Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Riyad Yatırım Konferansı: Doğu ile Batı arasındaki rekabet | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Dünyanın en büyük kamu yatırım fonlarından biri olan Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) tarafından düzenlenen son derece önemli bir yatırım konferansı bugün Riyad’da başlıyor.

Konferans, geçtiğimiz yıl 2030 Vizyonu kapsamında açıklanan “Yatırımın Geleceği” girişimlerinden biridir.

Üst üste iki yıldır düzenlenen bu önemli etkinlik, iki önemli olaya denk geldi:

İlki ekonomi; ev sahibi ülke Suudi Arabistan ekonomisi hakkında ümit verici haberler geldi.

Gayri Safi Milli Hâsıla büyümesinin yüzde 2’den fazla olduğunu açıklayan Moody’s’e göre, bu raporlar, Suudi Arabistan’ın 2019 kamu bütçesi hazırlık beyannamelerine de geçmiştir.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Bloomberg haber kanalına verdiği röportajda, Suudi Arabistan Kamu fonunun yaklaşık 400 milyar dolarlık yatırım yaptığını ve iki yıldan kısa bir sürede 600 milyar doları hedeflediklerini söyledi.

İkinci olay ise siyasidir. O da Cemal Kaşıkçı’nın -Allah rahmet eylesin- vefat etmesidir.

Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu’nda bulunduğu sırada, kendisi ile bazı Suudi güvenlik birimleri arasında kavga çıkmış, neticede elle arbede meydana gelmiş, olay büyümüş ve Kaşıkçı’nın vefat etmesine neden olmuştur.

Zira bu hadiseden dolayı hesaba çekileceklerini bildikleri için, bu olayın akabinde şüpheliler paniklemiş, olayı kapatarak örtbas etmeye çalışmışlardır.

Bu durum, soruşturmanın sonuçlarına dair hatalı bilgilerin verilmesine neden olmuş, dolayısıyla gerçeklerin ortaya çıkması biraz zaman almıştır.

Bu olay, aceleci bazı kimseleri, soruşturma sonuçlarını hemen açıklamaya sevk etti.

Suudi hükümetinin pozisyonunu sorgulama yarışına giriştiler.

Suçlamaları hemen başlattılar, karşı tutumlarını ilan ettiler ve fikir hürriyetini destekleme bahanesiyle konferansı boykot ettiklerini açıkladılar.

Diğer bazı kesimler de, Kaşıkçı trajedisini, Suudi Arabistan’ı uluslararası seviyede kötülemek ve imajını zedelemek için bulunmaz bir fırsat olarak gördüler.

Aslında, Cemal Kaşıkçı, başka herhangi bir ülkenin vatandaşı bir gazeteci olsaydı, vefat olayı uluslararası arenada bu kadar yankı bulmazdı.

Buna dair örnekler oldukça fazladır. Üç yıl içinde Suudi Arabistan roket hızıyla atağa geçti. Benzeri görülmemiş ekonomik ve sosyal reformlar başlattı, dengeleri değiştirdi ve 40 yıllık yanlış gidişata son vererek, kendine yeniden doğru bir rota belirledi.

Geçmişte bu büyük olumlu değişimden rahatsız olan taraflar, bugün Kaşıkçı meselesini pazarlamaya çalışıyorlar.

Esasında bunlar, Arap dünyasındaki rejimleri ve Körfez’i devirme planları başarısızlığa uğradığından dolayı yenilmiş olanlardır.

Bu kesimler, 2011 devrimleri sonrasında, siyasal İslam’ın Şii ve Sünni kollarının egemenliği için hazırlık yapmaktaydılar.

Bu başarısızlık hala açık bir yara olarak durmaktadır ve bundan kaynaklana öfke, kaosu durdurmaya gayret eden ve komşularını kalkındırmak için yardım etmeye çalışan ülkelere yönelmiş durumdadır. Bu öfkenin yöneldiği ülkelerin başında Krallık gelmektedir.

Bu nedenle, Riyad her zaman siyasal İslam’ı temsil eden cemaatlerin güçlü bir rakibi olmaya devam edecektir. Bu cemaatler, Krallığın istikrarı ve güvenliği sarsılmadan, ekonomik vizyonu gerilemeden, siyasi alanda yaptırıma maruz kalmadan rahat etmeyeceklerdir.

