Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Rusya, Riyad’ın Kaşıkçı soruşturmasına ilişkin şüpheleri reddetti | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Körfez, Arap ve İslam ülkeleri, Suudi Arabistan’ın İstanbul’da öldürülen Suudi vatandaşı Cemal Kaşıkçı davası ile ilgili uyguladığı prosedürlere desteğe devam ediyor. Suudi Arabistan Başsavcısı tarafından yayınlanan açıklamanın şeffaflığına yönelik takdirlerini ve memnuniyetlerini dile getiren söz konusu ülkeler, dava üzerinden siyasi rant elde edilmemesi çağrısında bulunarak Suudi karşıtı basın kampanyalarını kınadı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, öldürülen Suudi gazeteci Kaşıkçı’nın davası ile ilgili olarak Suudi makamlarına duyduğu güveni dile getirerek gerçeği ortaya çıkarmak için başından bu yana takip ettikleri kapsamlı ve nesnel yaklaşıma yönelik övgüde bulundu.

Rus haber ajansı Novosti’nin Rusya Dışişleri Bakanlığı’dan yetkili bir kaynağa atıfla verdiği habere göre Moskova, Suudi makamlarının Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin yürüttüğü soruşturmadaki performansını sorgulamak için herhangi bir neden görmüyor. Kaynak, Suudi makamlarının en başından itibaren kapsamlı ve objektif bir soruşturma yürüttüğünü ve bu kapsamda Türk yetkililerle işbirliği içinde olduğunu vurguladı.

Dışişleri Bakanlığı yetkilisi tarafından yapılan açıklamanın devamında Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’ın yüce liderliğinin denetimi altında bulunduğu ve davada yer alan herkesin hızlı bir şekilde tespit edilmesinin ve hak ettikleri şekilde cezalandırılmasının liderlik için oldukça mühim olduğu belirtildi.
Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Soruşturmanın tamamlanması, olayın İstanbul’daki boyutlarının belirlenmesi bakımından oldukça önemli bir adımdır. Dava şu anda gazetecinin öldürülmesiyle ilgisi olan sanıkların olaydaki sorumluluklarının belirleneceği yargının elinde bulunuyor. Suudi Arabistan Krallığı’nda yürürlükte olan yasalara uygun olarak gerekli hükümler verilecek. Moskova, Suudi yetkililerinin dava ile ilgili performansını sorgulamak için herhangi bir sebep görmüyor. Bundan dolayı benzer meselelerin siyasileştirilmesine yönelik girişimlerin kabul edilmeyeceğinden ve sadece yasal çerçeveler içerisinde çözülmeleri gerektiğinden eminiz.”

Kuveyt de Suudi Arabistan Başsavcısı’nın Kaşıkçı davasına ilişkin açıklamalarını memnuniyetle karşıladı. Kuveyt Dışişleri Bakanlığı’ndan resmi bir kaynak, açıklamanın içerdiği şeffaflığa övgüde bulunarak Kral Selman bin Abdülaziz liderliğindeki Suudi Arabistan Krallığı’nın adalet ilkeleri çerçevesinde hareket ettiğini ve suçluları yargılamak için yasal yollara başvurulması hususundan taviz vermediğini söyledi. Kaynak, ülkesinin Suudi Arabistan tarafından yürütülen dava sürecine duyduğu güveni yineleyerek meselenin siyasi rant sağlamak için kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

Yemen hükümeti, dava sürecinde Suudi Arabistan tarafından gerçekleştirilen uygulamalardan duyduğu memnuniyeti dile getirerek söz konusu eylemlerin adalet ilkelerinin takip edilmesi, yargı bağımsızlığının sağlanması, kim olduğuna bakılmaksızın suçluların sorgulanması ve kurbanların haklarının korunması çerçevesinde hareket eden Suudi liderliğinin takip ettiği yolu teyit ettiğini ifade etti.
Yemen hükümeti tarafından yapılan basın açıklamasında Suudi yargısının Kaşıkçı cinayeti ile ilgili sanıkların sorumluluklarının belirlenmesi yönündeki uygulamalarının Suudi Arabistan’ın güvenliği ve istikrarı ile Arap, İslam dünyası ve uluslararası düzeydeki etkili ve önemli rolünü zayıflatmak amacıyla siyasileştirilmesi girişimlerine son verilmesi gerektiği dile getirildi. Yemen liderliğinin, hükümetinin ve halkının Suudi Arabistan’a desteğinin yinelendiği açıklamada karalama kampanyaları şiddetli bir şekilde kınandı.

