Abu Dabi: Şark’ul Avsat Online

Dünya İslâm Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Muhammed bin Abdulkerim el-İsa, “Vatandaşlık, ayrıntıları Anayasa ve sistem hükümlerinde bulunan, politik ve sosyal bir sözleşmedir. Aile ve vatandaşlık değerlerine ulaşmada büyük payı olan eğitim ve öğretimde bunun ilham verici ruhunu buluruz” dedi.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’de, dini, fikri ve siyasi figürlerin katılımı ile düzenlenen ‘Kapsamlı Vatandaşlık Forumu’nda konuşan Rabıta Genel Sekreteri el-İsa, “Vatandaşlık programlarıyla, tek bir toplum yapısı içinde yüksek ahlaki değer ilkelerinin kurulması ile toplumdaki dini, kültürel ve etnik çeşitliliğin neticesinde oluşan farklılıklarla başa çıkmada istenen sonuçlara sahip olunur” yorumunda bulundu.

Vatandaşlık ortak payda

Uyum ve sosyal barışın inşasında temel bir unsur olarak, vatandaşlık konusunda konuşmak gerektiğine değinen el-İsa, herhangi bir bahane ile ihlal edilmediği durumlarda vatandaşlığın herkes arasında ortak bir payda olarak kalacağını söyledi. Yetkili hükümet kurumlarının, bu değer karşısında uyanık olması gerektiğini aktaran el-İsa, meşru özgürlüklerin korunması, vatandaşlığın güçlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Rabıta Genel Sekreteri el-İsa konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü; “Buradan, dini ve etnik çeşitliliğe sahip ülkelerdeki Ulusal Entagrasyon Bakanlıklar fikrini takdir ediyoruz. Ancak, tüm ulusal çeşitlilik programlarının formülasyonuna yetersiz katılım nedeniyle bazı boşluklar olduğuna dikkat edilmeli. Bu bakanlıkların bir kısmı, bazen başarısızlık veya ırkçı önyargılarla suçlandı. Ayrıca, bu bakanlıkların bazıları, gerçek entegrasyonu teşvik eden etkinliklerde toplumun katılımını sağlayamamış olabilir. Ulusal çeşitlilikle gurur duyduklarını vurgulayan ciddi ve pratik mesajlar vermeleri gerekiyordu.”

Geçmişin hatalarını bugünden sormak adil değil

Tarihsel olayları tekrar tekrar muhakeme etme konusunda farkındalık yaratmanın önemine değinen el-İsa, geçmişte yaşananlar nedeniyle, şu anda sadece dini, etnik, coğrafi veya siyasi bir uzantısı olduğu için birilerini suçlamanın adil ve mantıklı olmadığını dile getirdi. El- İsa, “Kur’an-ı Kerim; ‘Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz’ buyurmuştur” dedi.

Katolik Kilisesi’nin geçmişte yaptığı hatalardan dolayı özür dileyen Papa 2. John Paul’un bu tarihi ve cesur tavrına övgüde bulunan el-İsa, “Bu hatalar için Kiliseyi suçlayabilir miyiz?” diyerek, adalet bağlamında, ‘Onlar gelip geçmiş bir ümmettir’ ayetinin bu sorunun cevabı olduğunu vurguladı.