Bu faziletli ayın güzel atmosferini yaşamaya devam ediyoruz. Bu vesile ile size duyunca çok takdir ettiğim bir olayı anlatmak istiyorum. Kanadalı Milletvekili Mark Holland, Müslüman olmamasına rağmen fakirlerin ne hissettiğini daha iyi anlamak için Ramazan ayı boyunca oruç tutma kararı almış. Aynı zamanda yemeğe harcadığı parayı da biriktirip yoksullara bağışlayacakmış. Holland’ın parlamentodaki konuşması diğer milletvekilleri tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Müslüman olmayan Kanadalı bir milletvekilinin Ramazan’da oruç tutacağını açıkladığı video, sosyal medyada izlenme rekorları kırdı. Video, Facebook‘ta yayınlanmasından yalnızca 24 saat sonra 3 milyondan fazla kişi tarafından izlendi. İzleyenlerin yüzde 95’i milletvekilinin bu kararını beğendiğini ve desteklediğini belirten yorumlar yaptı. Hatta bazıları tıpkı onun gibi oruç tutacağını yazdı.

Çok hoşuma giden bir diğer haber de Hristiyan papazlar ile Müslüman imamlardan oluşan takımların karşı karşıya geldiği ve bir Yahudi hahamın hakem olarak görev yaptığı futbol karşılaşması oldu. Bu karşılaşmanın sponsorluğunu Alman milli takımı oyuncusu Mesut Özil üstlendi. Karşılaşmaya katılan ve öncesinde bir konuşma yapan Düsseldorf Belediye Başkanı, dinler arası hoşgörüyü bu şekilde ele alan projelerden duyduğu sevinci dile getirdi. Neden Yahudi bir hahamın hakem olarak seçildiği yönündeki sorulara ise şu şekilde karşılık verdi:
“Dinler konusunda çok bilgi sahibi değilim; bildiğim tek şey Hz. İbrahim’in üç semavi dinin birleştirici ortak paydası olduğudur.’’
Karşılaşma imamlar takımının 4-2 galibiyeti ile bitti. Farklı dinlerden geniş bir izleyici grubu tarafından izlenen karşılaşma sonrası herkes birbiri ile tokalaştı. Bu görüntü, dünyanın dört bir yanındaki farklı dini gruplara, bir arada hoşgörü içinde yaşamaya dolaylı bir çağrı olarak görülebilir.
Gönül isterdi ki, insansız hava uçakları ve intihar saldırılarında birbirleri ile yarışanlar bunun yerine böyle barışçıl alanlarda yarışsınlar.
Şimdi sıra, evlerimizde televizyon karşısında bile olsa Moskova’ya gidip Dünya Kupasını takip etmeye geldi.

Genar Polica adlı kişi dünyanın en pahalı diline sahipmiş; sigorta değeri tam 10 milyon Euro ve 5 cent! Kendisi İngiltere’deki “Costa Cafe” tarafından kahvenin tadı ve kalitesinden sorumlu uzman olarak işe alınmış.

Bizim de Arap kahvesinin kalitesini belirleyecek bir uzmana ne kadar çok ihtiyacımız var. Çünkü çoğu insan iyi bir Arap kahvesinin nasıl yapılması gerektiğini bilmiyor.

Bir gün bir mecliste otururken tanıştığım bedeviyi hiç unutmam. Kendisine ikram edilen kahveden bir yudum alıp tadını beğenmeyince kahveyi tiksinerek yere dökmüş ve Nabati halkına ait şu beyti okumuştu:
“Lezzeti ile seni meftun etmeyen kahve
Güzelliği solmuş yaşlı bir kadın gibidir.”
Ağzına sağlık…