Yemen hükümeti, Suudi yargısının Kaşıkçı cinayetine karışanları cezalandırılması yönündeki eylemlerinin adil ve şeffaf olduğuna tam olarak güvendiğini ifade etti.

Suudi Başsavcı tarafından yapılan açıklamanın ehemmiyetini vurgulayan Ürdün hükümeti de söz konusu adımın soruşturmalar yoluyla adaletin sağlanması ve davanın koşulları hakkındaki gerçeklerin bütünüyle ortaya çıkarılarak sorumlulardan hesap sorulması hususunda oldukça önemli olduğunu belirtti.

Lübnan siyasi ve dini mercileri de başsavcı tarafından yapılan açıklamadan duydukları memnuniyeti dile getirerek karalama kampanyalarına ve davayı siyasileştirme girişimlerine karşı Suudi Arabistan’ın yanında olduklarını vurguladı. Lübnan Başbakanı, Twitter üzerinden yaptığı bir paylaşımda, “Suudi yargısının Kaşıkçı cinayeti ile ilgili sanıkları sorumlu tutması, adalet ilkeleri çerçevesinde verilmiş doğru bir karardır. Bu karar, Krallık aleyhindeki kampanyaların ve davayı siyasileştirme girişimlerinin önünü kesti” ifadelerini kullandı.
Lübnan Müftüsü Şeyh Abdullatif Deryan yaptığı açıklamada “Suudi yargısının sanıklar hakkındaki verdiği karar, siyasileştirme girişimlerini ve basın tarafından yürütülen kötü niyetli kampanyaları engellemelidir” diyerek Suudi Arabistan tarafından uygulanan prosedürler hususundaki takdir ve desteğini dile getirdi. Ahlak kurallarına aykırı bir şekilde yürütülen kampanyalar karşısında Suudi Arabistan’ın yanında olduklarını belirten Daryan, açıklanan yasal prosedürlerin sanıkların yargılanması hususunda adalet ilkelerinin benimsendiğini kanıtladığını ve kötü niyetli kimseler ile fırsatçı ülkeleri de ortaya çıkardığını söyledi.

Deryan, Krallık aleyhindeki söz konusu girişimlerin tüm Müslümanların duygularını kışkırttığını ve Krallığı zayıflatmaya yönelik girişimlerinin hayal kırıklığı ile sonuçlanacağını söyledi. Suudi Arabistan’ın bilge liderliği ve halkı ile birlikte İslam dünyasının önderi olmaya devam edeceğini kaydetti.

Lübnan Kuvvetleri Partisi Genel Başkanı Samir Caca da konuya dair şunları söyledi:

“Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı hiçbir şekilde kabul edilemeyecek vahşilikle öldürüldü. Mesele ile herhangi bir şekilde ilgisi olmayan birtakım hedef ve amaçlar ile Suudi Arabistan Krallığı’nı çembere alma girişimleri utanç vericidir. Bu istismar girişimleri ile Suudi Arabistan’ın özellikle son yıllarda oynadığı role darbe vurulmak isteniyor. Eğer Suudi Arabistan birçok Arap ülkesinin yanında olmamış ve pek çok Arap meselesi ile ilgilenmemiş olsaydı, Ortadoğu’nun çehresi muhtemelen bütünüyle farklı olurdu. Uluslararası alandaki suçlarla mücadele etmek isteyenler bu iğrenç suçun tüm koşullarının ortaya çıkarılması için yargıya yardım etmeli, Kaşıkçı meselesi ile ilgili olmayan bir takım amaç ve gayelere ulaşmak için gevezelik etmeyi bırakmalıdır.”

Moritanya, dün yaptığı açıklamada Suudi yargısının dürüstlüğüne ve güvenilirliğine olan güvenini yineleyerek herkese meseleyi siyasileştirmekten uzak durmaları çağrısında bulundu. Ayrıca Suudi Başsavcı tarafından yayınlanan açıklamayı ve açıklamanın içerdiği prosedürleri memnuniyetle karşıladı.

