Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Ruhani, oylama öncesinde neler söyledi? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin bankacılık yaptırımları, işsizlik, ekonomideki durgunluk, kaçakçılık ve döviz krizi konusunda kendisine yöneltilen 5 soruya ilişkin yaptığı açıklamalar, mecliste milletvekillerini ikna etmeyince konu yargıya taşındı.

İşsizlik, ekonomik durgunluk, kaçakçılık ve döviz kriziyle ilgili kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevapları yeterli bulunmayan Ruhani, ekonomik sorunların ABD’nin yaptırımları geri getirmesiyle ortaya çıktığını ifade etti.

İkna olunan tek konu bankacılık

Ruhani’nin vekilleri ikna edebildiği tek alan olan bankacılıkla ilgili oylamada 137 kabul, 3 çekimser ve 130 ret oyu çıkarken, döviz kurlarının yükselmesi ve ulusal para değerinin düşmesi ile ilgili oylamada ise 68 kabul, 8 çekimser ve 196 ret oyu kullanıldı.

Hükümetin işsizlik oranını azaltma konusundaki başarısızlığıyla ilgili oylamada da Cumhurbaşkanı Ruhani’nin savunmasına 190 ret, 74 kabul oyu çıktı.

İlerleyen günlerde nihai karar verilecek

İran devlet televizyonu, meclisin ikna olmadığı konuların yargıya taşındığını duyurdu. Yargı incelemesinden sonra söz konusu meselelerin tekrar meclise gönderilerek milletvekillerinin Ruhani’nin başında bulunduğu hükümet hakkında nihai kararı vereceği kaydedildi.

Bir ekonomide kriz yaşanıp yaşanmadığına ilişkin şüphe duymayacağınız iki belirgin ölçüt vardır: Birincisi, ulusal para biriminde gözle görülür biçimde düşüşün yaşanması, ikincisi ise toplum içerisinde işsizliğin giderek artması. Zira hiçbir hükümet, ulusal para birimindeki gerilemeyi ve enflasyonun etkilerini gizleyemez. Özellikle de İran gibi birçok temel ürünleri dışardan ithal eden ülkeler, istatistiksel verilerde oynama yapsalar bile, bu durum çok sayıda işsiz insanı gölgelemeye yetmez. İşsizlik doğrudan topluma dokunur ve bunun etkilerini halk bizzat kendisi tecrübe eder.

Ruhani, ABD’yi sorumlu tuttu

Oturum öncesi meydan okuyan Cumhurbaşkanı Ruhani, “Beyaz Saray’da toplanan bir avuç İran karşıtı grubu hezimete uğratacağız” dedi. Ruhani, hükümetinin “ABD komplolarını boşa çıkartacağını” ve “Washington’u hayal kırıklığına” uğratacaklarını söyledi. İran’da gerçek anlamda bir ‘çatlak’ meydana gelirken, ülke ekonomisindeki mevcut kriz (Ruhani ‘kriz’ yerine ‘zorluklar’ demeyi tercih ediyor) artık bütün yönleriyle gün yüzüne çıkmış durumda. İranlı yetkililerin, radikal kararlar almadan, köklü reformlar yapmadan derinleşen krizi tedavi etmesi pek de mümkün değil.

İranlılar geleceklerinden endişeli

İranlılar geleceğin kendilerine ne getireceği konusunda muğlaklık yaşarken, Ruhani’nin konuşmasında değindiği diğer bir konu da, vatandaşların geleceğe yönelik bakışıydı. Yönetimin, kurumlarını ütopyaya dayalı ideolojilerle inşa ettiği ülkede, gelecek, riskli bir alan haline dönüşebiliyor. İranlı vatandaşların gelecek perspektifinde değişimin yaşandığını itiraf etmek bir detay değil, bilakis rejimin İranlıların günlük hayatında karşılaştığı problemlere, kendisinin ve ‘kurtuluşçu’ ideolojisinin ne kadar uzak olduğuna işaret ediyor.

‘Dış güçler’ etkisi

Ruhani’nin teşhisine göre, tüm bu yaşananların sebebi, “illetlerin illeti, afetlerin afeti” olan ABD ve onun komplolarıydı. Böylece İran Cumhurbaşkanı da, otoriter rejimlerde uzun zamandır var olan bir geleneğe sadık kalarak, sözde ulusal hedeflerine ve ülkesinin kararlılığına, bağımsızlığına göz dikenlerin, ülkesinin büyümesini ve refah yolunda ilerlemesini engellemek isteyenlerin ‘dış güçler’ olduğunu söyleyip işin içinden sıyrıldı. Ancak Ruhani, konuşmasında, 2015 yılında kendi hükümetinin imzaladığı nükleer anlaşmanın başarılarından söz ederken, o süreçte ülkenin ekonomik anlamda ferahlamasının küresel ekonomiye katılmasının ve İran’ın siyasi yalnızlığına son verilmesi sayesinde olduğunu fark edemedi. Yani ‘dış güçler’ dediği ülkelerin o süreçte İran’ın ekonomik kalkınmasına vesile olurken elde ettiği başarılarla iftihar edip, ardından bu ülkeleri komplolarla suçladığı çelişkiyi muhtemelen fark etmedi.