ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ülkesinin Çin ile gerçekleştirilen yoğun görüşmeler ve resmi toplantılarda İran petrolünün alımını durdurma noktasında Pekin’in desteğini sağlamak için kararlılıkla hareket ettiğini söyledi. Pompeo, ayrıca Çin tarafı ile yaptığı görüşmelerde İran’ın nükleer füze programını da ele aldıklarını ifade etti.
Bakan Pompeo önceki gün Washington’da düzenlenen basın toplantısında konuştu. Pompeo, Çinli yetkililerle gerçekleştirdiği toplantıda İran’ın nükleer füze programı ve diğer faaliyetlerini iyileştirmek için işbirliği içinde hareket etme isteğini karşı tarafa ilettiğini belirterek, ülkesinin İran yaptırımları konusunda Çin ile birlikte çalışmayı umduğunu söyledi.
ABD’nin İran ekonomisine yönelik yaptırım hamlesinde Çin hükümeti ve enerji şirketleriyle birlikte çalışma isteğini ifade eden Pompeo “İran’ın petrol gelirlerinin sıfıra indirilmesi bu hamlenin kararlı unsuru. Bugün bunu görüştük” diye konuştu.
“Çin siber casusluk anlaşmasını ihlal ediyor”
Donald Trump’ın siber güvenlik alanındaki koordinatörü Rob Joyce iki gün önce Reuters’e yaptığı açıklamada, Çin’in 2015 yılında siber casusluk kapsamında ABD ile imzaladığı anlaşmayı ihlal ettiğini kaydetti.
Joyce, Eski ABD Başkanı Barack Obama ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’in 2015 yılında imzaladığı anlaşmanın ihlal edilip edilmediği sorusuna, “Anlaşmadan bu yana saldırıların sayısı azalmış olsa da, onların bunu yaptığını düşünüyoruz” dedi.
Joyce, açıklamasında, “Çin anlaşmaya uymadı. Çin’in, iki ülkenin uzlaşıya vardığı anlaşmanın sınırlarının dışına çıktığı açık bir durum” ifadesini kullandı.
Pekin, Washington’un iddialarını reddetti
Pekin’den yapılan açıklamada ise Washington’un siber casuslukla ilgili iddiaları yalanlandı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, “ABD’nin suçlamaları dayanaktan yoksundur. Çin bu suçlamalara şiddetle karşı çıkıyor. ABD tarafına, Çin’e yönelik asılsız eleştirilerine son vermesi için çağrıda bulunuyoruz. Aynı zamanda ABD ve Çin’in siber çalışmalarda ortak çıkarları bulunuyor” diyerek, Çin’e yöneltilen siber casusluk suçlamalarını reddetti.
ABD ve Çinli bakanlar Washington’da görüştü
ABD basınına göre, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı Jim Mattis ile Çin Savunma Bakanı Wei Fengh ve Çin Politbüro üyesi Yang Jiechi önceki gün (Cuma) Washington’da bir araya geldi. Yetkililer arasında yapılan toplantılarda ikili ilişkilerdeki mevcut krize son vermenin yollarının görüşüldüğü bildirildi.
Ancak saatler süren görüşmelerin ardından yapılan açıklamalarda, artık iki hükümet arasında geleneksel hale gelen siber suçlamaların son bulduğuna ilişkin herhangi bir işaret görülmedi.
Bu yıl içerisinde, ABD’de federal hükümet çalışanları da dahil siber saldırı sonucu 20 milyon kişinin bilgilerinin çalınması olayı ülke gündemine oturmuştu. ABD’li yetkililer saldırıyı Çin’e dayandırsalar da, Çin hükümetini direk hedef almadılar.
Mattis, askeri anlaşmalardan dolayı ziyaretini erteledi
ABD ile Çin’in arasındaki ilişkileri yumuşatması öngörülen dünkü üst düzey güvenlik toplantısı, Arjantin’de düzenlenecek G-20 zirvesi kapsamında bir araya gelmesi beklenen ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping görüşmesi için hazırlık olarak değerlendiriliyor. Mattis’in Ekim ayında Çinli yetkililerle Pekin’de bir araya gelmesi planlanıyordu ancak Washington’ın Rusya’dan silah aldığı gerekçesiyle Çinli bir şirkete yaptırım uygulaması ve Tayvan’a 330 milyon dolarlık askeri teçhizat satışını onaylaması söz konusu görüşmenin ertelenmesine neden olmuştu.
Geçtiğimiz Ekim ayının başında Mike Pence, Çin’i teknoloji casusluğu yapmanın yanı sıra bölgede yayılma politikası yürütmek, dini ve kamusal özgürlüklere engel olmak ve seçimlere müdahale etmekle suçlamıştı.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD Başkanı Donald Trump da geçtiğimiz hafta ‘olumlu’ bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti. Trump, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, Cinping ile G-20 zirvesinde bir araya geleceğini belirtmişti.
Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Wang Qishan, 5 Kasım tarihli açıklamasında, ülkesinin ABD ile arasındaki ticari sorunlarını çözmek için görüşmelere hazır olduğunu açıklamıştı.