Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Putin’in Suriye’deki zor tercihleri | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Emir Tahiri

Panik atak halindeki Rus ajanları, dünya medyasının manşetlerinde boy gösterirken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yönetimi, önlerindeki daha büyük bir soruna yani Suriye’ye odaklanıyor olabilir.

İlk bakışta, Suriye, 7 yıl süren savaştan sonra, tüm enerji kaynaklarını tüketmiş bir şekilde yeni bir aşamaya girmiş gibi görünüyor.

Bugün, ülke çeşitli yabancı güçlerin kontrolü altında 5 farklı etki alanına ayrılmış durumda. Mülteci akışı önemli ölçüde azalırken, Esed rejimine karşı savaşan çeşitli silahlı gruplar, dar alanlarda sıkışmış ya da güçlü yabancı müttefikler tarafından ablukaya alınmış haldeler. Ancak yine ilk bakışta gerçek ve istikrarlı bir durum gibi görünen atmosfer incelendiğinde, farklı görüntüler ortaya çıkabiliyor. Bunlardan ilki, saha savaşının neredeyse sona erdiği bir dönemde, DEAŞ ve El Kaide örgütleri ile ilişkili olanlar da dahil olmak üzere Esed karşıtı gruplar, mevcut durumu baltalamak için klasik terör yöntemlerine başvurmaya başladı. Geçtiğimiz ay, ağırlıklı olarak Esed yanlılarının bulunduğuna inanılan şehirlerden biri olan Lazkiye’deki terör eylemleri, bu duruma örnek olarak verilebilir. Bununla birlikte dün, nüfus açısından Suriye’nin en büyük şehri olan Halep yakınlarında büyük bir patlama yaşandı.
Rusya basınında çıkan haberlere göre, Rus istihbaratı, kentsel alanlar ve askeri noktalara yönelik saldırı hazırlandığındaki en az 20 ‘operasyon birimini’ ortaya çıkardı.

Öte yandan dünya, yaklaşık yarısı Rusya’nın bombardımanlarında ölen siviller olmak üzere 18 bin Suriyeliye odaklanırken, en az 3 bin Rus askeri ve teknik personelinin ölümüne odaklanan Rus kamuoyunda, Moskova’nın sonsuza kadar sürecek gibi görünen bir çatışmaya karışmasıyla ilgili artan bir hoşnutsuzluk var.

Daha da kötüsü Putin, Suriye’ye müdahalesinin ilk dönemlerinde Rus Müslüman topluluklarından silahlı unsurların çatışma bölgelerine akışını durduracağı ve sonra savaş meydanlarına giremeden tekrar evlerine dönmelerini sağlayacağını iddia etti. Rus kaynaklarına göre, özellikle Tataristan, İnguşetya, Çeçenya ve Dağıstan başta olmak üzere ağırlıklı olarak Müslüman Rus cumhuriyetlerinden binlerce savaşçı, İran, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Suriye’ye ulaştı. İran’ın bazı potansiyel Rus cihatçıları tutukladığı biliniyor. Fakat bu durum, unsurların Suriye topraklarına akışının önüne kesin olarak geçilmesini sağlamıyor. Bununla birlikte Putin’in çok sayıda kıdemli savaşçının Rusya’ya geri dönmesinden hoşlanmayacağı da kesin.

Suriye, Putin’in yalnızca kendi şartlarıyla ABD ile yakınlaşma planlarını da etkiliyor. Dış İlişkiler Konseyi (CFR) tarafından yapılan bir analize göre, Trump yönetimi Ortadoğu’daki en büyük güvenlik tehdidi olarak Rusya’yı değil, İran’ı görüyor. ABD yönetimi, Rusya’nın Suriye’deki sonuçlara nispeten esnek dururken, Washington’ın İran’ın bu bölgede artan nüfuzuna yönelik hoşnutsuzluğunu paylaştığını düşünüyor. Suriye rejimi müttefikleri arasında Rusya’nın en az zararlı alternatif olduğunu düşünen ABD, Rusya’nın tercih yapması halinde Suriye rejimini etkilemek için yeterli etkiye sahip olduğu görüşünde.

Suriye içinde, İran’ın kontrol ettiği savaş birimleri Lübnan, Irak, Pakistan ve Afganistan’dan gelen paralı askerler de dahil olmak üzere 80 binden fazla unsurdan oluşuyor. İran yönetimi, çok sayıda yabancı savaşçıyı İran’a transfer etmeyi zor bulabilir, bu İran’ın güvenliğini tehdit edebilecek bir durumdur. Olası bir çözüm ise, bu güçlerin ‘Fransız Yabancı Lejyonu’nun bir İran versiyonu olarak yeniden örgütlenmesi ve Esed rejimi ile yapılan bir anlaşma doğrultusunda Suriye’deki merkezini belirlemesi. Bu fikir, İran Savunma Bakanı Emir Hatemi’nin Şam’a yaptığı son ziyaret sırasında zaten gündeme geldi. Ancak Devlet Başkanı Esed, Tahran’ın Suriye içinde askeri varlığını sürdürme taleplerini bugüne kadar reddetti.

Öte yandan İran’ın kontrolü altındaki güçlerin İsrail ve Lübnan sınırından uzaklaştırılması, bu güçlerin Suriye’den tam olarak ayrılmasını isteyen Washington’ı tatmin etmeye yetmedi. Buna karşılık, Putin, Suriye’nin yeniden inşasında Rus kaynaklarına yönelik baskıyı hafifletmek için uluslararası katılımı genişletmenin yollarını arıyor. Bu da savaşın yok ettiği Suriye’nin yeniden imarı için uluslararası bir bağış konferansı düzenlenmesi anlamına geliyor.

Bununla birlikte Rusya’nın öncülüğünde böyle bir ittifak kurmanın önünde büyük bir engel var. O da, Avrupalıların herhangi bir mali yardım sözü vermeden önce makul bir takvim çerçevesinde Esed’in Suriye siyasi arenasında yer almayacağına dair teminat istemesi.

Londra Ekonomi Okulu (LSE) Profesörü Margot Light yaptığı değerlendirmede, Rusya’nın çıkarının Esed’in çıkarlarıyla uyuşmadığını söyledi. Aynı fikir, Suriye’deki çatışmayı analiz eden ana kaynak olarak görülen bir İngiliz örgütü olan Sürdürülebilir Güvenlik Programı’nın Başkanı Richard Reeve tarafından da dile getirildi.

Suriye’deki kazanımların kolayca büyük kayıplara dönüşebileceği düşünüldüğünde, Rusya Devlet Başkanı Putin’in Suriye’de zorlu tercihlerle karşı karşıya olduğu bir gerçek.