Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

“Referandum krizi, anayasanın tam olarak uygulanmasıyla çözülür” | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Paris, Erbil’in önümüzdeki pazartesi günü yapmayı planladığı bağımsızlık referandumunun tehlikesini hissederek, diplomatik hareketini Irak’taki Kürt meselesine kaydırdı.

Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Bağdat ve Kürdistan bölgesini ziyaret ettikten sonra Türkiye’ye giderek Cumhurbaşkanı ve Türk mevkidaşı ile görüştü. Le Drien, Irak’ta ve belki de bölgede ‘ciddi bir tehlike’ ve ‘yeni bir savaşın temeli’ olarak gördüklerinden kaçınmak için kapsamlı bir diplomatik danışma toplantısı düzenledi.

Bu konudaki temaslar Le Drian ile sınırlı kalmadı, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da katkıda bulundu. Macron, New York’ta ABD, İran ve Türk mevkidaşı ile birlikte Kürt dosyası ile ilgili dün yapılan toplantılarda hazır bulundu.

“Uygunsuz bir girişim”

Paris, dün New York’ta Le Drian’in, ‘uygunsuz bir girişim’ olarak nitelendirdiği referandum konusundaki görüşlerini açıkça ortaya koydu.

Fransız resmi kaynaklardan yapılan açıklamada, “Bu referandumun gerçekleşmesini istemiyoruz. Kürtleri bundan vazgeçmeye ikna etmek için yoğun çaba gösteriyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Aynı kaynaklar, Paris ve Ankara tarafından resmi anlamda gerçekleştirilen ortak bir girişim bulunmadığını, Fransa ve Türkiye Büyükelçilerinin Bağdat’taki Irak Dışişleri Bakanlığı’na ve Erbil’de Kürt makamlarına ortak bir ziyarette bulunduklarını bildirdi.

Fransız kaynakları, iki ülkenin referandum konusuna yaklaşımında ortak noktalar olduğunu, fakat bunun ortak bir girişimle birlikte hareket ettikleri anlamına gelmediğine vurgu yaptı.

Aynı kaynaklar açıklamalarına şöyle devam etti, “Paris, 14 Eylül’de Irak’ı ziyaret eden BM Irak Özel Temsilcisi Jan Kubis’in sunduğu, referandumdan vazgeçilmesi durumunda, BM Bağdat ve Erbil arasındaki görüşmeleri üç yıl boyunca desteklemeyi ve çözüm önerilerinde bulunmayı taahhüt ettiği teklifi destekliyor.”

Le Drian ise ülkesinin politikasını şu sözleriyle özetledi, “Irak’ta, IŞİD sonrası döneme hazırlanıyoruz ve bizim için IŞİD sonrası dönem, Irak Anayasası uyarınca kapsamlı siyasi idare anlamına geliyor.”

Fransa’nın Kürt hassasiyeti

Paris, Irak Kürtleri için özel bir sorumluluğu olduğunu düşünüyor. Fransa, 1990’lı yıllarda Başkan Saddam Hüseyin rejimine ait uçakların Kuzey Irak’ta uçuşunu yasaklamak isteyen ülkelerin başında geliyordu. Fransız uçakları bölgenin korunmasına da katıldı. Ayrıca eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın eşi Danielle Mitterrand, ‘Fransa Özgürlükleri’ isimli sosyal kurum aracılığıyla, Paris’i Kürt halkını destekleme ve yardımda bulunmaya iten önemli bir rol oynadı.

DEAŞ, Irak topraklarının üçte birinin kontrolünü ele geçirdiğinde, Paris, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyona katılarak, Peşmergelerin eğitilmesi için silahlar, eğitmenler ve komandolar gönderdi. Bunun ötesinde, Paris, Kürtlere karşı ‘özel bir tarihsel sorumluluk’ taşıdığını düşünüyor.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Sykes-Picot anlaşması ile sınırları çizen Fransız-İngiliz anlayışı, Kürtleri bir devletten mahrum bıraktı.

Fransa, Kürdistan bölgesinin Irak’tan ayrılması sonrasındaki sonuçların, Irak’ın ötesine geçip, komşu ülkeler olan İran, Türkiye ve Suriye politikaları üzerinde etkili olmasından korkuyor.