Komorlar Birliği tarafından yapılan açıklamada da Suudi tedbirlerine yönelik övgüde bulunulurken Uluslararası İşbirliği ve Dışişleri Bakanlığı’nın dün yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Komorlar Birliği, Suudi yargısının bütünlüğüne ve bağımsızlığına inanarak nihayetinde adil karar veren ve herhangi bir şekilde davanın siyasileştirilmesini veya davaya dış müdahalelerde bulunulmasını reddeden cesur ve onurlu Suudi tutumunu selamlıyor.”

Dünya İslâm Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Muhammed bin Abdulkerim el-İsa yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“İnsaflı bir şekilde düşünüldüğünde, suç eyleminin zaman ve mekan içerisindeki gerçekliliğinin tek bir yönü olmadığı görülür. Nitekim günümüzde bu çok daha büyük ve çirkin seviyelere ulaşmıştır. Basında çıkan söylentilerdeki taraflı tutumun ardında basının menfi olarak vazifelendirilmesi ve ahlaki değerlerin yokluğu yer alıyor. Suudi Arabistan, cömert uluslararası insani yardım çalışmalarının yanı sıra aşırılık ve terörizm ile mücadelede kilit bir noktada, uluslararası toplumda barış ve uyum girişimleri arayışında olan aktif ve güçlü bir ortak olmuştur. Başsavcı tarafından yapılan açıklama, niteliği ve amacı ne olursa olsun bütün suçlulara karşı Suudi Arabistan’ın benimsediği tutumun kararlığını ve samimiyetini yansıtıyor. Krallık topraklarındaki adalet sahnesi, İslam ve insanlık tarihi tarafından onurlu bir şekilde kayda geçen örneklere sahiptir ve halen herkese ilham veren hikâyelerini anlatıyor.”

Suudi İnsan Hakları Komisyonu tarafından yapılan açıklamada Başsavcı tarafından yapılan açıklamanın söz konusu elem verici hadiseye karışan kimselerin yargı önüne çıkarılması, adaletin ikame edilmesi ve hukukun muhafaza edilmesi hususlarındaki Suudi liderliğinin tutumunu yansıttığı kaydedildi. Açıklamanın devamında soruşturma sonuçlarının tüm şeffaflık ve netlikte açıklanmasının Suudi Kralı’nın talimatlarının yerine getirilmesi ile birlikte Başsavcı’nın yürürlükteki yönetmeliklere uygun olarak soruşturma prosedürlerini uygulamasıyla sağlandığı belirtildi. Ayrıca Başsavcı’nın açıklamasının adli organların suçun gerçekliği üzerinde durma ve sonuçlarını dünyaya duyurma konusundaki verimliliğini ve yetkinliğini vurguladığı kaydedildi.

Suudi İnsan Hakları Komisyonu tarafından yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“Krallığın yargı ve ceza birimleri, İslam hukukundan alınan kurumsal temellere ve yasal çerçevelere dayanarak bağımsızlık ve dürüstlük doğrultusunda hareket ediyor. Böylece gerçeklere ulaşılması ve insan haklarının korunması hususunda uluslararası standartlara uygun olarak adil bir yargılamanın gerçekleştirilmesini sağlıyor. Adli, cezai prosedürler ve adil yargılanma ilkeleri, Türk tarafındaki Başsavcı’nın talep ettiği ve Suudi savcılığının elinde bulunan delillerin sunulmasını gerektiriyor. Bu şekilde hareket edildiği takdirde, İslam hukuku hükümlerine ve Krallığın düzenlemelerine uygun olarak adalet sağlanır ve meselenin herhangi bir şekilde siyasileştirilmesinin önüne geçilir.”

Latin Amerika ve Karayipler İslami Davet Merkezi tarafından yapılan açıklamada da Suudi Başsavcı tarafından yapılan açıklamanın “adaletin sağlanması ve dava ile ilgili gerçeklerin bütünüyle ortaya çıkarılarak sorumlulardan hesap sorulması hususunda Krallığın doğruluk ve kararlıkla takip ettiği yolu yansıttığı” vurgulandı.