ABD, Rusya’nın tarih ve kültür başkenti St. Petersburg’ta Aralık ayının ortasında terör saldırısı için hazırlık yapıldığı uyarısında bulunmasına rağmen şehirdeki marketlerden birinde terör saldırısı meydana geldi. Yılbaşı kutlamalarına hazırlık yapıldığı bir ortamda onlarca kişi yaralandı.
Bu esnada Putin, Büyük Rusya’ya zafer getirdiklerine inandığı Rus askerlerine ödül veriyordu. Putin, Rus askerleri için yapılan madalya töreninin başında “Rusya, tüm medeniyetlere meydan okuyan terör güçlerini hezimete uğratmada, terör, barbar ve diktatör ordusunu yok etmede aktif bir rol oynadı” açıklamasında bulundu.
Fakat Putin, St. Petersburg’ta masum insanların hayatını kaybettiği saldırı gerçeğine dikkat çekerek öfkeli bir şekilde “Kararlılıkla ve tutuklamadan hatta hırsızların anında tasfiye edilmesi yönünde hareket edilmeli” dedi.
Rusya Federal Güvenlik Servisi Direktörü Alexander Bortnikov, acı gerçeğin tablosunu çizerek yaklaşık 4 bin 500 Rus vatandaşın teröristlerin yanında savaşmak için ülkeden ayrıldığı bilgisine atıfta bulundu.
DEAŞ ve Suriye’deki diğer tekfirci terörist grupların çoğu Çeçenistan ve Dağıstan gibi Rusya’ya bağlı cumhuriyetlerin vatandaşlarıdır. Şam-ı Şerif, Kafkas Müslümanlarını bir araya getirmede özel vicdani bir konuma sahip.
Kremlin efendisi, istesin ya da istemesin genel kanıya göre Rusya’nın Suriye’ye girişine, Sünnilere karşı açık bir şekilde Şiilerin tarafını tutma şeklinde bakılıyor. Tabi bununla birlikte Suriye halkının çoğu, Esed rejimini ve Humeyni kampından olan müttefiklerini reddediyor.
Söz konusu bu korkunç bakış açısına ister katılın ister katılmayın; ama gerçek, bu şekilde.
Rusya, din ve intikam naralarıyla dolu terör gücüyle yeni mücadele etmiyor. Sadece 2017 yılında St. Petersburg metrosunda 3 Nisan’da meydana gelen patlama, 15 kişinin hayatını kaybetmesine ve onlarca kişinin yaralanmasına neden oldu. Suriye’deki el-Kaide örgütü bu saldırıyı üstlendi. Saldırıyı yapan Kırgız genç, Müslümanlara karşı savaşa giren ülke için bir mesajdır.
Evet, her akıl ve vicdan sahibi insan, DEAŞ katillerini ve el-Kaide şebekelerini yok etmek için Rusya’nın çabalarına destek vermelidir. Çünkü bunlar, bütün insanlık için suç ve dalalet kaynağıdır. Fakat söz konusu Rus füzelerinin, uçaklarının ve zırhlı araçlarının neden olduğu bakış açısı, hem anlaşmazlık hem de tehlike arz etmektedir.
Rusya, Suriye meselesine bu yüzeysel yaklaşımıyla sağ eliyle kazandığını sol eliyle kaybetmiyor mu?
Diğer bir soru ise, Bakan Lavrov’un DEAŞ’tan sonra yok etmeye hazırlandığı Nusra, bir illet mi yoksa bir hastalık mı?
Suriye, Putin’in tanklarından, Hamaney’in milislerinden,Beşşar’ın varillerinden, DEAŞ’ın hançerlerinden ve el-Kaide’nin bombalarından daha iyi bir geleceği hak ediyor.