Kaşıkçı meselesinin hemen ardından, medya ve siyasi kurumları aracılığıyla Krallığı kınama ve boykot etme çağrısında bulunan bazı Batılı ülkeler, öfkelerini, uluslar arasındaki çatışmaları önleme çalışmaları yapmış, terörle mücadelede uluslararası işbirliğine gitmiş, ihtiyaç sahibi tüm ülkelere ve uluslararası kurumlara muazzam maddi yardımlar yapmış, tarihi ve imajıyla öne çıkmış bir ülkeye yöneltiyorlar.

Suudi Arabistan, elde ettiği iyi imajının bedelini ödemektedir. Kaşıkçı başka bir ülkenin vatandaşı olsaydı, bu olay, şahit olduğumuz bu büyük tepkiyi almazdı.

Batı da çok iyi biliyor ki  bazı ülkeler binlerce gazeteciyi tutukluyor, işkence yapıyor, hapishanelere atıyor ve bir kısmını da kaçırıp ortadan kaldırıyor.

Aynı tepki onlara verilmiyor.

Suudi Arabistan, soruşturmaların kesinleşen tüm sonuçlarını ortaya koymayı tercih etti.

Riyad, hadisenin kesinleşmiş ayrıntılarını verdi ve en nitelikli kadroların üst düzey yetkililerini cezalandırdı.

Ve uzun bir başarı geçmişi olan istihbarat gibi hassas bir aygıtın kurumsal yapısını yeniden ele aldı.

Daha da önemlisi, Suudi Veliaht Prensi, Cemal Kaşıkçı’nın ölümüyle bağlantılı olduğu tespit edilen herkesten hesap sorulacağını ısrarla vurguladı.

Suudi önderliğinin bilgisi olmadan, cinayetin gerçekleşmeyeceğine inananlar, istihbaratın çalışma tarzından habersiz olanlardır.

Çünkü asıl amaç; başlangıçta Kaşıkçı’nın memleketine dönmesi için müzakereler yapmaktı. Zira ülkesine geri dönen birçok muhalif gazeteci var ve ülkelerinde en güzel şekilde karşılandılar. Yani bu, yeni yapılan bir iş değildi.

Barışçıl müzakere sürecinin şiddete dönüşmesi, ölümlere yol açması, sadece failleri suçlu yapar, başkalarını bundan dolayı suçlayamayız.

Krallığın liderlerinin uluslararası barışın tesis edilmesi konusunda uzun bir tarihi geçmişi vardır. Suudi Arabistan şu anda bir ihtişam ve cazibe hali yaşıyor ve bu tür kuşku süreçlerine girmeyi hak etmiyor.

Uluslararası Yatırım Konferansı, Kaşıkçı meselesinin ardından, bazı tanınmış ekonomik şahsiyetler ve devlet liderleri tarafından boykot edildi.

Bazıları kendi içişlerine yönelik bir hamle yaptı, ülkesi adına sadece bir temsilci gönderdi. Bazıları katılmayacağını bildirdi, ancak hala krallık ile işbirliğini sürdürmeye niyetli gözüküyor.

Bunların çoğu Batı ülkeleri, yani ABD ve Avrupa…

Asya’ya gelince, Çin ve Japonya gibi gelişmekte olan pazarlar, konferansa katılmanın kendi çıkarlarına olduğunu hesaba katarak yapıcı bir tutum takındılar.

Adli bir konuyu, ekonomik konularla karıştırmak istemediler. Rusya da bu şekilde davranmayı tercih etti.

Suudi Arabistan, ekonomik planlarını sunmak ve özellikle Kızıldeniz’le ilgili büyük projelerine yatırım yapmayı teşvik etmek için bir platform geliştirdi.

Bu platform Teknoloji, iletişim, enerji ve diğer alanlarda ekonomi liderleri arasında toplantı ve iletişim fırsatı vermektedir. Bu Konferans, değerlendirmesini bilenler için bir fırsat, geri durmayı tercih edenler için de bir kayıptır.

Krallığın, bu şartlar altında kendisine kötülük yapanları affetmesi kolay olmayacaktır.