Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Riyad Konferansı ve boykot | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Kaşıkçı krizinde Suudi Arabistan’ın kalkınma, gençlik, kadın, sosyal gelişim ve gelecek programlarının boykot edilmesi bir paradokstur. ABD’nin toplu bir şekilde çekilme boykotu, siyasi ya da askeri faaliyetlere karşı değil aksine dün Riyad’da başlayan yatırım konferansına yönelikti. Çeşitli şirketlerin ve Batı merkezli bankaların boykot ettiği konferans, genelde gençlerin becerilerini artırmak, çalışma alanında kadına dengeli fırsatlar sunmak, özelleştirmeyi artırarak hükümetin rolünü azaltmak, modern eğitim sistemine yönelmek, turizme yatırım yapmak, müze ve sanat merkezleri inşa etmek gibi Suudi Arabistan’daki reformlarla ilgilidir.

Boykot uygulayan ülkelerin ve şirketlerin yakın bir zamana kadar sosyal açıdan içe kapanık ve bağnaz olduğu, sanat ve sosyal aktiviteleri engellediği şeklinde Riyad’ı eleştirerek kadına ve özel sektöre daha fazla rol verilmesini istemeleri tuhaf gibi görünüyor.

Politik amaçlardan dolayı Kaşıkçı meselesini istismar eden radikal İslami örgütlerin yanı sıra çeşitli taraflar, yatırım konferansını boykot etmeye yöneldi. Wall Street gazetesinin haberine göre konferansa katılan birey ve şirketlere yönelik baskı ve korkutma kampanyası yürüten internet sitesinin masum olmadığı, aksine söz konusu sitenin Müslüman Kardeşler sempatizanlarından birine ait olduğu ve sayfayı ziyaret edenlere bağımsız bir site gibi göründüğü söyleniyor.

Riyad, büyük miktarda para akışına sahip olduğu, dünyaya açıldığı, bürokratik sistemleri reforme ettiği ve yolsuzlukla mücadele yaptığı sürece yatırımcıların ya da uluslararası şirketlerin azalması, Suudi Arabistan için endişe teşkil etmez. Nitekim yatırımcıların ve şirketlerin çoğu son anda çekilerek temsilcilerini gönderdi. Konferans iptal edilmedi ve yatırımlar durmadı.

Aslında Riyad’daki askeri sanayi konferansı ya da siyasi forum boykot edilseydi buna anlayış göstererek bu davranışı mevcut kriz şartlarında makul bir protesto olarak kabul edecektim. Fakat Suudi Arabistan’daki kurumların kabul edip ilan ettiği net eğilimlere sahip plan ve programların boykot edilmesi mantıklı gelmiyor. Amaç, Suudi Arabistan’ı pozitif dönüşüme, sosyal açılıma ve kadına daha fazla fırsat vermeye sevk etmenin yanı sıra hükümeti özel sektörün payını artıracak şekilde kamu alanındaki rolünü azaltmaya teşvik etmek, otomasyonu gerçekleştirmek ve yaşam kalitesini iyileştirmektir. Tüm bunlar sadece petrol satışından elde edilen gelire göre yaşamak değil de gerçek kalkınmayı sağlamlaştırmaya yöneliktir. Tüm bunların amacı, genellikle siyasi kaos ve savaşlarla meşgul Ortadoğu’nun ihtiyaç duyduğu iç reforma yoğunlaşarak hükümet ve toplum kavramlarını değiştirmektir.

Son yıllarda özelde Dubai’nin, genelde ise Birleşik Arap Emirlikleri’nin başarısı, herkesi böyle bir deneyime teşvik etti. Diğer yandan Suudi Arabistan, sosyal ve ekonomik devrim şeklinde açılım yolunda ilerlemeye başladığı zaman bölgenin daha iyi bir duruma geçiş yapması konusunda herkese ümit verdi. Olaylar çıksa da kurbanlar olsa da bu yol, desteklenmeyi hak ediyor.