Pakistan güvenlik servisleri, Pakistan’daki radikal gruplarla DEAŞ arasında bağlantı olduğunu açıkladı. Söz konusu radikal gruplar, ülke çapında terör saldırıları ve mezhep temelli çatışmaların içinde yer alıyor. Ayrıca Pakistan topraklarındaki DEAŞ örgütüne de militan sağlıyor.
Yapılan yorumlar Pakistan ve Afganistan’daki DEAŞ saflarındaki artışın Pakistan’daki Taliban saflarındaki bölünmeden kaynaklandığı yönünde. Örgütlerdeki militanların bir kısmının Pakistan ve Afganistan’ı çevreleyen bölgedeki aşiret bölgelerinden sağlandığı belirtiliyor.
Pakistan ve Afganistan’da DEAŞ’ın oluşumunu sağlayan koşulların asıl sebebinin Taliban’daki bölünmelerden ve Taliban’dan ayrılan diğer grupların başarılı bir şekilde yeniden yapılanmayı amaçlamasından kaynaklandığına inanılıyor. Yetkililere göre Pakistan ve Afganistan’daki DEAŞ’ın genişlemesine karşı koymanın tek yolu iki ülkede de faaliyet gösteren dış güçlerin hedeflerini takip altına almak. Pakistanlı bir yetkili “Herhangi bir dış güç yardımı olmadan DEAŞ örgütünün Pakistan gibi bir ülkede kendine alan bulması mümkün değildir” yorumunda bulundu.
Pakistan İstihbarat Genel Müdürü Aftab Sultan, Pakistan Senatosu’nda yaptığı konuşmada DEAŞ’ın ülkede zamanla artan bir güvenlik tehdidi haline geldiğini ve bunun Pakistan istihbaratında açıkça kabul edilen bir gerçek olduğunu ifade etti. Pakistan istihbaratı ülkenin güvenliğine yönelik DEAŞ’ın oluşturduğu tehdidin içeriğini henüz tespit etmeyi henüz başarabilmiş değil. Sultan, Pakistan’da faaliyet gösteren silahlı grupların çoğunun DEAŞ terör örgütüne sempati duyduğunu ve örgüte karşı hoşgörüyle yaklaştığını söyledi.
Sultan’ın Pakistan Senatosu’ndaki konuşması, Pakistan toplumunda DEAŞ’ın varlığına ilişkin yeni bir farkındalık oluşmasına neden oldu. Sultan, yaptığı konuşmada, tüm yerel silahlı grupların DEAŞ’a sempati duymasının yanı sıra Afganistan’daki yoğun rekabete rağmen Taliban’ın da DEAŞ ile iletişim içinde olduğunu belirtti. Fakat konuşmasında ortaya çıkan terör tehditlerine karşı yürütülen operasyonel güvenlik stratejisine yönelik ayrıntı vermedi.
DEAŞ ile Pakistan’daki yerel silahlı gruplar arasında yakın işbirliğinin varlığını açıkça belirten Sultan, Pakistan toplumundaki DEAŞ’ın yapısı hakkında veya ülkedeki örgüt unsurlarının varlığına neden olabilecek terör tehditlerine yönelik açık bir öneride bulunmadı.
Her ne kadar İslamabad yönetimi gerek kapalı toplantılarda gerekse kamuya açık duyurularda mücadelenin sürdüğünü resmen onaylasa da istihbarat servislerinden tehdidin doğasını gösteren açık bir rapor veya bildiri yapılmış değil. Bu yeni terör örgütü, ülkenin toplumu ve devleti için büyük bir tehlike oluşturuyor. DEAŞ’ın ülke içinde faaliyetler yürüttüğü resmi düzeyde kabul edilmesine rağmen terör örgütünün topluma veya devlete yönelik nasıl bir tehdit oluşturduğuna yönelik herhangi bir rapor bulunmuyor.
Pakistan hükümetinin DEAŞ unsurlarının belirlenmesine ve haklarında bilgi edinilmesine yönelik genel talimatları dışında örgüte militanların sağlanmasını engellemeyi sağlayacak somut bir stratejisi bulunmuyor. Yetkililer, örgütün varlığı ve Pakistan toplumundaki unsurları ile ilgili kanıt eksikliği nedeniyle hükümetin DEAŞ tehditleri ile başa çıkmaya yönelik tutarlı bir stratejiden yoksun olduğunu kabul ediyor. Ulusal İstihbarat Bürosu’ndan alınan bilgiye göre, Pencap eyaletinde başlatılan operasyondan sonra DEAŞ, 2016 yılında Sialkot’ta örgüt ile bağlantılı gruplarla birlikte harekete geçti. Hükümet yetkilileri sivil düzeydeki terörle mücadele ile ilgili Şark’ul Avsat’a yaptığı açıklamada devlet daireleri ve istihbarat servislerinin yerel silahlı grupların
Suriye’deki DEAŞ unsurlarıyla iletişim kurduğu sosyal medya konusunda çabalarının arttığını belirtti.
Yetkililer, ülkedeki DEAŞ’a bağlı unsurların bulunmaları ve tutuklanmalarına ilişkin iki önemli veriye dayandıklarını belirtti. Bunlardan ilki örgüt unsurlarının eski radikal gruplarla bağlantısı, diğeri de istihbarat servislerinin militanları sosyal medyadaki faaliyetleri yoluyla tespit etmeleri.