Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İdlib’de geniş çaplı bir askeri operasyonunun başlatılma ihtimalinin uzak olduğunu belirterek, Türkiye ile yapılan anlaşmanın uygulama sürecinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

St. Petersburg’da, Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Putin, Moskova ve Ankara’nın yükümlülüklerini yerine getirdiğini dile getirerek, İdlib’e yönelik anlaşmaya dair çalışmaların dayanışma içinde sürdürüldüğünün altını çizdi.

Suriye’nin neredeyse tüm bölgelerinden silahlı militanların İdlib’e nakledilmesinin ardından, DEAŞ ve Heyetu Tahriru’ş Şam (Eski Nusra) gibi radikal grupların temsilcilerinin burada yer almasıyla gerginliğin azaltılması bölgesindeki durumun çok karışık bir hal aldığına dikkat çeken Putin, İdlib içindeki bu gruplar arasındaki uyuşmazlıkların varlığına işaret etti.

Putin, “Bizim endişe ettiğimiz şey bu değil. En büyük endişemiz, insansız hava araçları (İHA) ile özellikle Hmeymim askeri üssü gibi Suriye’deki Rus askeri pozisyonlarına saldırma girişimlerinin başlamasıydı. Bu nedenle tehdidin geldiği topraklara müdahale edip saldırı düzenlemek zorunda kalmıştık” dedi.

“Türk ortaklarımızın yükümlülüklerini yerine getirdiğini görüyoruz”

Rus lider, “Türk ortaklarımızla dayanışma içinde çalışıyoruz, bu anlaşmaları son derece ciddiye aldıklarını, yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, her halükarda, çeşitli radikal grupların militanlarının bu bölgeden çıkmasını ve ağır silahların geri çekilmesini sağlamaya yardımcı olduklarını görüyoruz. Biz de kendimize düşen işleri yapıyoruz ve planlanan faaliyetleri birlikte yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Suriyeli yetkilileri ile koordinasyonun yanı sıra İran’dan aldıkları desteğin bu girişime başarı fırsatı sağladığını aktaran Putin, “Bu yöndeki çalışmalar doğru ilerliyor. Hedeflerimize ulaşacağımıza inanmak için nedenlerim var. İdlib’de hiçbir büyük çaplı bir silahlı faaliyet olmayacak. Bu hedeflere ulaşmak için seçtiğimiz araçlar şu anda etkin bir şekilde çalışıyor” diye konuştu.

“Avrupalılar, Suriyelilere yardım sağlamak için nasıl davranacağını bilmiyor”

Rusya’nın Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri gönderilmesi ve yeniden yapılanma projelerinin başlatılması girişimlerine dikkat çeken Putin, “Avrupalılar, Suriyelilere bu yönde yardım sağlamak için nasıl davranacağını bilmiyor. Bu işi siyasallaştırmamak lazım. Suriye nüfusunu yaşadıkları topraklara göre ayrıştırmak mümkün değil. İnsani yaklaşım açısından, rejimin kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan halk ile muhalif grupların kontrol ettiği bölgelerde yaşayan halk arasındaki fark nedir?” ifadelerini kullandı.

Putin sözlerine şu ifadelerle devam etti; “İkinci önemli olan, Avrupa’nın mültecilerin anavatanlarına dönüşüne büyük ilgi göstermesi. Hesaplamalarımıza göre, geçen yıl yaklaşık 150 bin kişi evlerine döndü. Fakat, insanların normal hayatlarına geri dönmelerini sağlamak amacıyla, kanalizasyon sisteminin rehabilitasyonu, su, elektrik, gıda ve ilaç nakliyesi için altyapı sağlanması gibi temel yardımları ortak bir şekilde sağlamış olsaydık bu sayı çok daha fazla olurdu. Bu konuyla ilgilenen Avrupa değil mi?” diyerek Avusturya Başbakanı’na hitap etti.

Avusturya halkının, Suriye halkını destekleyen insani operasyonlara katılmaya hazır olduğunu belirten Avusturya Başbakanı ile yaptığı görüşmelerden duyduğu memnuniyeti dile getiren Putin, terörist saldırılardan ve iç savaştan etkilenen tüm alanlara yönelik, meşru yetkililerle koordine edilen her türlü yardımın sağlanmasına ihtiyaç duyulduğunu da vurguladı.

Kurz: Suriye topraklarındaki tüm yabancı kuvvetler çekilmeli

Ortak basın toplantısında Putin’in ardından söz alan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz ise, İran’ın desteklediği güçler de dahil, tüm yabancı kuvvetlerin Suriye topraklarından çekilmesine duyulan ihtiyacı vurguladı.

Rusya’nın Suriye’deki krizin çözümünde büyük bir sorumluluk taşıdığına dikkat çeken Kurz, “Bugün Sayın Putin’in Suriye hakkındaki ifadelerini dinledim. Suriye’deki savaşı bitirmek için öncelikle İran olmak üzere, bütün yabancı birliklerin Suriye’den çekilmesinin mümkün olacağını umuyorum” şeklinde değerlendirmede bulundu.

Putin, Avusturya Başbakanı ile görüşmeden önce yaptığı açıklamada, teröre karşı zafer elde edilmesinin ardından Suriye’deki tüm yabancı birliklerin çekileceğini ifade etmişti.

Şam isterse Suriye’den çekiliriz

Rusya Devlet Başkanı, bu ifadesinin ardından, gazetecilerin Rusya’nın Suriye’den çekilip çekilmeyeceğine yönelttiği soruya, “Eğer meşru hükümet (Şam) bunu yapmamızı isterse, Moskova Suriye’den çekilmeye hazır” şeklinde yanıt verdi.

“İran, Suriye’deki terörizmle mücadeleye yardım ediyor”

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin, “İran kuvvetleri ve Tahran’a yakın güçler Suriye’deki terörizmle mücadeleye gerçekten yardım ediyor” dedi.

Verşinin, “İran ordusu ve onunla müttefik olan bütün oluşumlar, meşru Suriye hükümetinin talebi üzerine Suriye’de aktif durumdalar. Yardım etmek için oradalar ve bu yardımı terörizm karşısında zaten sağlıyorlar” şeklinde konuşarak, bunun daha önce de defalarca söylendiğine vurgu yaptı.

Rus diplomat, İsrail-Suriye sınırında yer alan Golan Tepeleri’nin şu an sakin olduğunu söyledi. Suriye rejim güçlerinin durumu kontrol ettiğini kaydeden Verşinin, Rus askeri polisinin bölgedeki varlığına dikkat çekerek, BM güçlerinin de alana geri döndüğünü ifade etti.

“Silahlı muhaliflerden bazıları mutabakatı destekliyor”

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Suriye’deki silahlı muhaliflerden bazılarının Rusya ve Türkiye’nin İdlib’de çatışmazlık bölgesi oluşturulmasına yönelik mutabakatını desteklediğini söyledi.

İdlib’e yönelik kimyasal saldırı gibi provokasyonlara dikkat çeken Zaharova, Rusya-Türkiye anlaşmasının uygulanmasının ardından terör örgütlerinin izolasyon korkusuyla çeşitli provokasyonlarla meşgul olduğunu ifade etti.