Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye’nin yeniden inşası konusundaki çalışmaların uluslararası toplumun ortak bir görevi haline geleceği yönündeki umudunu dile getirdi.

Putin’in bu ifadeleri, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, İran ya da İran destekli kuvvetler Suriye’de kaldığı sürece, Washington’un, Suriye’nin yeniden inşasının finanse edilmesine hiçbir katkıda bulunmayacağını söyleyerek uyarıda bulunmasının hemen ardından geldi.

Pompeo, Washington’daki Amerikan Ulusal Güvenlik Yahudi Enstitüsü’nün (JINSA) yıllık akşam yemeğinde yaptığı açıklamada, Esed rejiminin Rusya ve İran sayesinde ülkedeki kontrolünü güçlendirdiğine dikkat çekerek, “Suriye’deki çatışma bugün bir dönüm noktasındadır” yorumunda bulunmuştu.

Esed rejiminin, Rusya ve İran sayesinde ülkedeki kontrolünü güçlendirdiğini dile getiren Pompeo, yeni durumun, ‘ABD’nin Suriye’deki misyonunu yeniden gözden geçirmeyi gerektirdiğini’ kaydederek, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin ilk hedefinin DEAŞ’ı hezimete uğratmak olduğunu, fakat İran veya İran destekli kuvvetlerin Suriye’den çıkmasının da bu hedefler arasında yer aldığını dile getirmişti.

ABD Dışişleri Bakanı ayrıca, “Trump yönetimi 7 yıl süren çatışmadan sonra siyasi ve barışçıl bir çözüm istiyor. Ayrıca İran veya İran destekli kuvvetlerin Suriye’den çıkmasını da istiyor” demişti.

“Ekonomi ve altyapıyı yeniden inşa etmenin zamanı geldi”

Rus lider Putin, dış ülke büyükelçilerinin güven mektuplarını kabul ettiği törende yaptığı konuşmada, “Ekonomi ve altyapıyı yeniden inşa etmenin zamanı geldi ve milyonlarca Suriyeli mültecinin evlerine dönmesi, birçok Avrupa ülkesine üzerindeki göç baskısını hafifletecektir” şeklinde çağrıda bulundu.

Russia Today televizyonunda yer alan ifadelerinde Putin, “Bu sorunların çözümünde Suriyelilere destek vermenin uluslararası toplumun ortak bir görevi haline geleceğini umuyoruz” dedi.

Terörle mücadelenin Rusya’nın koşulsuz öncelikleri arasında yer almaya devam edeceğine dikkat çeken Putin, “Elbette ki, koşulsuz önceliklerimizin arasında uluslararası terörle amansız mücadeleyi sürdürmeye devam ediyor. Suriye, bizim belirleyici rolümüz sayesinde uluslararası terörizme ezici bir darbe indirmeyi, devlet kimliğini korumayı başardı” diye konuştu.

ABD’nin Suriye’deki varlığına dair

Resmi beyanlara göre, Suriye’de görev yapan 2 bin ABD askerinin görevi, DEAŞ’a karşı mücadele etmekle sınırlı.

DEAŞ’ın Suriye’deki en önemli kalelerini kaybedip üst üste hezimete uğramasının ardından, Trump tarafından baharda yapılan açıklamada, ABD askerlerinin bu ülkeden çekilmesinin planlandığı duyuruldu.

Ancak, askeri danışmanları, diplomatlar ve Washington’un Avrupalı müttefikleri, Suriye’den çekilmek için çok erken olduğu konusunda Trump’ı ikna etti.

Diplomatik bir kaynak tarafından aktarıldığına göre, Trump, uluslararası muhataplarına İran nedeniyle Suriye’de kaldığını söyledi.

İran’a karşı sertliği ile tanınan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, “İran sınırı dışında İran kuvvetleri olduğu sürece Suriye’den ayrılmayacağız. Buna, İran ile bağlantılı gruplar ve milisler de dahildir” dedi.

ABD ve Avrupalıların, Suriye’nin yeniden inşa sürecine katılmak için şimdiye kadar öne sürdüğü şart, Birleşmiş Milletler’in (BM) himayesinde siyasi bir çözümünü bulmaktı.

Yakın dönemde ise, Batılı bir diplomat tarafından şu yorum gelmişti; “Suriye’ye yönelik baskı için iki kozumuz var. İlki, Suriye toprakları üzerindeki varlığımız, ikincisi ise Şam ve Rusya’nın yeniden inşa için uluslararası fonlara olan ihtiyacı.”

Bu yeni gelişme ile Washington, bu iki kozu, Suriye rejimi, Rusya ve İran’ı aynı anda baskı altına almak için kullanmayı planlıyor.