda başkan’ın ayrıntılara girmediğini ve Filistinlilerle yapılan görüşmelerde ilerleme kaydedileceğini umuyor ve bu görevi ilk etapta ekibine yüklüyor” dedi.

Netanyahu, 2009 yılı Haziran ayında Bar İlan konuşmasında ‘silahsızlandırılmış bir Filistin devletinin kurulması ve Yahudi devletinin bu devleti tanıması’ hakkındaki sorulan sorulara ayrıntılı olarak cevap vermek istemedi. İsrail’in barış anlaşması uyarınca Batı Şeria’daki güvenlik kontrolünü her zaman devam ettireceğini açıkça belirtti. “Güvenlik tesis edemezsek barış sağlanamaz. Çözümün ayrıntılarına girmek istemiyorum. Bar İlan konuşmasındaki pozisyonumu değiştirmedim. Benim durumum açık’ dedi.

ABD ve İsrail tarafları İran’la olan nükleer anlaşmayı görüştü. Netanyahu, ABD yönetiminin İran’la yaptıkları nükleer anlaşmayı değiştirmek için, İsrail’in değişiklik önerilerine olumlu cevap vereceklerine dair söz verdiklerini, açıkladı. Trump’ın, Birleşmiş Milletler bunu kötüye kullanırsa Washington’un anlaşmayı geri çekeceğini söyledi. Washington’un İran’a karşı tutumunda bir değişiklik olduğunu da belirtti.

Netanyahu, İran’la imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı nükleer anlaşmasının feshedilmesini istediğini özellikle ifade etti. Geçmişte gördüğü en büyük sorunun İran’ın sözleşmeyi ihlal edip etmeyeceği, onu uygulayıp uygulamayacağı olduğunu belirtti. Ardından, atom bombaları cephaneliğini inşa etmek , endüstriyel büyüklükteki uranyumu zenginleştirmek için kısa bir süreleri olacaktır. Anlaşmanın en büyük sorunu budur, dedi.

Netanyahu’ya, Savunma Sekreteri John Matisse, Dışişleri Sekreteri Rex Tillerson ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert McMaster de dahil olmak üzere Washington’daki üst düzey liderlerin çoğunluğunun ABD’nin anlaşmadan çekilmesi ve iptali konusunda soru soruldu.

Netanyahu, ‘Benim fikrime göre, ABD yönetiminde anlaşmanın kaldırılmasını destekleyen ve karşı olanlar var. Anlaşmanın değiştirilmesi veya iptal edilmesi gerektiği konusundaki fikrimi net bir şekilde ifade ettim. Çünkü değiştirilmediği takdirde İran’ın nükleer silahlanmasına yol açacaktır. Anlaşmanın bizi tehdit eden şeyleri kapsamamasını tercih ediyorum. Amerikan başkanının İran konusundaki başlangıç noktası bizimkine benzer. Önceki idaredeki durum böyle değildi. Mevcut Başkan, Ortadoğu sorunlarının kökünü bizim gibiİran olarak görüyor.’ dedi.

Trump’la iç savaş bittikten sonra Suriye’deki durumun ne olacağı hakkında konuştuklarını söyledi. İsrail’in, Suriye’deki İran’ın varlığına itirazının, Suriye devletinin tüm topraklarını, belli bir alanda değil, tüm alanda kapsıyor olmasıdır, dedi. Suriye’nin tamamına birlik ve teçhizat getirmek istiyorlar, onları uyarıyorum, muhakkak ki biz boş boş oturmayacağız, diyen Netanyahu, İranlı liderlerle ve İran ordusuyla karşı karşıya kalmadığımız doğrudur, Ancak hemen sınırlarımız için bir tehdit olduğunu düşünüyoruz. DEAŞ’ın hezimeti sonucunda değişen durumlar var. Suriye’de, ekonomik ve askeri olarak, İsrail’i yok etmek ve Ortadoğu’yu istila etmek için hazırlanan sistemli bir İran kurumsallaşması var. Burada tomurcuk içinde direnen küçük bir şey var ” şeklinde sözlerini tamamladı.