Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Rifi:Hariri, şehitlerin kanına ihanet etti | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Beyrut: Yusuf Diab

Lübnan Eski Adalet Bakanı Eşref Rifi ve Başbakan Saad Hariri arasındaki ilişkiler geri dönülmez bir noktaya girerken, güvenlik güçlerinin Rifi’nin bazı destekçilerini gözaltına alması gerilimin artmasına ve seçimler öncesi Lübnan’daki Sünni kesimin dinamosu olan iki taraf arasındaki bağların kopmasına neden oldu.

Hariri şehitlerin kanına ihanet etti

Konuya dair, Şarku’l Avsat’a özel bir açıklama yapan Eşref Rifi, Hariri liderliğindeki el-Mustakbel Partisi’ne yönelik eleştirilerini sürdürerek, Hariri’yi, 14 Mart Koalisyonu ilkelerine darbe vurmak ve şehitlerin kanına ihanet etmekle suçladı.

Hariri’nin siyasi olarak bittiğini söylediğine dair iddiaları yalanlayan Rifi, şunları söyledi;

“Sözlerim çarpıtıldı. Ben Franciye ve Avn’ın adaylıklarına dair, bu seçenek sona götürür dedim. Zaten, bahsettiğim seçeneklerin bizi nerelere getirdiğini şu an çok iyi görüyoruz. Siyasi hamleler konusunda ise ben hala Başbakan Hariri’nin ölümcül hatalar barındıran tercihlerine karşıyım. Kendisi, Riyad’da istifa metnini okuduğu an onu destekledim ve onun benim adıma da konuştuğunu düşündüm. İşte bu benim tanıdığım Hariri, beni her zaman yanında bulacak dedim. Ancak kendisi istifasından dönerek elindeki fırsatı kaçırdı. Başkanlığını yaptığı bu hükümet halkımızın gözünden düşmüştür. Hariri, maalesef kaçan fırsatların adamı olduğunu ıspatladı. İstifa edip hareket noktası olan ilkelere sarılmış olsaydı özgür olurdu ama bazı mahkumlar kendilerini mahkum edenlere aşık oluyor. Hariri de kendi iradesiyle Hizbullah hapishanesine geri döndü.”

Açıklamasında, hükümeti İran kontrolündeki Hizbullah terör örgütüne mahkum olmakla suçlayan Rifi, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Lübnan’daki mevcut siyasi dengeler, bizi Hizbullah’a meyleden bir Cumhurbaşkanı ve İran destekli Hizbullah’ın 17 bakana sahip olduğu bir hükümete ulaştırdı. Artık, elimizdeki anlaşma nüshasını elimizden alacak bir seçim kanunuyla karşı karşıyayız. Bazı anketler, Hizbullah’ın önümüzdeki parlamento seçimlerinde 7-9 arası Sünni parlamenterin yerini alacağını gösteriyor. Bu vatana karşı işlenmiş bir suç, davaya ve dava uğrunda toprağa düşen şehitlerimize ihanettir. Şimdi biz şehit ailelerine ne diyelim?”

Mustakbel Partisi’nin, Dışişleri Bakanı Cibran Basil ile kurduğu seçim ittifakına yüklenen Rifi, Basil tarafından kendisine yönelik açılan davanın, ülkedeki yolsuzluk dosyasının açılmasına sebep olacağını söyleyerek, “Cibran Basil ve yolsuzluğa karışan herkes hakkında dava açacağım. Onlara, devlet hazinesinden çaldıklarınız, evlatlarımızın ve Lübnan’ın bütün evlatlarınındır. Çaldıklarınızı geri vereceksiniz diyeceğim” ifadelerini kullandı. Kendisine karşı dava açıldığını ve bu davanın arkasında Basil’in bulunduğunu medyadan öğrendiğini aktaran Rifi, “Basil, Hariri ve diğerlerinin çaldıkları, devlet hazinesine geri dönecek. Suçtan elde edilen kazanç yine suça gider. Para aklamak terörü besler. Yolsuzluk, Hizbullah denen devletçiği gerçek bir devlete dönüştürür” şeklinde konuştu.

”Yolsuzluk, Lübnan tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştı”

Açıklamasında, İçişleri Bakanı Nihat el-Meşnuk’a da eleştiri yönelten Rifi, “İçişleri Bakanlığı’ndaki yolsuzlukların, Lübnan tarihinde daha önce görülmemiş boyutlara ulaştığını iddia etti. Yolsuzlukların sahte pasaportlardan, otomobil ithalına ve karşılıklıklı anlaşmalarla hapis cezalarının bozulmasına kadar uzandığını dile getirdi.

Daha önce, Ulusal İç Güvenlik Genel Müdürlüğü görevini yürüten Eşref Rifi, Şarku’l Avsat’a yaptığı özel açıklamasında, Lübnan Malumat Şubesi eski Başkanı General Wisam Hüseyin, eski Başbakan Refik el-Hariri ve Eski Parlamenterler Velid İdo, Cibran el-Tuveyni, Antuan Ganim ve birçok kişiye düzenlenen suikastlerin ardında Hizbullah’ın durduğuna dair kanıtlara sahip olduğunu iddia ederek, “Wisam el-Hasan’ın konvoyuna saldıran bomba yüklü araç, başka araçların refakatinde caddelerden geçerken mobeselere yansıdı. Bu aracın Hizbullah kontrolündeki Dahiye bölgesinden hareket ettiği kesindi. Saldırıdan sonra bomba yüklü araca refakat eden konvoy Dahiye’ye geri döndü” ifadelerini kullandı.

Rifi, sözlerinin devamında şunları söyledi;

“Emniyet Güçleri Teşkilatı Başkanı iken Şehid Wisam el-Hasan suikastine dair ipuçlarına ulaşmıştık ama benim ayrılmamdan sonra soruşturma genişledi çünkü kamera kayıtlarında ulaşılmıştı. Suikastten önce 4 kez el-Hasan’ın evinin bulunduğu bölgeye gitmiştim. Beşinci kez gittiğimde suikast gerçekleşti. Bomba yüklü aracın hareketlerini takip ettiğimizde aracın Hizbullah kontrolündeki Dahiye bölgesinden geldiğini anladık. Aynı şey, Bakan Mervan Hammada suikastinde de gerçekleşmişti. Adli savcılar bu bilgileri kullanmalıdır. Biz görevimiz icabı bu bilgilerin adli savcılara ulaştırılıp ulaştırılmadığını soruyoruz. Aynı şekilde, bu soruyu İçişleri Bakanına da soruyoruz. Kendisi, Wisam el-Hasan’ın 8. ölüm yıldönümünde cinayeti işleyenler hakkında kesin delillere ulaştıklarını ve yakın zamanda açıklayacaklarını söylemişti. Soruşturma sonuçları neden hala açıklanmadı? Bunu engelleyen şey nedir? İçişleri Bakanı’nın hesapları mı değişti. Artık Hizbullah’a karşı yeterince cüretkar değil mi?”

Seçim çalışmaları hakkında da bilgi veren Rifi, Trablus ve Akkar’da broşür çalışmaları yürüteceğini Beyrut’ta çalışmalarını ofisi aracılığıyla sürdüreceğini, bununla birlikte Cebel-i Lübnan ve Bekaa’da da seçim çalışmaları gerçekleştireceğini ifade ederek, Mecliste Hizbullah’ın planlarına karşı koyabilecek bir kitleye sahip olmak istediğini sözlerine ekledi.