İspanya’nın Katalonya Özerk Bölgesi’nde, bir ay önce düzenlenen bağımsızlık referandumundan sonra Katalonya, 4 gün önce tek taraflı bağımsızlık ilan etti. Bölgenin Başkenti Barcelona’da düzenlenen bağımsızlık yanlısı gösterileri sona ermesi üzerine hayat normale döndü.
İspanya hükümetinin, Katalonya bölgesinde kontrolü sağlamasından sonra devlet görevlileri bağımsızlık yanlısı sendikaların grev çağrısını cevapsız bıraktı. İspanya hükümetinin, Katalonya Parlamentosu’nu feshetmesi üzerine Katalonya Özerk Bölgesi Başkanı Charles Puigdemont, ülkeyi terk ederek Belçika’nın Başkenti Brüksel’e gitti.
Puigdemont, dün, Brüksel’de düzenlediği basın açıklamasında, Madrid ve Barcelona arasındaki gerilimin düşürülmesi çağrısı yaparak, Katalonya’nın bağımsızlığının geciktirilmesini talep etti. Puigdemont, “Şiddetten kaçınmak için planlarımızı çeşitlendirmek zorundayız. Bu tavrımızın bedeli eğer Cumhuriyetimizi kurmamızın gecikmesi ise, 21. Yüzyıl Avrupası şartlarında bu bedeli mantıklı görmeliyiz” dedi. Belçika’ya güvenlik gerekçeleri ve daha rahat hareket etme amacıyla gittiğini ifade eden Puigdemont, Belçika’dan siyasi sığınma talep ettiği iddialarını yalanlayarak, İspanya hükümetinden bazı garantiler aldıktan sonra ülkeye döneceğini sözlerine ekledi.
Yeni seçimlere gidilmesini kabul ettiğini ve Madrid tarafından, 21 Aralık 2017 tarihinde yeni seçim düzenlenmesi kararı alınmasını saygıyla karşıladığını belirten Puigdemont, “Katalonya halkından uzun bir yolculuğa hazırlıklı olmalarını istiyorum. Zaferimizin temelini demokrasi oluşturacaktır. Devletten tam bir sorumluluk talep ediyorum. Ayrılıkçılara çoğunluk vermesi muhtemel olan seçim sonuçlarına saygı gösterecekler mi?” şeklinde konuştu.
İspanya hükümeti ise, Puigdemont’un Başbakan Mariano Rajoy’un davet ettiği Katalonya seçimlerine katılma kararını, krizin çözülmesi yolunda memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Katalonya hükümetini oluşturan koalisyon da seçimlere katılacağını ilan etti. Koalisyon içindeki partilerin önümüzdeki Pazar gününe kadar adaylarını belirlemesi bekleniyor.
Öte yandan, İspanya Başsavcısı, başta Katalonya Başkanı Charles Puigdemont ve Yardımcısı olmak üzere, feshedilen Katalonya hükümetinin önde gelen üyelerine, isyan gerekçesiyle dava açmaya hazırlanıyor. Fransız Haber Ajansı’ında (AFP) yer alan habere göre, İspanya Başsavcısı, tek taraflı bağımsızlık ilanının devlet kurumlarında kaosa sebep olması sebep olduğu suçlamaları yönelterek, mahkemeye gelmemeleri halinde haklarında zorla getirilme kararı çıkarmaya hazırlanıyor. İspanya’da, isyan suçlamasıyla açılan davalarda 30 yıla varan hapis cezaları verilebiliyor.
Belçika’nın, Puigdemont’u kabul ederek, kendisine fikirlerini açıklama platformları sağlamasının, Brüksel’in Avrupa Birliği (AB) tarafından, Anayasa aykırı olarak kabul ettiği referandumu desteklediği yorumlarına sebep olurken, Belçika Başbakanı Charl Michael, konuya ilişkin yayınladığı yazılı basın açıklamasında, Puigdemont’un, Belçika’ya, hükümetin davetiyle gelmediğini vurguladı. Michael, Puigdemont’un herhangi bir AB vatandaşı gibi muamele göreceğini belirtti. Başbakanlık Ofisi tarafından yayınlanan açıklamada, “Belçika hükümeti, sayın Puigdemont’a ülkeye gelmesi yönünde cesaretlendirecek bir adım atmamıştır. Hükümetimiz, İspanya’daki Katalonya krizinin diyalog yoluyla çözülmesini defalarca tavsiye etmiştir” denildi.
Katalonya’daki bağımsızlık talebi on yıllardır varlığını sürdürse de İspanya’nın son 6 yıl içinde ekonomik sıkıntılar yaşaması ve işsizlik oranının artması nedeniyle, bağımsızlık talepleri artmıştı. Bağımsızlık yandaşı Katalanlar, Barcelona’nın kendisine düşen ekonomik payın büyük kısmını Madrid’e vermek zorunda kaldığını savunurken, bölgedeki bağımsızlık yandaşı 2 Parti olan Katalonya Avrupa Demokratik Partisi ve Katalonya Cumhuriyetçi Sol Parti, referandum öncesi ekonomik talepler üzerinden kampanyalar düzenlemişti. Katalonya bölgesi, İspanya’nın 5’te 1’lik yüz ölçümünü oluştururken, 215 milyar dolarlık ekonomik hacmiyle Euro Bölgesi ekonomilerinin çoğundan daha büyük ekonomiye sahip bulunuyor.